HOŞGÖRÜLÜLER ÜLKESİ 3

Kıskançlık Kraliçesi Hoşgörü Ülkesi’nin eski mutlu günlerine döndüğünü duymuş. Bunun Koca Çınar sayesinde olduğunu da duymuş. Son çare olarak oğlu için Koca Çınar’ın yanına gitmiş ve sormuş:

– ” Ey Koca Çınar, söyle bana! Hoşgörü ülkesini nasıl eski haline getirdiysen benim oğlumu da eski haline getir. Demiş.

Koca Çınar:

– ” Senin oğlun, Hoşgörü yaptıklarından bu halde. Derdinin dermanı da Hoşgörü Kralında. Demiş. Kraliçe Koca Çınar’ın yanından ayrılarak Hoşgörü Kralı İle görüşmeye gitmiş. Ama içinde büyük utanç ve endişe varmış. Kral davranış nasıl davranacaktı ya derman olmasa gibi düşünelerle saraya varmış.

Kral, Kraliçeyi o kadar anlayış ve hoşgörü ile karşılamış ki; Kraliçe yaptıklarının ne kadar kötü olduğunun farkına varmış. Bu ilkenin adının neden Hoşgörü olduğunu şimdi anlamış. Kralın yanında kızı da varmış. 

Kraliçe ilk kez birini kıskanmamış. Kralın kızını da çok sevmiş. Kralın kızı da aslında bütün güzellikleri içinde olan peri kadar güzelmiş. Elinin değdiği her şey de kendi gibi güzel ve iyi oluyormuş. Kraliçe’nin oğlunun dermanı da bu kızmış. Kraliçe’nin oğlu da bu kız sayesinde iyileşmiş.

Prensesin bu hoşgörüsü bütün Kıskançlık Ülkesi’ne örnek olmuş. Kraliçe ve halkı artık kötü duygulardan arınmış. Hoşgörü kralı ve kızı sayesinde insanlar anlayışlı olmanın ve olaylara hoşgörü ile yaklaşmanın büyük erdemini anlamışlar. Prenses ve kraliçenin oğlu kırk gün kırk gece törenle evlenmişler. İki ülke birleşerek bütün diyarlara hoşgörünün önemini anlatmak için HOŞGÖRÜLÜLER ÜLKESİ olmuşlar. Uzun yıllar mutlu yaşamışlar.

Koca Çınar’dan üç elma düşmüş: Biri bu masalı yazanların başına, ikincisi bu masalı dinleyenlerin başına, üçüncüsü de bütün hoşgörülü insanların başına …