by ibrahim enes sayin
Artwork: ibrahim
Copyright © 2021
Hücre
hücrenin tarihi:
Robert Hooke’un 1665 yılında hücreyi keşfetmeden sonra hücre ile ilgili çalışmalar yüz yılı aşkın bir üzeri
üzerine.
1838’de Alman botanikçi Matthias Schleiden (Matiyas Şılaydın) ve Belçikalı zoolog Theodor Schwann (Teodor Şıvan) bitki ve hayvan dokuları gözlemlerindeki benzerliği fark etmişlerdir. Buradan hareketle bitki ve hayvan dokuyu sorma bize aynı sonucuna varmışlardır. Bu gelişme, bütün canlıların hücrelerinden oluştuğunu ileri
ayak teorisinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
1858 yılında Alman patolog Rudolf Virchow (Rudolf Virkov) ise bu ilave olarak hücrenin, olan diğer hücrelerin bölünmesiyle oluştuğunu ileri çıkar.
Hücre teorisi:
• Tüm canlılar hücrelerden oluşur.
• Hücre; canlının temel, Ağustos ve donuk birimidir.
• Tüm hücrelerdeki hücrelerin bölünmesiyle oluşmuştur.
Haber insanlarının ulaştığı yeni bilgiler,
hücre teorisinin gelişmesini sağlamıştır. Hafıza bilgiler Hücreli Teorisine eklenmiştir:
• Hücreler kalıtım maddesi İçerir yaptık bunu bölünerek yavru hücrelere aktarır.
• Metabolik olaylar hücre içinde büyüyor.
Hücrenin yapısı
Prokaryot hücre:
DNA’sı zarla çevrilmiş olmayıp sitoplazmada belli bir genişletme (nükleoid) yoğunlaşmış olarak bulunan ve zarlı organeli bulunmayan basit yapılı hücrelere prokaryot hücre denir. Kalıtım materyali sitoplazma bilgi dağılmış olarak bulunur. Prokaryot hücrelerin sitoplazmasında organel olarak
sadece ribozom organeli vardır. Arkeler ve bakteriler prokaryot hücre yapısına sahiptir. Prokaryot canlıların
hepsi tek hücrelidir
Ökaryot Hücre:
DNA’sı çekirdek içinde bulunan zarsız ve zarlı organellere sahip olan gelişmiş hücrelere ökaryot hücre denir. Öglena, paramesyum, amip, algler, mantarlar, bitkiler ve hayvanlar ökaryot hücre yapısına sahiptir
* prokaryot hücrelerin ribozomu ökaryotlara göre daha küçüktür
* ribozom tüm canlılarda vardır ✔️
ribozom tüm hücrelerde vardır ❌
ORGANELLER
ribozom:
Tüm canlılarda bulunan zarsız bir organeldir. Ribozom organeli birbirini tamamlayan iki alt birimden oluşur.
Bunlara büyük ve küçük birim adı verilir
Bu birimlerin biri protein ve rRNA moleküllerinden oluşur
. Ribozom canlı hücrelerde protein sentezinin gerçekleştiği organeldir Bu protein sentez hızının yüksek olduğu genç hücrelerde
ve görevi salgı olan hücrelerde daha fazla sayıda
ribozom bulunur. Prokaryot hücrelerde ribozomlar sitoplazmada serbest olarak bulunur. Ökaryot hücrelerde ise sitoplazmada serbest olarak bulunabildiği gibi kloroplast ve
mitokondri organellerinin içinde endoplazmik retikulum
ve çekirdek zarının dış yüzeyinde bulunur.
* En küçük organeldir.
mitekondri:
Canlılar yaşamlarını sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaç duyar
. Bu enerji canlılarda
hücresel solunum reaksiyonları ile ilgili. Oksijenli solunum, ökaryot hücrelerde mitokondri organelinde gelir. Bu enerji
böylelikle mitokondriler, ökaryot hücrelerin ATP üretken santrali olarak tanımlanabilir. Mitokondriler çift tabakalı bir zarına sahiptir Mitokondrilerin iç ve dış zarı, içerisine protein molekülleriningömülü olduğu çift sıralı yağ tabakasından oluşur. Dış zar düz biryüzeye sahip olmasına rağmen içte bulunan zar kıvrımlar yapmıştır. Krista adı verilen bu kıvrımlar mitokondrinin iç yüzey genişlemesini sağlar. Oksijenli solunumun açığa çıkması
ATP enerjisinin büyük kısmı kristalar üzerinde sentezlendiği içinyüzeyin genişlemiş olması zamanda enerji miktarının da artmasını sağlar. Kristaların arasını yani
mitokondrinin iç kısmının dolduran yarı akışkan sıvıya matriks adı verilir. Matrikste oksijenli solunumda görev
alan bazı enzimler bulunur. Ayrıca matrikste mitokondriye özgü DNA ve RNA molekülleri ile ribozomlar vardır.
Bu gibi mitokondri, enerji ihtiyacı artan hücrede bölünmesini beklemeksizin çekirdek kontrolünde çoğalır. Enerji
tüketiminin çok olduğu kas, sinir, böbrek ve sperm gibi hücrelerde mitokondri sayısı daha fazladır.
* besin + o2 —–> co2 + h2o mitekondri denglemidir.
endopilazmik retkulum:
Sabit bir
boyut ve şekli olmayan, hücre üretim hacmi ile belirtilemeyen bir organeldir. Olgun alyuvar bilgi sınıfında bütün
ökaryot hücrelerinde bulunur. Çekirdek zarından
başlayarak sitoplazmaya hatta hücre zarına kadar uzanır
ve hücre içinde birbiriyle bağlantılı olan geniş bir kanal
sistemi oluşturur. Üzerinde ribozom taşıyan çeşidine granüllü endoplazmik retikulum, üzerinde ribozom bulundurmayane de granülsüz ya da düz endoplazmikretikulum denir (Görsel 2.24). Bir hücrede iki tip endoplazmik retikulum aynı anda bulunabilir.Protein sentezinin yoğun olduğu hücrelerde granüllü endoplazmikretikulum, lipit ve karbonhidrat
sentezinin yoğun olduğu hücrelerde ise granülsüz endoplazmik retikulum daha fazla bulunur. Endoplazmik retikulum, hücre bölünmesi kaybolur. Granüllü endoplazmik retikulum, zarları üstünde ribozomlar tarafından sentezlenen proteinleri Golgi aygıtına taşır ve burada proteinler, ‘duruma gelebilmeleri için bazı değişimlere uğratılır. Granülsüz endoplazmik retikulum ise yağ ve karbonhidrat (glikojen) sentezi
ile senk golgiye aktarılması, hücre içinde madde taşınması ve kas hücrelerinin kasılabilmesi için
gerekli olan olan kalsiyumu depo etmekle görevlidir
* çekirdek zarını oluşturur
golgi:
Yapısal olarak endoplazmik retikuluma benzer. Fakat Golgi aygıtının kanalları birbiriyle bağlantılı değildir ve üzerinde ribozom taşımaz. Golgi aygıtı üst üste dizilmiş kanal ve yassı
keselerden oluşur. Endoplazmik retikuluma göre daha az yer kaplar. Golgi aygıtının görevi, endoplazmik retikulumdan gelen karbonhidrat, yağ ve proteinleri; glikolipit, glikoprotein ve lipoprotein gibi moleküllere dönüştürerek bir zarla çevreleyip salgılanacak duruma getirmektir. Bu yüzden salgı bez (tükürük bezi ve
endokrin gibi) sayfalarındaki fazladır. Endoplazmik retikulumda sentezlenen moleküller kesecikler
içinde Golgiye taşınır.Keseciğin Golgi aygıtının zarıyla birleşmesi sonucu içinde moleküller Golgi kanallarına
geçer. Burada son şekline dönüştürülen moleküller, bir kesenin içinde Golgi aygıtından ayrılır
lizozom:
Alyuvarlar hariç bütün hayvansal hücrelerde ve suda yaşayan tek hücreli canlılarda (amip, paramesyum gibi) bulunur. ETRAFI tek katlı zarla dolu Olan lizozomların “protein, karbonhidrat, lipit gibi molekülleri parçalayan
sindirim enzimleri bulunur. Ettik Lizozom oluşumunda ribozom, endoplazmik retikulum
ettik Golgi aygıtı görev ALIR. Enzimler ribozomlarda sentezlenerek endoplazmik retikuluma verilir. Endoplazmik
retikulumun kanallarıyla Golgi aygıtına taşınan enzimlerin ETRAFI Bir zarla çevrilerek paketlenir. Küçük Keseler
hâlindeki bu yapılara vezikül denir. Bu veziküllerin Yenilenebilir Hücre icinde Kalır lizozom organeline dönüşür ettik.
yuksek yapılı hücrelerinde lizozom organeli bulunmaz.Fakat bize göre lizozoma göre daha az çeşitte ve
sindirim enzimi bulunduran kesecikler vardır.
Lizozomların en düşük 60 kadar farklı enzimin ortamında. Bu enzimler hücre büyük büyüklerin parçalanmasını ve hücrenin kullanılacağı hâle dönüştürülmesini sağlar. Bu nedenle lizozomlar
hücre içi sindirim merkezi olarak da bilinir. Ayrıca hücrede
bozulmuş ya da yaşlı organeller de lizozomlar sayesinde parçalanarak ortadan kaldırılır. Bu olaya otofaji adı verilir. Savunmasında görev alan akyuvar vücut bakteri, virüs ve maddelerini etkisiz hale getirir. Herhangi bir etki sonucu lizozom içindeki enzimler, sitoplazmaya dağılırsa hücreyi sindirir ve bu olaya otolizdenir. Örneğin insan embriyosunda el ve ayak parmakları arasındaki boşlukların oluşması, yaşlanmış vegörevini yerine getiremeyen hücrelerin ölümü ve kertenkelenin bir tehlikeyle karşılaştığında kuyruğunu bırakması otolizına örnek olarak verilebilir.
sentrozom:
Birbirine üçer üçer bağlanmış dokuz grup, mikrotübül adı verilen
protein iplikçiklerinin birleşmesiyle sentriol oluşur. İki
sentriolün birbirine dik olarak Konumlanmasıyla yapıya sentrozom denir. Sentrozom organeli, hayvan hücrelerinde bulunur. Olgun alyuvar, sinir, yumurta, gelişmiş hücrelerinde,
çizgili kasda ve mantarlarda sentrozom bulunmaz. Sentrozom hücre bölünmesi
sırasında ipliklerini oluşturur ve kutuplara hareketini sağlar. Bitki hücrelerinin bölünmesi sırasında ise iğ iplikleri, mikrotübül ve mikrofilamentler gibi bazı hücre iskeleti yapıları
koful:
) Koful
Kofullar; Golgi aygıtı, endoplazmik retikulum, hücre zarı
ve çekirdek zarı oluşturulabilir. Kofulların işlevlerinegöre besin kofulu, boşaltım kofulu, depo kofulu ve kontraktil koful gibi çeşitleri vardır.
Besin kofulu hücre büyük moleküllü besinleri bulunduran kofuldur.Lizozomla birleştiğinde yuvim doluyor. Böyle hücrenin karşılar.
Boşaltım kofulu hücrenin oluşturduğu metabolik atıkların ve salgı maddelerinin dışarı gönderilmesini sağlar.
Kontraktil koful tatlı suda yaşayan protistlerde hücre içine
enerji harcayarak dışarı atan kofuldur
Hücrenin su dengesinin korunmasında (homeostasi) rol oynar.
Depo kofulları bitki ve hayvan hücrelerinde çıktı ve suyun depo aspirasyonu
plastitler:
Kloroplastlar : Bitkilerde fotosentez olayının gerçekleştiği
önemli bir organeldir (Görsel 2.32). Tek hücreli bir canlı olan öglena da kloroplast organeline sahiptir. Sahip olduğu yeşil renkli klorofil pigmenti deri değiştirme için su ve karbondioksitten besin (glikoz) ve oksijen kullanılabilir. Bitkinin yeşil kısımlarında özellikle de yapraklarında yoğun olarak bulunur. Kloroplast organeli iki katlı zarla çevrilidir. Hem dış hem de içzar düz bir yapıya sahiptir. Kloroplastların iç kısmı, yapısı belli oranda sitoplazmaya benzeyen stroma adı verilen jelimsi bir sıvıdoldurur.Stromada organik ve inorganik moleküller ile kendine ait DNA, RNA ve ribozomları
bulunur. Stromada aynı zamanda yassı kesecikler şeklinde düzenlenmiş bir zar iç sistemi daha vardır. Bu yapıya tilakoit zar sistemi denir. Bitki yapraklarına yeşil rengini veren klorofil pigmenti tilakoit zarların yapısında bulunur. Bu yassı keseciklerin üst üste dizilmesi ile yapıya granum adı verilir. Stroma içindeki granum toplulukları da grana olarak adlandırılır
klorofil
* Karbondioksit + Su —–> Glikoz + Oksijen
ışık
Kromoplastlar: Başta çiçek ve meyveler olmak üzere bitkilerin çeşitli kısımlarının rengini burada plastitlerdir. Kromoplastların yapısında farklı seçenekleri pigment maddeleri bulunur.
Örneğin ksantofiller limon, muz ettik armut gibi meyvelerin kabuğuna sarı rengi Verir. Likopen, domates ve kırmızı biberin kabuğundaki kırmızı rengin oluşumundan
sorumludur. Karoten ise havuca turuncu rengini veren pigmenttir.
* Kromoplast ve kloroplastlar çeşitlilerin etkisiyle değişebilir
Lökoplastlar : Pigment içermeyen ( beyaz ) plastitlerdir. Bitkinin ışık görmeyen kök ve toprak gövdesi gibi medyanın içinde gibi kuvvetli ışık bulunan vetohumlarında da bulunur. Lökoplastlar özellikle nişasta depo etmek için özelleşmiş plastitlerdir.Bitkiler, fotosentez ile ürettikleri glikozun nişastaya dönüştürerek dönüştürülerindeki kloroplastlarda depolar. peroksizom: katalaz
* H2O2 —–> H2O + 1/2 O2
Peroksizomlar, neredeyse bütün ökaryot hücrelerde bulunan hem oksitleyici hem de antioksidan etkiye sahip bazı enzimler içeren zarlı bir organeldir. Bazı peroksizomlar yağ asitlerini mitokondrinin kullanılabileceği daha küçük moleküllere dönüştürür.Bu olay sırasında bu tip reaksiyonlara oksidasyon reaksiyonu adı verilir.
Published: Mar 13, 2021
Latest Revision: Mar 13, 2021
Ourboox Unique Identifier: OB-1075528
Copyright © 2021