SAYGI VE SANAT DÜNYAM
(Giriş Bölümü)
”Hiç saygının ve sanatın hakim olduğu bir dünya düşünmüş müydünüz?”
Bana göre bu ikisi çok önemli fakat öncelikle ”Saygı” kelimesine dikkat çekmek isterim. Saygı bence her şeyin temeli. Bu arada saygı derken sadece resmiyeti belirtmek istemediğimi söylemek isterim. Her şeyin temeli saygı dedim, neden, çünkü bir düşünürsek çok büyük problem olan kadına şiddet, hırsızlık, ırkçılık,haksızlıklar, eşitsizlik, adaletsizlik… ve dahası saygı olmadığından kaynaklanıyor. Eğer bir kişi saygılı ise insanları küçük görmez, başkasının hayatına karışmaz eşine, kardeşine, annesine, babasına, sokaktaki bir kediye, otobüsteki bir kadına, adama… kötülük yapmayı aklından bile geçirmez. Kısacası başka herkesin, hayvanların, kendisinin hayatına, kararlarına saygı duyar bu da dünyayı daha güzel bir yer kılar. Bu yüzden saygı çok önemlidir.
Sanat insanların evrensel dilidir denebilir. Sanat insanlara ortak bir dil sunar. Ortak zevkler, farklılıklar, ritimler, melodiler, bunlar sevgi ve saygı ile birleşince çok fazla güzellikler ortaya çıkar. Her insanın melodileri, müziği, renklerin uyumunu ve daha nicesini ruhu ile hissetmesini isterdim.
1.Yönetim
Başta tek bir kişinin olduğu ve o kişinin halk tarafından seçildiği bir yönetim olmasını isterim. Seçilmek için aday olan kişilerin buna yönelik gerekli eğitimi sıkı bir şekilde almaları ve erdemli olmaları şart olarak koyulmalıdır. Baştaki kişinin seçilmesinden önce onun altı olarak bi grup seçilmelidir. Bu grup sanatla, sporla, adaletle, iletişimle, sağlıkla, eğitimle vb. kendi alanı ilgili gerekli eğitimi almış ve o alandaki başarıları, üslubu, erdemi, saygısı vs. göz önüne alınarak o alandaki kişilerin de seçimi ile o alanın baş kişisi, yada başkanı da denebilir, seçilmelidir. Bu kişilerin başkan tarafından seçilmesi bana göre yanlıştır. Bu kişiler o alandaki kişiler, ve başarıya göre halk ve o konu ile eğitimli kişiler tarafından oylama ile seçilmelidir. Bu seçilen kişilerin de seçim hakkı ve halkın seçim hakkı ile üst başkan seçimi yapılmalıdır.
Alt gruplar olarak seçilen kişiler kendi alanındaki düzenlemeleri yapmakla sorumlu olmalıdır. Bunları yaparken en üst kişi yani başkanla iletişimde olmalı ve onun onayı ile işler yapılmalıdır.
Bu başkanlar örneğin spor başkanı, sanat başkanı, iletişim başkanı, çevre başkanı vs. gibi olmalıdır. Başkanın atadığı her şehrin kendi başkanı olmamalıdır, onun yerine bu başkanlar her şehirdeki kendi alanlarını yönetmelidirler. Ve tabi ki de kendi alanlarındaki uzman kişiler yine kendileri gibi olan kişileri şehirlere o alan için bir temsilci, yönetici kişi atayabilir. Bir başkan tüm işlere müdahale etmesi yerine halkın bir alanda uzman olan kişileri seçmesi ile daha düzgün, verimli bir yönetim var olmuş olur. Herkes birbirine saygı duyar.
2.Ekonomi
Bana göre ideale en yakın olan sosyalizmdir.
Her kişi çalıştığı kadar, kendi becerisine, yeteneğine göre ücret almalıdır. Mesela bir mühendis ile bir bir kasap aynı ücreti alamaz. Çünkü yaptığı işin niceliğine ve niteliğine göre ücret almalıdır. O işe sahip olmak için eğitimde fırsat eşitliği olmalıdır. Tüm herkesin eğitim için eşit şartlara sahip olması gereklidir, fakat niteliği ve niceliği farklı işler aynı maaşı almamalıdır. Herkesin bir alana yeteneği ve isteği vardır. Bu yeteneğe göre eğitim alıp o işte çalışmalıdırlar. Kişi işinde ne kadar başarılıysa ona göre maaş almalıdır. İnsan doğası gereği ihtiyaçlarına göre onları karşılayacak kadar maaş alması mutlu eder. İnsanda gereğinden çok fazla şeye ulaşma hırsı, arzusu oluşturan şey o toplumun şekline, kültürüne bağlıdır. Üretimde kazancın büyük ölçüsü adil olmayan bir şekilde patronun cebine gitmektense, toplumun kasasına gitmelidir. Bu şekilde verimlilik de büyük ölçüde artmış olur. İnsanlar mesleklerin hepsine saygı duyar. Dışlanma yaşanmaz.
3.Aile
Aileler çekirdek aile olarak yaşamalıdır. Evlilik ile soyadı değişikliği kaldırılmalı ve bu kişinin isteğine bırakılmalıdır. Evlenme yaşı 18 olmalı ve eğer o yaşta olmayan bir kişi evlendirilirse bu suç olmalı ve gerekli ceza verilmelidir. Anne ve baba olmak isteyen kişiler zorunlu bir eğitimden geçmeli ve bunu tamamladıklarına dair bir sertifika almalıdır. Bir çocuk sahibi olmak bu kadar basite alınmamalıdır. Kişi kendini topluma ve kendisine göre iyi yetiştirilmedi ve yetiştirmediyse, bir çocuğu nasıl yetiştirebilir? Bunun için eğitim almalıdırlar.
Ailelere bir görevli ile seminer verilmelidir. Aile bağlarını güçlendirmek için çalışmalar yapılmalıdır. Yetim çocuklar için şartlar daha iyi hale getirilmeli diğer çocuklar ile eğitim şartları eşit tutulmalıdır. Evlatlık almaya teşvik edilmeli bunun içinde yine eğitim verilmelidir.
4.Eğitim
Öncelikle her çocuğun eğitim şartları eşit tutulmalıdır.
Kız erkek ayrımı yapılmamalıdır. Sınava yönelik eğitim yerine öğrenmeye yönelik eğitim verilmelidir. Ezber değil öğrenme söz konusu olmalıdır. Lise sınavları olmamalı bunun yerine ortaokul ve ilkokulda da olduğu gibi çocuklar evlerine en yakında olan liselere gitmelidir. Böylelikle liseler arasındaki farklılık ortadan kalmış olur her lise eşit olur. Öğrencilere kendi yeteneklerini keşfetmeye yönelik eğitim verilmelidir. Ders saatinin çok fazla olması verimi düşürebilir. Bu yüzden az ama verimli bir ders daha iyi olacaktır. Okuldan sonra sanata, müziğe, spora zaman kalmalıdır. Temel dersler olmalı onun dışındaki dersleri öğrenciler yeteneklerine göre seçmelidir. Her lisede her bölüm açılmalı eğer bir bölümde hiç öğrenci yoksa kapatılmalıdır. Okullarda kişisel gelişim dersi olmalıdır. Fazla olmasına değil verimli olmasına dikkat edilmelidir.
5.Din
Herkesin kendi inancına saygı duyulmalıdır. Çocuklara belli bir yaştan sonra örneğin lisede başlayıp üniversite de de devam etmek üzere tüm inançlar anlatılmalıdır. Kişi araştırıp kendine göre doğru olana inanmalıdır. Bu konuda zorlama olmamalı kişi kendi seçimlerini yapmalıdır. Kültüre göre veya anne babaya göre değilde kendi araştırmalarına göre inanmalıdır. Büyüklerini taklit etmek yerine tüm dinler, inançlar anlatılır ise (okullarda) hepsini öğrenmiş ve araştırmış bir nesil olur. Ufku açık, saygılı, ve anlayışlı olurlar. Hepsini öğrenen kişiler diğer dinlere de saygı duyması gerektiğini öğrenmiş olur. Kimse inancı yüzünden yargılanmaz. Ülkenin din inancına göre değil evrensel yasalar konulmalıdır. Bir kişi bir ülkede sırf inanç yüzünden dışlanmamalıdır.
6.Bilim
Toplumda herkes yasalara aykırı olmadığı, kimseye zararı olmadığı sürece kendi fikirlerini belirtmekte özgür olmalıdır. İnsanlığa zarar verecek işlemlerin yapılması yasaklanmalı. Hayvanlar üzerinde zararlı deneyler yapılmamalı. Bilim her zaman desteklenmeli, önü açılmalı, insanlar teşvik edilmeli. Savaş için buluşlar değil barış, mutluluk, huzur, kolaylık, için buluşlar yapılmalı. İnsanların birbiri ile kötü bir yarış içine girmek için değil, dünyayı daha güzel bir hale getirebilmek için araştırmalı, düşünmeli, keşfetmelidir. Örneğin bir atom bombası geliştirip diğer insanlara zarar vermektense tüm insanlar birlik olmalı, kötü hırslarını bir yere bırakıp dünyayı daha güzel bir hale getirmek için çalışmalar yapmalı. Hatta ve hatta başka gezegenleri yaşanabilir mi araştırmalı, bunun için çalışmalar yapmalı. Ve en önemlisi her insanın fikirlerine saygı duyulmalı. Sonuçta kim neye göre, bir şey kime göre doğru veya yanlış ki? Tüm bilim insanları hep beraber ortak amaçlar için çalışsa bence çok farklı, güzel şeyler olur.
7.Hukuk
Bir toplumu ayakta tutan en önemli şeylerden biridir, hukuk.
Ülkede adalet olmazsa orada huzur olmaz. Kadın erkek eşit haklara sahip olmalıdır. Eşitlik her zaman adaletli olmaz, kişiye göre adalet sağlanmalıdır. Mesela boyları farklı olan iki kişiye aynı uzunlukta sandalye, yada sıra verilmeli midir, yoksa boylarına uygun haklar tanınmalı ve adalet sağlanmalı mıdır? ikisini eşit kılmak için adalet kullanılmalıdır.(görsel buna örnek olarak verilmiştir.) Halk kişilere, mallara çevreye zarar vermediği sürece sözlerini, fikirlerini belirtebilir. Suç işleyen kişiler mutlaka işlediği suçun ağırlığı kadar cezalandırılmalı hiçbir türlü indirimden yararlanma fırsatı tanınmamalıdır. Yaptığı şeyin cezasını almalıdır. İnsan haklar adaletli olmalı, amacından sapmamalı. Suçlular merhameti hak etmemelidir. İnsanların hakları çiğnenmemeli, yok sayılmamalıdır. Ceza da ayrımcılık yapılmamalı, ayrıcalık tanınmamalıdır. Bir hayvana karşı suç işleyen kişi de ceza almalı. Hayvanlar küçük görülmemelidir. Hayvan hakları yok sayılmamalıdır. Onlara yapılan kötülükler de cezasız kalmamalıdır. Haksız yere suçlanan kişiler olmamalıdır. Suçlanan kişi için kesin deliller olmalıdır. Toplumdaki kişiler dışlanmamalıdır. Farklılıklar, özürler, renkler, ırklar, inançlar yüzünden insanlar dışlanmamalıdır. Saygı duyulmalıdır. Adaletsizliğe, haksızlığa, şiddete göz yumulmamalıdır.

8.Sanat
Sanat için ayrı bir bakan olmalı, her şehirde olan bir grup üyeleri olmalı ve bu üyeler iş olarak ve tabi aynı zamanda sadece iş olarak değil severek ve isteyerek, ilgi ile sanat çalışmaları yapmalı. Sokaklar, caddeler resimlerler ile dolu dolu olmalı. Her şehirde birden fazla müze, resim sergisi çalışmaları yapılmalı. Toplum sanat ile içli dışlı olmalı. Kimse kimseyi ilgileri için yargılamamalı. Saygı duymalı. Her ay konserler olmalı. İnsanların sevdiği sanat dalları ile uğraşmak için önüne engel değil çiçekler koyulmalı. Sanat imkanları, müzik imkanları gelişmiş olmalı. Sanatkar kişiler destek görmeli. Yetenek ve istekleri göz ardı edilmemeli. Fakat her kişi de istediği şekilde şarkı çıkarmamalı. Bunun eğitimini almış olmalıdır. Sanat kötülük için değil ruha huzur, mutluluk, enerji sağlamak için yapılmalıdır. Sanat her şeyi çok daha güzel ve naif kılar. Her insanın bildiği bir dildir; sanat ve müzik.
”Yüksek uygarlığın, merdivenleri sanattır.”
-M.K.ATATÜRK
9.Spor
Spor bakanı olmalı ve her okula bir kişi atamalı, ve okullarda her çocuğa yüzme eğitimi verilmeli. Böylelikle boğulma ile gerçekleşen ölümlerin önüne geçilmiş olur. Her yıl yarışmalar düzenlenmeli. Herkes spora teşvik edilmeli. Spor bir yaşam biçimi haline gelmeli. Her mahallede bisiklet kiralanan yerler olmalı. İnsanlar hem günlük hayatındaki işleri yapıp hem de spor yapmalı. Araba kullanımı azaltılmış ve dolayısıyla hava kirliliği gibi tehditler azaltılmış olur. Yine her mahalleye yürüyüş alanları yapılmalı. Şehirlerde bir doğa yürüyüş alanları olmalı. Spor asla arka plana atılmamalı.
Sporu yaşam biçimi haline getiren bir toplum olduğunu düşünün, sağlıklı olurlar, kanser, kalp krizi gibi hastalıklar çok azalır. Toplumun huzuru artar. Spor, mutluluk ve huzurla doğru orantılıdır.
(Son Bölüm)
Benim dünyam böyle olurdu. Gerçekliğe daha uygun yazdım. İnsanların birlik olmasını, dünyaya saygı ve sanatın hakim olmasını isterdim. Sonuçta bir insan saygılı olursa o insan sevgili, merhametli, cömert, erdemli… olur. İnsanların birbirine, hayvanlara, doğaya saygı duyması o kadar çok sorunun üstesinden gelir ki anlatamam. En azından ben böyle düşünüyorum. Saygı ve sanat en önemli şeylerden olup, insanın hayatında önemli bir yere sahip olmalıdır.
Saygılarımla, Handan Zerk
Published: Mar 18, 2021
Latest Revision: Mar 30, 2021
Ourboox Unique Identifier: OB-1080930
Copyright © 2021