Duru

                             Selin İle Efe ‘nin Birliği

Selin ile Efe iki iyi arkadaşlardı.4-C sınıfında okuyan bu iki iyi arkadaş bir gün sınıf başkanlığı seçimine katıldılar.Öğle teneffüsünden bir önceki ders oylama yaptılar ve ikisi de aday adayı oldu.Öğretmenleri ertesi gün konuşma hazırlamalarını ve bu konuşmalarını tahtaya çıkıp arkadaşlarına okumalarını söyledi.Çok heyecanlanmışlardı okul  çıkışı hemen evlerine gittiler ve konuşmalarını  hazırlamaya başladılar.İkisi de çok heyecanlı ve iddialıydı ne de olsa  sadece ama sadece biri sınıf başkanı olabilirdi.

Ertesi gün servise bindiler ve okullarına gittiler. Yine Öğle teneffüsünden bir önceki ders konuşmalarını yaptılar.

Efe:

-Arkadaşlar ben derse girdiğimizde eğer öğretmen gelmezse size bol bol oyun oynatacağım ve size bol bol kitap ayracı

,çikolata, şeker ,bisküvi , çubuk kraker , oyun kartı ve dahabir çok şey dağıtacağım, dedi.Selin ise çok farklı düşünüyordu.

-Arkadaşlar ben size derslerden sonra yada önce istediğiniz zaman takıldığınız dersler konusunda yardım ederim , size sağlıklı yiyecekler dağıtırım ha bunların yanında size az da olsa oyun oynatırım . Bu oyunlara örnek olarak verebileceğim oyunlar ;

Sudoku , apartman , çit , kendoku , tangram ,  satranç , mangala , engel koridor , reversi ve çeşitli bulmacalar olabilir.

Şunu söylemekte istiyorum , size bu saydığım oyunları dağıtabilirim ve  eğer isterseniz evdeki okuyup zarar verilmeyen kitapları size dağıtabilirim, dedi.

Arkadaşları çok kararsız kaldılar ama içlerinden birini seçip ona oy verdiler . sonunda öğretmen oyları açıkladı ve ne olduysa o

sırada oldu. İkisinin de oyları eşit çıktı ve herkes çok şaşırdı .

Bunun bir yanlışlık olduğunu düşünüp tekrar oylama yaptılar.

Ama yine sonuç aynı çıktı ve öğretmen bir hafta sonra farklı fikirlerle tekrar  bir konuşma hazırlamalarını istedi. Selin’in ve Efe’nin kafası çok karışmıştı ama o gün eve gittiklerinde konuşmalarını hazırlamaya başladılar.İkisi de o akşam çok zor uyudular. Kendi kendilerine bir hafta nasıl geçecek?Ya kimse konuşmamızı beğenmezse?Eğer herkesin önünde mahçup duruma düşersek? diye kendi kendilerini soru yağmuruna tuttular.Nasıl olduysa bir hafta geçti ve konuşmalarını okumalarının vakti geldi. Herkes derin bir sessizliğe bürndü ve bütün dikkatini  Selin’e ve Efe’ye verdi.Selin ve Efe de çook ama çook heyecanlıydı. Neredeyse ellerinin titremelerinden kağıdı tutamıyorlardı.Ardından bu sefer öğretmen Selin ‘in önce çıkmasını istedi. Fakat selin buna itiraz etti.

-Üzgünüm öğretmenim fakat ben kendim değil Efe ile birlikte çıkacağım, dedi.

Öğretmen ve 4-C sınıfı öğrencileri buna çok şaşırdı ve bir anlam veremedi.Öğretmen Selin ‘in söylediğine itiraz edip etmemeyi çok düşündü ve bunu kabul etti.İkisi aynanda tahtaya çıktılar ve yazdıklarını anlaştıkları gibi birleştirdiler.

-Herkes bazen eğlenceli oyunlar bazen eğitici oyunlar oynayabilecek. Derslerde takıldıklarınızı Selin arkadaşımıza ne oyun oynayacağınızı ise Efe arkadaşımıza sorabilirsiniz.

Konuşmalarını bitirdikten sonra oylamaya geçildi ve Selin ile Efe sınıf başkanı oldular.

                               Güzel mi? Çirkin mi?

Çoğu insan için güzellik ya da çirkinlik insanın fiziksel özelliklerinden anlaşılır. Fakat asıl güzellik ve asıl çirkinlik insanın içindedir. Örneğin  bir insan derslerine düzenli çalışırsa o insanın iç güzelliğidir fakat  derslerine iyi çalışmaz ise  bu insanın güzelliğini çirkinliğe çevirir.Bu sadece bir örnek. Tabii günümüzde bunu sadece anne ve babalarımız biliyor. Öğrenciler cahiliyete koşuyor artık sadece cahillik hüküm sürüyor , bilginin hiçbir önemi kalmadı.Gerçekten abartmıyorum bazıları yalan söylediğimi düşünebilir , bu sayfaları atlayıp başka bir sayfaya geçebilir ama bunlar tamamen gerçek. Eğer buraya kadar okuduysanız gerçek cahilliğin anlamını biliyorsunuz demektir. Bu satırları okuduktan sonra kimin cahil kimin olmadığını yani kimin güzel kimin çirkin olduğunu anlayabilecek ve anlatabileceksiniz . Bu satırları yazan beni asla küçümsemeyin .

Yaşımın küçük olması yada büyük olması gerçekleri yani söylediklerimi değiştirmez çünkü gerçeklerden kaçılmaz. Bu hikayeleri ben yazıyorum ben sadece ama sadece ben. Benim şu anda 9 yaşında olmam kimseyi ilgilendirmez. Bazılarınız bu hikayeye karşı çıkabilir , bazıları bunu şikayet edebilir ama bu sadece güzellik ve çirkinlik.

                                3 Mavi Kurdele

Bir çocuğun yakasında 3 tane mavi kurdele varmış . Bu 3 kurdele aralarında konuşmaya başlamış.

Birinci kurdele:

-Ben iyiliğim.Benim bu dünyada olma sebebimin hiçbir anlamı kalmadı.Artık insanlar iyilikten çok kötülüğü seçiyor hayatımın bir anlamı kalmadı. Çözülmek üzereyim, diyerek çözülüp gitti.

İkinci kurdele:

-Ben bilgiyim . Artık insanların bilgiye ihtiyacı kalmadı herkes cahiliyete koşuyor. Onun yolunu gözlüyor. Artık bir anlamım ve  önemim kalmadı . Kitapların yüzüne bakılmıyor ,  cahillik ayakta alkışlanıyor.Bilgelik bir kenara itiliyor. Artık bir anlamım kalmadı ,diyerek çözülüp gitti.

2  kurdelenin çözüldüğünü gören çocuk ağlamaya başladı. Bunu gören üçüncü kurdele çocuğa ağlamamasını söyledi.

-Çünkü ben yaşamım. Ben bağlı kaldıkça diğerleri de bağlı kalacak , dedi.

Çocuk cebinden iki kurdele çıkardı ve yakasına bağladı . O günden sonra hiçbir kurdele çözülmedi.

                           Duygu Adası Efsanesi

Bir gün bütün duygular tatile çıkmaya karar vermiş.Fakat kimse onları dikkate almamış , çünkü onlar sadece duyguymuş ,sadece duygu.Hatta ama hatta yetkili (personel) bile onları az kalsın göremiyormuş . Duygular boylarının kısa olmasını artık bir kusur olarak görmeye başlamış. Bunun sonunda büyülenme duygusuna gidip boylarının çok kısa olduğunu ve buna bulabileceği bir çözümün olup olmadığını sormuş.

Büyülenme duygusu :

_ Buna bir çözümüm var , varmasına da , karşılığı iki kese altın sizden çıkar mı o kadar? , demiş.

Bütün duygular ellerinde olan altınları birleştirmiş ve tamı tamına iki kese altın çıkmış . İki kese altını büyüleyici duyguya verdiler.