by Fatma Ebrar Uca
Copyright © 2021
İnsanların telaşsız olduğu, istisnasız tüm insanların güvenilir olduğu, gökyüzüne çıkmanın mümkün olduğu, ağaçların çok sayıda ve rengarenk olduğu, doğal afetlerin olmadığı, trafiğin olmadığı, çocuk ölümlerinin olmadığı, apartmanların olmadığı, insanların yalanı bilmediği, benim ülkem EBRARİSTAN…
YÖNETİM
Ülkemdeki yönetim sistemi demokrasidir. Yani yöneticiyi halk seçer. Yöneticiliğe aday olacak kişilerinse belli özelliklere sahip olması gerekir. Bu özelliklerin en önemlisi empati yeteneğinin yüksek olmasıdır. Bunun yanı sıra kendini geliştirmiş olduğu birçok alan olmalıdır. Fedakar olmalıdır. Halk için her şeyi göze almalıdır.
Yönetici seçildikten iki yıl sonra halka, yöneticiden memnun olup olmadıkları sorulur. Buna göre yönetici göreve devam eder ya da yeni bir yönetici seçilir. Halk ile yönetici sürekli etkileşim halindedir.
EKONOMİ
Ülkemde bu konuda herhangi bir sınıf ayrılığı yoktur. Kendi paramız vardır ve onu kullanılırız. Benim ülkemdeki insanların en az değer verdiği şey paradır. Para insanları değil, insanlar parayı kullanır. Teknoloji başta olmak üzere her alanda iş vardır. İnsanların alım gücü dikkate alınır.
HUKUK
“Yalnızca bir günah (suç) vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün suçlar hırsızlığın çeşitlemesidir… Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun; karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman, doğruluğu, haklılığı çalmış olursun.” Khaled Hosseını’nin bu sözlerinden yola çıkarak oluşturduğum hukuk sisteminde işlenen tüm suçlar hırsızlık sayılacaktır. Böylece bir şey çalan biriyle, insan öldüren biri aynı düzeyde sayılacaktır. Bunun sonucunda insanlar suç işlemeye yeltenmeyecektir. Her ne kadar suçlar aynı sayılsa da cezalar elbette farklı olacaktır. Adil hakimler aracılığıyla hak, her zaman yerini bulacaktır. Ve suç işleme oranı en aza indirilecektir.
DİN
Ülkemdeki tüm insanlar zorlama olmaksızın tek bir dine inanıyor olacak. Bunun sayesinde hiç bir konuda (iyi veya kötü) din kullanılamıyor. Herkesin dini aynı olduğu için insanların yaşam biçimleri benzerlik gösteriyor. İnandığımız dinse insanlara iyi olmayı, iyiyi istemeyi emrediyor. İbadet etmek için belli bir alan gerekmiyor. Her yer ibadet etmek için uygundur.
EĞİTİM
Ülkemdeki eğitim sisteminde tüm çocuklar öncelikle ana sınıfına gidecek. Burada oyuncakları tanıyacak. Oyun oynamayı, arkadaşlık kurmayı, eğlenmeyi öğrenecek. Öğrenecek diyorum çünkü bana göre bunlar insanlara doğuştan verilen şeyler değildir. Yani herkes bilmez oynamayı, eğlenmeyi… Bir yıllık bu eğitimden sonra hayatı boyunca kullanacağı ve işine yarayacak şeylerin temelini öğrenmek için ilkokula gidecek. Bu ilkokul eğitimi ise 5 yıl sürüyor olacak. İlk yılında ileride göreceği şeyleri neden öğrenmesi gerektiğini, bilginin ne olduğunu öğrenecek. Neden mi? 15,16 hatta 17 yaşında gördüğü bir matematik dersinde kalkıp da biz bunu neden öğreniyoruz, bu bizim ne işimize yarayacak gibi söylemlerde bulunmasın diye.
Ayrıca insanın bir ruhu olduğu, beslemesi gereken tek şeyin bedeni değil, ruhun ve zihnin de beslenmesi gerektiği onun anlayacağı bir dilden anlatılıyor olacak.
Bu eğitimin bir yıl olması belki bazılarınıza fazla gelmiştir. Ama yaklaşık 20 yıllık eğitim hayatını en önemli kısmıdır. İnsan her zaman neyi neden yapması gerektiğini bilmeli. Robot değil, insanız! Bu 5 yıllık süreç de bitince öğretmenleri öğrenciyi az çok tanımış olacak. Nelere ilgisi, yeteneği olduğunu öğrenmiş olacak. Bunları ailesine aktaracak.
Evet şimdi sırada 3 yıllık ortaokul eğitimi var. Burada da temel dersleri aldıktan sonra lise. Burada da temel derslerin ağırlaştırılmış halini görünce bu dersleri anlamakta zorlanan öğrenciler tespit edilip onlara özel olarak destek verilecek. Hala da olmuyorsa zorlanmayacak ve ilgi alanına, yeteneğine göre meslek belirlenip o mesleğe uygun gerekli bilgileri alacak. Böylece tüm insanlar meslek sahibi olabilecek. Ve sevdiği işi yapıyor olacak.
Tüm bunların yanında, bir doktor adayı insanlarla konuşmayı öğrenmeden doktor olamayacak. Bir öğretmen adayı sabırlı olmayı öğrenmeden öğretmen olamayacak. Böylece insanlar işinin ehli olacak.
SANAT
Ülkemde on yaşını geçmiş olan herkes en az bir enstrüman çalmayı bilecek. Yılın bir günü edebiyat ve sanat günü olacak ve o gün şiir yarışmaları düzenlenecek. Bu, aynı zamanda insanların hayal gücünü geliştirecek.
Sokakların duvarlarında rengarenk, huzur veren resimler olacak ve bu resimler her yıl değiştirilecek.
Ülkemdeki insanlar tiyatroya da çok önem veriyor olacak ve bu konuda da kendini geliştirecek.
SPOR
Ülkemin insanları sporun ne kadar önemli ve aynı zamanda zevkli bir şey olduğunun farkında. Bu yüzden herkes çok sağlıklı. Öyle ki 80 yaşındaki bir dede, 10 yaşındaki torunuyla kovalamaca oynuyor ve torunu onu yakalayamıyor. O sırada çocuğun nenesi, “Haydi aşkım!” diyerek saçı sakalı ağarmış kocasına tezahürat yapıyor. O derece yani…
Bisikletlerin olduğu bir alan var ve isteyen istediği zaman buradan bisiklet alabiliyor. Ülkemin tüm insanları son derece güvenilir olduğu için bu konuda sıkıntı çekilmiyor.
Okullara da spor ve önemi hakkında seminerler veriliyor.
AİLE
Ülkemde esas olan güven olduğu için aile kurulurken herhangi bir yemine, imzaya gerek duyulmuyor. Kimse birbirine ihanet etmiyor. Boşanmalar olmuyor. Tüm aileler huzur içinde yaşamını sürdürüyor. Akrabalar arasında küslük, kırgınlık asla olmuyor.
Ailelerde 3S kuralı benimsenmiştir: sevgi, saygı, sadakat.
Her ailenin bir evcil hayvanı var. Ve çocuklar hayvan sevgisiyle büyütülüyor. Ülkedeki bütün evler bahçeli olduğu için hayvanlar için bir sıkıntı olmuyor. E zaten evcil hayvan.
BİLİM
Ebraristan’da fikir ve düşünce özgürlüğü hakimdir. Bunun olmadığı ülkelerde bilim gelişemez. Gelişmiş laboratuvarlara sahibiz.
Yılın bir ayı icat ve keşif ayıdır. Bu ay insanlar üretime yoğunlaşır. Hatta bazı insanlar bu bir ay boyunca evlerinden çıkmaz bile. Ay sonunda sergi düzenlenir ve icatlar sunulur. Bir başka ay ise araştırma ayıdır. İnsanlar kafalarındaki sorunlara bu ay daha da yoğunlaşır. Yine ay sonu herkes edindiği bilgileri birbirine aktarır. Duvarlarda araştırma konuları asılıdır. Tüm insanlar araştırmayı çok sever ve araştırma yöntemlerini doğuştan bilirler.
Ülkelerine olan sevgi ve bağlılık onları ülkelerine faydalı şeyler katmak için destekler.
ÜTOPYANIN TÜRÜ VE GEREKÇESİ
Ütopyam distopya değildir.
Her şeyin ölçülü olduğu bir ülkedir EBRARİSTAN… Belki böyle bir ülke yoktur ve olmayacaktır ama bu, benim böyle bir ülkede yaşayamayacağım anlamına gelmez.
AD SOYAD :FATMA EBRAR UCA
NO:707
SINIF:11 D
Published: Apr 25, 2021
Latest Revision: Apr 25, 2021
Ourboox Unique Identifier: OB-1117624
Copyright © 2021