COVİDÜS GEZEGENİ

Covidüs gezegeni

Samanyolu galaksisinin avcı kolunda covidüs adında bir gezegen varmış. Bu gezegende hastalık yapan virüsler yaşamaktaymış. Bu virüsler çok hızlı bir şekilde çoğalıyorlarmış. Bu gezegenin kralı bütün virüslerin başıymış ve tek bir gayesi varmış o da dünyayı ele geçirmek. Orada yaşayan canlılar onları yaratanın kralları olduğunu düşünerek ona inanmışlar. Bir gün kral kraliçesine “ Ben dünyayı ele geçirmek istiyorum. “ demiş. İlk defa o gün bu düşüncesini birisi ile paylaşmış. Kraliçe de cevap olarak “ Kralım sen küçücük bir virüssün. Ama o senden çok daha fazla büyük. Bunu nasıl başaracaksın?” demiş. Kral kraliçenin bu lafı üzerine düşünmeye başlamış. Günler günleri aylar ayları kovalayadursun bizim kral daha bir çözüm yolu bulamamış. Bir gün kralın baş veziri bir şeyler duymuş. Duyduklarını krala söylemek için saraya koşa koşa gelmiş. Kral vezirinin o halini görünce neler olduğu merak etmiş.

Vezir kralın yanına gelirken nefes nefese kaldığı için biraz soluklanmış. İyice kendine gelince duyduklarını anlatmaya başlamış. Vezir krala “ Kralım ilerleyen zamanlarda dünyadan buraya astronotlar gelecekmiş. “ demiş. Kralda cevaben “ Bu bizim işimize nasıl yarayacak? “ demiş. Vezir de “ Orasını ben bilemem kralım ben sadece duyduklarımı size söylemeye geldim. “ demiş.

Vezir kralın yanından çıktıktan sonra kral düşünmeye başlamış. Dakikalar saatler geçmiş hala bir şey bulamamış. Sonra vezirinin dedikleri aklına gelmiş. Vezirin dedikleri beyninde dönmeye başlamış. Düşündükçe de aklında deli deli fikirler dönmeye başlamış. Kararını verdikten sonra halkını toplamış. Kral halka “ Ey halkım. Yakında dünyadan bir grup insan buraya gelecek. Biz de kocaman bir aile olduğumuz için bu gezegen artık bize yetmiyor. O yüzden bizim insanları hasta ederek dünyayı kendi gezegenimiz yapmamız lazım. Gelecek nesillerimiz için bu şart. “ demiş.

Halk da hep bir ağızdan “ Haklısın kralımız. “ demişler. Kralın bu kararı üzerine bütün halk gün saymaya başlamış. Gel zaman git zaman astronotların geleceğin gün gelmiş çatmış. Onların geleceklerini bildikleri için bir sürü hazırlık yapmışlar. Vakit biraz geçtikten sonra astronotlar gelmiş. Onlara o kadar iyi davranmışlar ki onların bile orada kalası gelmiş. Gelgelelim ki bazı virüsler uzay mekiğine gizlice binmiş. Astronotlar keşfini yapmış. Gitme zamanları gelmiş. Astronotlar yola çıkmış, ülkelerine dönmüşler. Ülkelerine vardıkları zaman gizlice uzay mekiğine binen virüsler ortaya çıkmışlar. İlk önce hayvanlara bulaşmışlar. Hayvanları yiyen insanlar da o hayvanlardaki virüsü almışlar. Sonra bu virüs çoğalmış ve o hayvanları yiyen insanları hasta etmiş. Kimisi ölmüş, kimisi de kurtulmuş. Ama bu hastalık teker teker bütün ülkelere yayılmış. ABD, RUSYA derken bütün dünya bu salgın hastalıkla savaşmaya başlamış. Toplu ölümler çoğalmaya başlamış. Yoğun bakım üniteleri doluluk oranları kat kat artmış.

Bazı ülkeler seferberlik ilan etmiş. Bazı ülkelerde umursamamış. “ onlar kendi canlarını düşünmüyorlarsa ben mi düşüneceğim. “ demiş. Bazı ülkeler kısıtlamalar koymuş. Bu şekilde önlemler almış. Bazı ülkelerin ekonomisi çökmüş. Bazı ülkeler de ekonomisini korumanın yollarını bulmuş. Dünya bir yandan bu salgın hastalıkla uğraşırken salgın hastalığa sebep olan virüsler mutasyona uğramış. Teknolojisi gelişmiş ülkeler tam aşıyı bulduk derken bu mutant virüs aşıya karşı tepki vermek yerine daha seri çoğalmaya başlamış. Bu sefer daha çok insana bulaşmış. Daha çok insanın canına kast etmiş.

Bilim insanları bu mutasyonlu virüse karşı aşı geliştirmeye devam etmişler. Aşı çalışmaları bir yandan devam ederken virüs nice evin ocağına ateş düşürmeye devam ediyormuş. Biz bir de ülkelerin eğitim durumuna göz atalım. Çoğu ülke online eğitime geçiş yapmıştı.

Bu süreçte en çok zorlanan kısım öğrenciler oldu. Bunların sebeplerinden bazıları:

• İnternet alt yapısının olmaması
• Derslere girecek cihazın olmayışı
• Derslerden hiçbir şey anlaşılması

gibi bir çok sebebi buraya sıralayabiliriz ama sizin zamanınızı almak istemiyorum.

Neyse hikayemize devam edelim. Bazı ülkeler dini açıdan da etkilenmiş. O ülkelerden biri de Türkiye imiş. Türkiye Cuma namazlarını sosyal mesafeden dolayı cemaatle kılamamış. Bazı dönemlerde bayram namazları kılınamamış. Bu da dini açıdan bu ülkeyi etkilemiş. Aşı kısmında yapılan çalışmalar hızla devam ediyormuş. Ama hala olumlu bir sonuç elde edilememiş. Dünya da hukuki açıdan salgın hastalığın etkileri olmuş. Mesela bazı ülkelerde hırsızlık olayları azalmaya başlamış. 

Çünkü insanlar salgından dolayı evlerinden dışarıya çıkmıyorlarmış. Bundan ötürü de hırsızlar hırsızlık yapamıyorlarmış. Bazı yerleşim yerlerinde eğlenceler yasa dışı yapıldığı için cezalar kesilmeye başlanmış. Bundan ötürü hem salgın hızla yayılıyormuş hem de çok fazla ceza yazılmaya başlanmış. Böylece hukuki açıdan hem faydası hem de zararı fazlalaşmış.

Biraz da covidüs gezegeninde olan olayları inceleyelim. Covidüs gezegen halkının keyfi pek yerindeymiş.

Çünkü kendileri için yeni bir gezegen olmuş. Kral her gün yeni gelişmelerden haberdar oluyormuş. Bu duruma o kadar mutlu olmuş ki yerinde duramaz hale gelmiş. O gün akşam yatağına yattığı zaman rüyasında dünyadaki insanların onlara beddua ettiklerini görmüş. O beddualardan dolayı kendisi de insan olup bu virüse yakalanıyormuş ve sonu dünyadaki insanlar gibi oluyormuş. Sıçrayarak rüyasından uyanmış. Kan ter içinde yatağının içinden çıkmış. Bir daha da gözüne uyku girmemiş.

Sabaha karşı kraliçe uyanmış. Kralla konuşmuşlar. Kral kraliçe ile iyice dertleşmiş. Kraliçe fikrinden caydırmaya çalışsa da kralı kral nuh diyor peygamber demiyormuş. Kraliçe de daha fazla üstelememiş. Şimdi dünyaya geri dönüş yapalım. Bakalım bilim insanları aşıda nereye kadar ilerlemişler. Aşı çalışmaları bir hayli ilerlemiş hatta ilk dozlar vurulmaya başlamıştı. Aşılar vurulurken biraz da sanat ve spor alanlarındaki olaylara göz atalım. Sanat anlamında pek fazla bir kayıp yokmuş. Her şey olduğu gibi devam ediyormuş. Ama spor alanında aynı şeyi söyleyememişler. Spor müsabakaları gibi faaliyetler sosyal mesafeden dolayı ertelenmiş. Bu müsabakalar yazın virüsün azaldığı dönemde yapılmış. Ama tribünlerde hiçbir seyirci bulunamamış. Hiç kimse canlı olarak izleyememiş. 

Yazın yapılan müsabakalar art arda olduğu için yoğunluklar yaşanmış.

Bu şekilde sanat ve spor alanlarında da pek fazla kayıp yaşanmamış.

Dünyada hayat böyle devam ederken yine virüs mutasyona uğramış. Bu mutasyonlu virüs çocuklarda daha fazla etki göstermiş. Bu olaydan ötürü çocukları da aşılamaya başlamışlar. Dünyada bir sürü can kaybı yaşanmasına rağmen bu durumu ülke liderleri kontrol altına alabilmişler. İnsanlar maske, mesafe ve temizlik kurallarına uyarak yaşamlarını devam ettirmişler. Bu şekilde virüs onları değil onlar virüsü yenmişler. Bu arada covidüs gezegeninin kralı yapmış olduğu yanlıştan dolayı vicdan azabı çekmekteymiş. Bu olaydan sonra kendine bir ders çıkarmış. Çıkardığı dersin sonucunda kendisinin olmayan bir şeye asla el sürmemiş. Bir daha da böyle hayaller kurmamış. İnsanlar kendi gezegenlerinde mutlu, huzurlu, sağlıklı ve barış içerinde yaşamaya devam etmiş. Covidüs gezegeninin halkı da bir daha hiçbir gezegene ayak basmamayı öğrenerek gezegenlerinde kalmışlar.

Ütopyanın türü ve gerekçesi: Yazdığım hikaye distopya değildir. Çünkü biz insanların ufacık bir virüsü bile alt edebileceği, bizim değil onun bizden korkması gerektiği, maske, mesafe ve temizlik kurallarına uyarsak eski düzenimize daha çabuk kavuşabileceğimizi anlatmak istedim.

HAZIRLAYAN:

AD: RABİA AHSEN

SOYAD: VARLI

SINIF:11/E

NO: 1130

ÖĞRETMENİN;

ADI: HİLAL

SOYADI: KİBAR

DERS: FELSEFE