ROMAN

by buse cetın

This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

ROMAN

  • Joined May 2021
  • Published Books 2

ROMAN NEDIR ?

 

Olmuş ya da olabilir nitelikteki olayları ve konuları ele alan edebî türlere Roman denir. Diğer türlerden ayrılan en önemli özelliği, uzunluğudur. Romanlarda, toplumsal olaylar ve ilişkiler gerçeklere uygun bir tarzda ele alınır.

“Roman” kelimesi, Roma İmparatorluğu sınırları içinde yaşayan halk kitlelerinin konuştuğu halk Lâtincesine verilen addır. Sonraları herkesin anlayabilmesi için bu dille yazılan destan ve hikâyelere “roman” adı verilmiştir. Kelimenin aslı buradan gelir. (H. F. GÖZLER, Örnekleriyle Türkçe ve Edebiyat Bilgileri, s. 303)

İyi bir roman ilgi çekici olmalı, herkesi ilgilendiren insancıl bir tema taşımalıdır. Romandaki olaylar arasında dengeli bir sıralama ve bağ bulunmalıdır. Olaylar akla yakın olmalı, romanın konusundan doğmalıdır. Romandaki varlıkların kişilikleri baştan sona dek konuya uygun nitelikte olmalı, birbiriyle çelişmemelidir.

Roman yazarı; romanda yarattığı kişilerini kendi kişiliği içinden görebilmelidir. Romandaki davranışlar ve konuşmaların, kişilerin karakterlerinden çıkmasını sağlamalıdır.

 

2

ROMANIN ÖZELLİKLERİ 

  • Anlatıda üç farklı bakış açısı bulunmaktadır.
  • Bu tür eserlerde gözlem ön plandadır.
  • Eserde yer alan kahramanlar bütün yönleriyle anlatılır.
  • Mekanların ayrıntılı tasviri yapılır.
  • Konularına göre farklı roman çeşitleri bulunmaktadır.
  • Dünya edebiyatında ilk roman örneği Miguel de Cervantes tarafından yazılan Don Kişot adlı eserdir.

YAPI UNSURLARI

Olay çevresinde oluşan edebi metinlerde olduğu gibi “Roman ögeleri” eserde büyük bir öneme sahip olmaktadır. Eserin temelini oluşturan roman unsurları şu şekildedir:

a) Olay: Anlatmaya bağlı her eserin merkezinde bir olay yer almaktadır. Aslında tek bir olay etrafında birbirine bağlanan birçok olay örgüsü bulunmaktadır ve bu olay örgülerinin tamamı da merkezdeki olayı desteklemektedir. Olay örgüleri arasında da neden-sonuç ilişkisi altında bir bütünlük mevcuttur.

3

b) Kişi: Olaylar belirli kişiler tarafından gerçekleştirilir ve olaylar sırasında her kahramanın belli bir rolü bulunmaktadır. Romanda kişiler kadro olarak oldukça zengin bir şekilde yer almaktadır. Ayrıca eserde yer alan kahramanlar ayrıntılı bir şekilde tanıtılmakta ve betimlenmektedir. Kişiler karşımıza iki şekilde çıkmaktadır: Tip ve Karakter.

  • Tip: Başka kişilerde de bulunan ortak özellikleri üstünde barındıran, temsil ettiği grubun niteliğini belirgin bir şekilde yansıtan roman kahramanı tiptir. Tip olan kişinin vurgulanan yani temsil ettiği özellik güçlü bir şekilde okuyucuya hissettirilir. Mesela bir eserdeki cimri özelliğini gösteren kişi tiptir. Dünyanın her yerinde cimrilik özellikleri aynı olduğundan tipin evrensel olduğunu söyleyebiliriz.
  • Karakter: Tip özelliği göstermeyip kahramanın kendine özgü davranışları ile başka özellikteki kişilerden ayrılan, çok yönlü davranış gösteren roman kişisidir. Olayların durumuna göre karakterin davranışlarında da değişiklikler gözlenir ve davranışlarını önceden tahmin etmek mümkün olmamaktadır.
4

c) Zaman: Her olayın mutlaka bir gerçekleşme zamanı vardır. Bu nedenle eserde zaman kavramları sıklıkla kullanılabilmektedir. Eserlerde genellikle “-di’li geçmiş zaman” kipi anlatım tercih edilir. Eserde zaman kronolojik bir sırayla verilebileceği gibi geçmişe-geleceğe gidiş şeklinde de aktarılabilmektedir.

Romanda iki çeşit zaman bulunmaktadır. Birincisi olayların gerçekleştiği, yaşanılan anı belirten “Gerçek zaman“dır. İkincisi ise yaşanan andan bağımsız bir şekilde geçmişe dönülmesi, kahramanların geçmişinin anlatıldığı “Kozmik zaman“dır. Kozmik zaman, yaşanılan anın dışındaki zamanı kastetmektedir.

d) Mekan (Yer): Anlatılan olayların meydana geldiği yer de yapı unsurlarındandır. Eserde gerçekleşen olaylarla bağlantılı bir şekilde uygun bir mekan yazar tarafından kurgulanır. Bu türde mekan tahlilleri de önemli bir yer tutarken aktarılan olayların yapısına göre mekan tasviri yani betimlemesi de ön plana çıkmaktadır.

5

Romanda Anlatıcı Bakış Açıları: Olay anlatan edebi metinlerin önemli unsurlarından biri de anlatıcıdır. Eserin yazarı ve anlatıcısı aynı değildir. Yazar eserini oluştururken farklı bir anlatıcı kurgulamaktadır. Romanda anlatıcı bakış açıları şu şekildedir:

  1. Kahraman Bakış Açısı: Olayın merkezinde yer alan kişi ağzından yaşananların bizzat anlatılmasıdır. Birinci teklik şahıs ekiyle ben tarzı bir anlatım kullanılır.
  2. Gözlemci Bakış Açısı: Gerçekleşen olayları bizzat gören ve bunları tarafsız bir şekilde okuyucuya aktaran kişi gözlemci anlatıcıdır. Anlatıcı olayları gördüğü kadarıyla üçüncü tekil şahıs ağzıyla aktarır.
  3. İlahi (Tanrısal-Hakim) Bakış Açısı: Tanrısal bakış açısına sahip anlatıcı gözlemci gibi olayları görür ve izler ancak olayın merkezindeki kişilerin iç dünyasına, duygularına, düşüncelerine de hakim bir şekilde okuyucuya aktarır.

 

6

Roman Türleri (Konularına Göre Romanlar)

Romanlar içerdiği konuya ve edebi akımlara göre farklı isimlerde sınıflandırılmaktadır. Uzun bir geçmişi bulunan ve tüm dünyada çok yaygın olan roman türlerini ya da bir diğer tabirle “konularına göre romanlar“ı şu şekilde sınıflandırabiliriz.

Tarihi Romanlar

Konusunu tarihten alan, geçmişte yaşanan olayları anlatan; anlattığı dönemin zihniyetini yani yaşam biçimini, psikolojisini yansıtan eserlerdir. Türk edebiyatında yazılan ilk tarihi roman Namık Kemal’in Cezmi adlı eseridir. Yine Kemal Tahir’in Devlet Ana, Tarık Buğra’nın Osmancık adlı eserleri tarihi roman örneklerindendir.

Macera Romanları

Günlük hayatta pek rastlanmayan çarpıcı, sürükleyici ve gizemli olayların heyecan verici bir şekilde anlatıldığı eserlerdir. Dünya edebiyatında macera türünde yazılmış en bilindik eser Daniel Defoe’nun yazdığı Robinson Crusoe adlı eserdir.

7

Sosyal Roman

Bu tür eserlerde toplumların sorunları, sıkıntıları işlenmektedir. Bu tür sorunlar arasında; göç, işsizlik, ekonomi, töre, sınıflar arası çatışmalar yer almaktadır.

Psikolojik Roman

Olay kahramanlarının ruhsal durumunu, iç dünyasını ve psikolojik yapısını anlatan türe psikolojik ya da tahlil romanı adı verilmektedir. Bu tür eserlerde aktarılan olaydan çok olay karşısında bireyin ruhsal çözümlemesi ön plana çıkmaktadır. Mehmet Rauf’un Eylül adlı eseri Türk edebiyatındaki ilk psikolojik eser olarak kabul edilir. Dünya edebiyatındaki en iyi psikolojik romanların başında ise Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza” adlı eseri gelmektedir.

Romanın Bölümleri

Olay çevresinde oluşan edebi metinlerin temel yapısında “Serim, düğüm ve çözüm” olmak üzere üç bölüm yer almaktadır. Roman bölümleri de “Serim, düğüm ve çözüm” şeklinde oluşmaktadır. Yazar eserini yazmadan önce eserin planını bu bölümlere göre yapar.

Türk Edebiyatında Roman

Birçok edebi türde olduğu gibi bu türün de Türk edebiyatına girmesi Tanzimat Dönemi ile olmuştur. Tanzimat ile birlikte edebiyatın da Batı’ya yöneldiği bu dönemde ilk roman denemelerimiz Batı’dan yapılan tercümelerle olmuştur. Türk edebiyatında ilk çeviri roman Yusuf Kamil Paşa’nın Telemak adlı eseridir. Yazar eseri Fransız yazar Fenelon’dan tercüme etmiştir. Türk edebiyatında ilk yerli roman ise Şemsettin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı eseridir. Bunların dışında Türk edebiyatında roman ilkleri şu şekilde listelenebilir:

Türk Edebiyatında yazılan il

8

Dünya Edebiyatında Roman

Bilinen en eski anlatım türlerinden olan destan, yüzyıllar ardından gelişerek modern edebiyatta yerini hikaye ve romana bırakmıştır. Dünya edebiyatında ilk roman örneği daha önce verildiği bilinse de dünya edebiyatında ilk modern roman Miguel de Cervantes 16. yüzyılda yazdığı “Don Kişot” adlı eserdir. Bu nedenle dünya edebiyatında ilk roman örneği ve yazan olarak görürler.

Hikaye ve Roman Arasındaki Farklar

Olay çevresinde oluşan metinlerin başında yer alan “Hikaye ve Roman” ın karşılaştırılması şu şekilde yapılabilir:

  • Hikayede olaylar kısa bir şekilde anlatılırken romanda daha uzun, ayrıntılı ve derinlemesine anlatılır.
  • Hikaye kişileri sayı olarak azdır ancak romanda kişi sayısı fazladır.
  • Hikayede kişiler kısa bir şekilde tanıtılırken romanda kişilerin detaylı iç-dış tasviri yapılır.
  • Hikayede zaman kısa bir dilimi kapsarken romanda uzun bir zaman dilimi söz konusudur.
  • Hikayede mekanlar da kısıtlı bir şekilde kullanılır.
9

lk Türkçe köy romanı olarak kabul edildiği için Türk edebiyatının önemli bir yeri vardır. Eser, roman değil, uzun öykü olarak da değerlendirilebilir. Anadolu köylüsünün bilgisizliği,

yoksulluğu, toprak ve araç sorunları, ağalar ve tefecilerle ilişkileri, duygusal davranışları eserde olayların içinde eritilerek ustalıkla verilmiştir. Olay, Antalya’nın Beymelik köyünde geçer. Karabibik babasından kalma tarlasının dört dönümünü satmış, geri Kalan sekiz dönümünü ele geçirmek isteyen komşusu Yosturoğlu ile de kavga etmiştir. Elindeki bu küçük tarlayı sürmek için her yıl Koca İmam’ın öküzlerini kiralamaktadır. Çirkin kızı Nuri’yi imamın kaynı Sarı İsmail’e verip öküzleri bedava kullanmayı hesaplar. Sarı İsmail’in başka bir kızla evleneceğini öğrenince tefeci Rum tüccardan faizle borç alıp iki öküz edinir. Artık öküz sahibi olduğundan kızma da talip olan birinin çıkacağını düşünmektedir.

Bir süre sonra Yosturoğlu’nun yeğeni Hüseyin, Nuri’yi sever, onunla evlenir. Karabibik hastadır ancak kızının evlendirdiği için artık mutludur.

10

Servet-i Fünun Edebiyatı’nın en önemli isimlerinden olan Halit Ziya’nın Mai ve Siyah adlı romanı, onun İstanbul dönemi

romanlarının ilkidir. Kent soylu romantik aydın Ahmet

Cemil’in düşlerinin ve düş kırıklıklarının anlatıldığı romanın çıkış noktası karşıtlıklardır. Romanda ma(v)i ve siyah birer

simgedir. Mai, romanın kahramanı Ahmet Cemil’in umutlarını ve düşlerini; siyah, bu umutlarının, düşlerinin yok oluşunu simgeler. Roman; mavi ve siyah arasında bocalayan, ikilem içinde kalan, mücadele eden ve bu mücadeleden yenik çıkan

Ahmet Cemil’in yaşamından bir bölümü anlatır. Olaylar Ahmet Cemil’in etrafında oluşur. Genç, yakışıklı, zeki, tuttuğunu

koparan, aklına koyduğunu yapan, yeni edebiyat

anlayışını temsil eden bir kişiliktir, romandaki bir diğer isim Raci ise Ahmet Cemil’in karşısında olan yani eski edebiyat

anlayışını temsil eden, onunla zıt fikirlere sahip, onu çekemeyen ve onun yolunu kesmeye çalışan birisidir. Batılı

anlamda Türk romanının başlangıcı sayılan ve Tanpınar’ın “Türkiye’de nesli adına konuşan ilk eser.” diye tanımladığı Mai ve Siyah, döneminin (Servet-i Fünun) basın, edebiyat ve şiir hayatına ilişkin gözlemler ve değerlendirmeler içerir. Mai ve Siyah bu bakımdan Servet-i Fünun edebiyat akımının romanı sayılır. Roman türünün edebiyatımızdaki en

güze! örneklerinden olan Mai ve Siyah’ta yazar, yaşanılan bir dönemin sos-yo-kültürel durumunu gözler önüne serer.

Yazar romanda okuyucuya dönemin yaşantısını Ahmet Cemil’in bakış açısından verir.

11
This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

Ad Remove Ads [X]
Skip to content