MRS DALLOWAY

    Mrs Dalloway çiçekleri kendi alacaktı. Sarı ve beyaz güller kardeşinin en sevdikleriydi. Yanında 5 penny vardı. Bu yet-

    mezdi. Güller kardeşinin son isteğiydi. Peki şimdi ne yapacaktı? Bir iş bulmalıydı. Eve giderken hep düşündü yakında okumak için İngiltere’ye gidecekti. kardeşinin son isteğini yapmadan mı gidecekti? Hayır ,hayır bunu yapamazdı. Peki bu yaz günlerinde kim ona iş verebilirdi? Yolda giderken Mrs.Rose’un çiçeklerini gördü. Evet yapacağı işi bulmuştu. Çiçek sulayarak para kazanabilirdi. Yarın ilk iş Mrs Rose’un evine gelecek ve ona soracaktı. Eve  kadar nasıl sorabilirim diye düşündü.

Eve geldiğinde kardeşi hemen kucağına atıldı ve gülleri sordu. Mrs Dalloway nasıl demeliydi, karseşini üzmemek için bir yalan uuydurdu. Çiçekçi gittiğinde kapalı olduğu için alamadığını söyledi. Bu arada anneleri akşam yemeğine çağırdı.

Yemekte Mrs Dalloway’ın en sevdiği yemek vardı. Annesi kızının yüzündeki üzgünlüğü görebiliyordu. Ama şimdilik ne olduğu sormadı. Kardeşi uyuduğunda soracaktı.

Yemekten sonra kardeşi “Abla, oyun oynayalım mı?” diye sordu. Kardeşine hayır diyemedi, çünkü belki de bu kardeşiyle son oyunu olacaktı.

Oyundan sonra kardeşinin uyku vakti gelmişti. Annesin içinden “İşte şimdi tam zamanı, içeri geldiğinde konuşmalıyım”

diye düşündü. Mrs Dalloway içeri geldiğinde annesi yanına çağırdı .Mrs Dalloway  annesinin önemli bir şey konuşacağını anlamıştı. Annesi söze girdi. “Kızım çiçekleri neden almadın?”

dedi. Dalloway annesine param yetmedi diyemezdi ama ne diyecekti? Anneme yalan da söyleyemezdi. Annesi kızının söy-

lemek istemediğini anladı. Annesi “Kızım lütfen bana doğruları söyle.”Dalloway da “Anne param yetmedi, ama bu sorun değil

bir iş buldum” dedi. Annesi “Babandan isteseydin ya kızım”

Dalloway “Olmaz babam zaten zar zor kazanıyor” dedi. Annesi

“Peki ne iş yapacaksın?”Dalloway “Çiçek sulayacağım Mrs Rose’un  çiçeklerini mesela ya da…”Kızım  tamam  yarın git konuş ama kardeşini de götür, biraz  hava alsın.” Dalloway “Tamam anne. “dedi ve odasına çekildi.

  Yarın sabah hemen yola çıktılar. Mrs Dalloway yol boyunca hep iş istediğini nasıl söylemesi gerektiğinidüşündü.  İlk önce kardeşini yanlarından uzaklaştırmalıydı. Kardeşine “Canım sen haydi biraz bahçede dolaş.” dedi. Mrs Dalloway da Mrs Rose ‘un yanına gitti. ve iş istediğini kazanacağı parayla da kardeşinin son isteğini gerçekleştiriceğini söyledi. Mrs Rose da bunu duyunca “Dolloway sana iş vericem şimdi beni dikkatle dinle

bu bahçe benim her şeyim, eskiden her gün ilgilenirdim hatta…” Mrs Dalloway bu konuşmanın uzayacağını biliyordu.

Bu yüzden “Bahçeyi düzenlemek için ne kadar sürem var? “diye sordu. Mrs  Rose “Dört gün yarın sabah 6:00’da başlarsın.” dedi. Mrs Dalloway da “Tamam.” deyip ayrıldılar.

   Mrs Dalloway bu işin çok zor olacağını biliyordu ama başka çaresi de yoktu.