Sefiller Proje Ödevi

by Damla Atahan

This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

Sefiller Proje Ödevi

  • Joined May 2023
  • Published Books 2

VİCTOR HUGO

Victor Marie Hugo(1802-1885) Romantik akıma bağlı Fransız şair, yazar ve oyun yazarı. En büyük ve en ünlü Fransız yazarlardan biri olarak kabul edilir.

Gençliğinde şiddetli bir kral yanlısı olsa da görüşü yıllar içinde değişti ve tutkulu bir cumhuriyet destekçisi oldu. Eserleri zamanının politik ve sosyal sorunlarına ve sanatsal akımlarına değinir.

Edebiyat alanındaki devasa başarılarının yanında politik hayatta da etkin bir rol üstlenmiştir ve bu yüzden sürgün cezasına çarptırılmıştır. Cezası tamamlanmasına rağmen İmparatorluk yıkılana dek Fransa’ya dönmemiştir.
İlk kez 1862 yılında yayımlanan Sefiller, yazarın Notre-Dame’ın Kamburu ile “din”, Deniz İşçileri ile “doğa” konularını işlediği roman üçlemesinin “toplum”u ele alan, en görkemli ayağıdır.

2

SEFİLLER

Sefiller kitabının hikayesi 1815’te başlar ve 1832’deki Paris Haziran Ayaklanması’nda son bulur. Roman birden fazla karakterin hayatını ele alsa da en çok eski kürek mahkumu Jean Valjean’ın yaşam mücadelesini ve iyi bir insan olma yolunda yaşadığı zorlukları anlatır.

Victor Hugo bu romanda ayrıca Fransa tarihi ve Fransa’nın bazı yerlerinin mimarisi hakkında bilgi verir ve siyaset, ahlak felsefesi, antimonarşizm, adalet, din, merhamet gibi konuları ele alır.

Sefiller aynı zamanda aralarında bir müzikal ve müzikalden uyarlanan filmin de bulunduğu birçok tiyatro, televizyon ve sinema eserine uyarlanmıştır.

3

KONUSU

Bir parça ekmek çaldığı için 19 yıl kürek cezasına mahkum edilen Jean Valjean kitabın ana karakteridir. Kitabın başlarında bulunduğu durumun suçunu topluma atan, insanlığa karşı içinde nefret besleyen biri olsa da hikaye ilerledikçe, özellikle Digne piskoposu sayesinde, yumuşar ve geçmişini geride bırakıp daha iyi bir insan olmaya çalışır. 1815’te Montreuil-sur-mer’e gelir ve orayı önemli bir iş merkezi haline getirmeyi başarır. Oradaki halk arasında “Madeleine Baba” olarak tanınan Valjean, 1820’de Montreuil-sur-mer’in belediye başkanı olur.
Buna rağmen pişman olduğu geçmişi peşini bırakmaz ve Javert adlı polis müfettişi tarafından durmadan takip edilir. Valjean en sonunda kızı Cosette ve kocası Marius’un iyiliği için teslim olur.

4

KİTAP ELEŞTİRİSİ

Adından da anlaşılabileceği gibi Sefiller mutlu bir kitap değil. Hatta bunun tam tersi diyebiliriz. Sefiller, 19.yüzyılın başlarında Fransa’daki toplumun en karanlık bölümleri hakkında bir hikaye. Victor Hugo, okuru Fransa’ya bir yolculuğa çıkarıyor ve halkın içindeki suçluların, yoksulların, toplum tarafından önemsenmeyen insanların hayatlarını anlatıyor.

Victor Hugo kitapta kanun, adalet, sevgi, din, ve siyaset gibi konuları ele alıyor. Bazen hikayenin arasında, okuyucunun hikayeyi ve yaşanan olayları, karakterleri daha iyi kavrayabilmesi için o dönem Fransa’da yaşanan kargaşa, buna sebep olan savaşlar ve farklı fikirler hakkında bilgi veriyor.
Hikaye boyunca neredeyse bütün karakterler yaşadıkları kötü hayattan kurtulmaya çalışıyor fakat çoğu bunu başaramıyor. Bazıları hastalıktan ölüyor, bazıları savaşta vuruluyor, bazıları ise ölümden daha kötü bir yaşam sürüyor.

Sonuç olarak, hikaye hayatın zorluklarını ve insanların görmeyi genellikle istemediği bölümlerini anlatıyor. Victor Hugo, yalnızca hikayeyi anlatmak yerine okuyucunun olayı tamamen kavramasını sağlıyor, bu tür toplumsal sorunların nasıl engellenebileceği hakkında çözümler üretiyor ve bu okuyucu olarak benim en çok hoşuma giden kısmı oldu.
Victor Hugo’nun hikayeyi anlatma şekli sayesinde 1.600 den fazla sayfa okusanız bile sıkılmıyorsunuz. Kitap hayata dair yeni bakış açılarına sahip olmanızı sağlıyor.

5

KİTAPTAN BİRKAÇ ALINTI

“Hayattaki en güzel mutluluk sevildiğinden emin olmaktır.”

“Ölmek bir şey değil, yaşamamak korkunç.”

“Ucuz olan ne kaldı ki? Her şey ateş pahası. Ucuz olan tek şey dünyanın kahrı; dünyanın kahrını çekmek bedava!”

“Zalimlerin çarkı, cahillerin çalışmayan kafalarıyla döner.”

“Hiçbir şey yenmek kadar saçma olamaz; gerçek zafer ikna etmektir.”

“Çocukların öldüğünü görmekten daha hüzünlü olanı onların sefil bir yaşam sürmelerine tanık olmaktır.”
“Hayat gerçekle ilgisi olmayan bir dekor.”

“Sevmek ya da sevilmek yeterlidir. Gerisini sormayın. Yaşamın karanlık kıvrımlarında bulunacak başka bir inci yoktur. Sevmek tamamlanmaktır.”

“Tanrı’nın yarattığı varlıklar arasında insan yüreği kadar ışık ama ne yazık ki aynı zamanda karanlık saçan başka bir şey yoktur.”

“Yaşamın sonuna gelindiğinde ölmek, gitmek anlamına gelir; yaşamın başlangıcında gitmek ise ölmek demektir.”

“Ustalıkla kullanılan cehalet bir güçtür.”

“Hiçlik yoktur. Sıfır yoktur. Her şey bir şeydir. Hiçbir şey hiçbir şey değildir.”
“Toplum bir köle almıştı. Kimden? Sefaletten. Açlıktan, soğuktan, yalnızlıktan, terk edilmişlikten, yoksulluktan. Acıklı bir pazarlık. Bir parça ekmeğe karşı bir ruh. Sefalet arz ediyor, toplum kabul ediyor.”

“On dört yaşındayken, bir parça ekmek çaldım. Bu yüzden beni zindana attılar, ama altı ay bedava ekmek verdiler. Hayatın adaleti budur.”

“İnsan sadece hayaller kurmak için çıktığı evinden günün birinde kendini suya atmak için çıkar.”

“Hava hala karanlık; sabahtan beri günün doğmasını bekliyorum, doğmuyor ve bahse girerim doğmayacak.”

“Tanrı, hiçbir çocuğu kötü olsun diye yaratmaz! Onu kötü yapan, kötü eğitimdir! Kötü anne baba, kötü çevre, kötü yönetim balçık gibidir, zavallı yavruları da çekip yutar.”

“Eğer bir evde sefalet varsa, bir aile yoksulluğun, cehaletin, düşkünlüğün korkunç pençelerinde can çekişiyorsa bundan sırayla o evin komşuları, o mahallenin sakinleri, o şehrin kalabalıkları, o memleketin devleti sorumludur.”

“En çok da yağmur yağdığında seviyorum bu şehri. Herkesin yüzü ıslak, başı öne eğik sanki herkes suçunu kabullenmiş gibi.”
“Cahillere elinizden geldiğince çok şey öğretin; toplum ücretsiz eğitim vermediği için suçludur, kendi karanlığını kendi yaratıyor. Günah karanlık ruhlarda işini daha kolayca görür. Suçlu günahı işleyen değil, karanlığı yaratandır.”

” ‘Isırgan otu biraz çabayla yararlı hale gelecekken ihmal edildiğinden zararlı bir ota dönüşüyor. O zaman onu kökünden koparıyorsunuz. Çoğu insan ısırgan otuna benzer!’ demiş, kısa bir sessizliğin ardından eklemişti: ‘Dostlarım, şunu aklınızda iyi tutun, kötü ot ya da kötü insan yoktur, sadece kötü çiftçiler vardır.”

6
This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

Ad Remove Ads [X]
Skip to content