
Bir varmış, bir yokmuş. Uzak bir ormanda, küçük bir göl kenarında Mavi Kurbağa adında sevimli bir kurbağa yaşarmış. Mavi rengi yüzünden diğer kurbağalardan biraz farklıymış ama o hep neşeliymiş.
Bir sabah gökyüzü pırıl pırıl parlıyormuş. Birden hafif bir yağmur çiselemeye başlamış. Güneşle yağmur yan yana olunca gökyüzünde muhteşem bir gökkuşağı belirmiş.
Mavi Kurbağa gökkuşağını görünce çok heyecanlanmış:
— “Ben bu renkleri yakından görmek istiyorum!” demiş.
Hemen sıçrayarak ormanın derinliklerine doğru yola çıkmış. Yolda ilk olarak Pofuduk Tavşan’a rastlamış.
— “Pofuduk, sen gökkuşağını yakaladın mı hiç?”
— “Gökkuşağı yakalanmaz Mavi Kurbağa,” demiş Tavşan gülerek. “Ama renklerini kalbine koyabilirsin.”
Mavi Kurbağa, tavşanın söylediklerini anlamamış ama teşekkür edip yoluna devam etmiş. Bu kez yüksek bir ağacın dalında cıvıldayan Minik Serçe ile karşılaşmış.

— “Minik Serçe! Gökkuşağını nerede bulabilirim?”
— “Gökkuşağı, yağmurla güneşin oyunu. Hep uzak görünür ama aslında burada!” demiş ve kanadıyla göğü işaret etmiş.
Mavi Kurbağa kafası karışmış şekilde göğe bakarken, yağmur durmuş, güneş iyice açmış. Gökkuşağı yavaş yavaş kaybolmaya başlamış.
Birden gölde suya yansıyan renkleri görmüş. Kendi mavi teniyle gökkuşağının renkleri suya karışmış.
O an anlamış:
— “Gökkuşağı yakalanmaz ama hissedilir. Renkler bizde saklıymış!” demiş.
Mavi Kurbağa her yağmur sonrası gökyüzüne umutla bakmış. Çünkü gökkuşağı sadece yukarıda değil, içimizde de varmış.

Pofuduk Tavşan ile konuşmasından sonra Mavi Kurbağa düşüncelere dalmış. Renkleri kalbine koymak ne demekti? Henüz tam anlamamıştı ama yoluna devam etmeye kararlıydı.
Az ileride, büyük bir çınar ağacının altında bir ses duymuş:
— “Cik cik! Dikkat et, üstüme basacaktın!”
Bu ses Minik Serçeye aitti. Serçe, yere inmiş tohum arıyordu.
— “Merhaba Minik Serçe, gökkuşağını yakalamak istiyorum! Nerede bulabilirim?” diye sormuş Mavi Kurbağa.
Minik Serçe gülümsemiş:
— “Gökkuşağı yakalanmaz. Ama bazen onunla dans edebilirsin. Gözlerinle değil, kalbinle bakmalısın.”
Serçe sonra gökyüzüne yükselmiş, Mavi Kurbağa da onu hayranlıkla izlemiş. O anda gökyüzünde renkli bir kuş sürüsü geçmiş, sanki küçük bir gökkuşağı gibi…
Kurbağa tekrar sıçrayarak yoluna devam etmiş. Bu kez bir derenin kıyısına varmış. Su yüzeyinde kendi yansımasını ve gökyüzündeki renkleri görmüş.
Ve birden içi ısınmış.
— “İşte bu! Gökkuşağını ararken en güzel şeyleri gördüm: arkadaşlarımı, doğayı ve kendi rengimi.

Pofuduk Tavşan ile konuşmasından sonra Mavi Kurbağa düşüncelere dalmış. Renkleri kalbine koymak ne demekti? Henüz tam anlamamıştı ama yoluna devam etmeye kararlıydı.
Az ileride, büyük bir çınar ağacının altında bir ses duymuş:
— “Cik cik! Dikkat et, üstüme basacaktın!”
Bu ses Minik Serçeye aitti. Serçe, yere inmiş tohum arıyordu.
— “Merhaba Minik Serçe, gökkuşağını yakalamak istiyorum! Nerede bulabilirim?” diye sormuş Mavi Kurbağa.
Minik Serçe gülümsemiş:
— “Gökkuşağı yakalanmaz. Ama bazen onunla dans edebilirsin. Gözlerinle değil, kalbinle bakmalısın.”
Serçe sonra gökyüzüne yükselmiş, Mavi Kurbağa da onu hayranlıkla izlemiş. O anda gökyüzünde renkli bir kuş sürüsü geçmiş, sanki küçük bir gökkuşağı gibi…
Kurbağa tekrar sıçrayarak yoluna devam etmiş. Bu kez bir derenin kıyısına varmış. Su yüzeyinde kendi yansımasını ve gökyüzündeki renkleri görmüş.
Ve birden içi ısınmış.
— “İşte bu! Gökkuşağını ararken en güzel şeyleri gördüm: arkadaşlarımı, doğayı ve kendi rengimi.
Published: May 30, 2025
Latest Revision: May 30, 2025
Ourboox Unique Identifier: OB-1672717
Copyright © 2025