Meryem’in Yolculuğu
Kitapların ışığının izinden bir keşif öyküsü.
Yazarlar: Asude Serra Kocaman ve Bahar Müftüoğlu
Meryem küçük bir kasabada yaşam süren, fazlasıyla öğrenmeye açık ve meraklı bir ilkokul öğrencisiydi. Arkadaşlarıyla oyunlar oynamayı, oyuncaklarla oynamayı severdi ama en çok kitap okumaya zaman ayırmaktan hoşlanırdı. Her gün okuldan gelir gelmez işlerini halleder, odasındaki kendi zevkleriyle süslediği okuma köşesine geçer, minderine oturur ve kocaman kitaplığından bir kitap seçerdi. Bazen masallar, bazen hayvanlar, bazen de bilimle ilgili kitaplar okurdu. Okudukça kendini kitabın içindeki bir karaktermiş gibi hisseder, bambaşka diyarlarda yeni maceralara atılır, hayal dünyasına yeni güzellikler katardı.
Bir okul çıkışı babasıyla birlikte, kasabanın dışında yıllardır kimselerin yaşamadığı eski bir eve gittiler. Bu ev, Meryem’in babaannesine aitti. Babası, “Bu evi tekrardan kullanılabilir hale getirebiliriz Meryem! Hem de evi dönüştürürken babaannenin anılarını tazelemiş oluruz.” dedi. Evin içi pislik içindeydi, ama eski mobilyalar hâlâ duruyordu. Meryem’in dikkatini bir şey çekti: Eski bir mini kütüphane. Tozlu raflarda unutulmaya yüz tutmuş kitaplar vardı. Merakla orta raftan bir kitap aldı. Üzerinde hiçbir şey yazmıyordu. Yalnızca bir yıldız simgesi vardı.

Meryem, yıldız simgeli kitabı açtığında büyük bir panikle geri çekildi. Sayfaların arasından sarı bir ışık yükseldi. Bir anda her şey etrafta dönmeye başladı. Meryem hızla elleriyle gözlerini bir perde gibi örttü. Rüzgârın haşin sesi, kuşların cıvıltıları ve fısıltılar duydu.Ellerini gözlerinden çektiğinde artık babaannesinin eski evinde değildi. Etrafı gökyüzüne doğru uzanan ağaçlarla donatılmış, rengârenk bir ormandaydı. Gökyüzü yeşil, çimenler mavi renkteydi. Her şey normalden çok farklıydı ama korkutucu değildi, nedenini bilmediği bir şekilde içi huzurla dolmuştu.
Meryem bu garip ormanda yürümeye başladı. Karşısına bir tabela çıktı: “Bilgi Ormanı’na Hoş Geldiniz.” Tabelanın altında, “Sorularla ilerle, cevaplarla öğren,” yazıyordu. Her ağacın dalında bir soru asılıydı. Meryem yaklaştı, bir tanesinde şöyle yazıyordu: “Dünyadaki en uzun hayvan hangisidir?” Meryem cevabı biliyordu: “Zürafa!” Ağaç bir anda ışık saçtı ve içinden küçük bir kitap çıktı. Kitapta hayvanlar hakkında ilginç bilgiler yazıyordu. “Ne kadar ilginç bir yer!” dedi Meryem.

Işıklı yolda ilerlerken Meryem bir mağaraya geldi. Üzerinde “Korkusuzlar Tüneli” yazıyordu. İçeri girmekten biraz çekindi ama heyecanını da bastıramıyordu. Bir ses, “Korkunun içinden geçince güç bulursun,” dedi. Meryem adım adım ilerledi. Mağaranın duvarlarında korkularını yenen çocukların resimleri vardı: Yalnızlık, karanlık, hata yapmaktan çekinmek… Meryem de empati kurup kendi korkularını düşündü ve örümcek olduğuna karar verdi. Tam o sırada karşısına konuşabilen bir örümcek çıktı ve Meryem korkuyla irkildi. Örümcek, Meryem’e şöyle söyledi: …“Korkular bazen sana büyük görünür, ama sen onları tanıdıkça küçülürler,” dedi örümcek gülümseyerek. “Ben yalnızca bir örümceğim ama senin cesaretin benden çok daha büyük.” Meryem bu sözlerle biraz iyi hissetti. Örümceğin gözleri sevecen bakıyordu, tehdit edici değildi. Birkaç adım daha attıktan sonra mağaranın sonunda bir ışık belirdi. Meryem derin bir nefes aldı ve dışarı çıktı. Gün ışığı yüzüne vurduğunda artık rahatlamıştı. Mağaradan çıktığında artık korkularına karşı daha cesurdu. Cesaretin, korkmamak değil; korkmana rağmen ilerleyebilmek olduğunu öğrendi. Kendi kendine, “Ben her gün biraz daha cesur olabilirim,” dedi ve yürümeye devam etti.

Karşısına bir köprü çıktı. “Hayal Köprüsü” yazıyordu. Köprü çok yüksekteydi ama bulutlar yumuşacıktı. Meryem dikkatlice yürüdü. Köprünün tam ortasında durduğunda gökyüzünde bir yazı belirdi: “Hayal eden çocuklar, geleceğin ışığıdır.” O an Meryem içinde bir sıcaklık hissetti. Öğrendiklerini başkalarıyla paylaşmak istedi. “Daha çok okumalıyım,” dedi.
Meryem ilerlemeye devam ederken tanıdık bir ses duydu: “Meryem, artık dönüş vakti.” Bu, Bilgi Ormanı’ndaki tabelanın sesiydi. “Buradan edindiğin deneyimleri gerçek dünyaya aktarmalısın. Başkalarına kitapların sihrinden bahset.” Meryem başıyla onayladı ve sihirli kitabı tekrar eline aldı. Kitabı kapattığında her şey yavaşça dumanlara karışıp soldu. Gözlerini açtığında yine babasıyla temizlemekte olduğu babaannesinin evindeydi. Elinde hâlâ o yıldızlı kitap vardı.
Aylar içinde Meryem, arkadaşlarıyla ve babasıyla birlik olup kitaplar topladılar, rafları temizlediler, düzenlediler ve duvarları boyadılar. Eski ev yepyeni bir yer olmuştu. Kapının üstüne şu cümleyi yazdılar: “Hayal eden çocuklar dünyayı değiştirir.” Artık her gün çocuklar orada toplanıyor, birlikte kitaplar okuyor, hikâyeler yazıyorlardı.Meryem emeklerinin karşılığını mutlu bir şekilde izliyor, bazen sihirli kitabı açıp sessizce gülümsüyordu.

Meryem hâlâ her gün kitap okuyor. Ama bir fark var. Artık yalnız değil. Öğrendiklerini başkalarıyla paylaşıyor, birlikte hayal kuruyorlar. Çünkü kitaplar sadece bilgi kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda dostluk kurdurur, güç kazandırır, kalpleri büyütüp birleştirir.
Sen de bir kitap seç ve kendi hayal yolculuğuna adım at. Kim bilir, belki senin kitabın da seni Bilgi Ormanı’na yolculuğa çıkartır.
Konu: Hayatının büyük bir kısmını kitaplarla geçiren Meryem, bir gün babasıyla birlikte babaannesinin evine gider. Orada karşılaştığı eski ama büyüleyici bir kitaplık, onun dikkatini çeker. Fakat Meryem, bu kitaplıkta bulduğu sıradışı bir kitap sayesinde, hayal gücünü güçlendirecek ve kendine olan güvenini artıracak unutulmaz bir yolculuğa çıkacağının farkında değildir. Bu macera, onun dünyaya daha farklı bir gözle bakmasını sağlayacaktır.
Published: Jun 3, 2025
Latest Revision: Jun 3, 2025
Ourboox Unique Identifier: OB-1672858
Copyright © 2025