by gamze kantar
Copyright © 2017
Marie Sklodowska Curie (1867-1934), radyoaktivite üstüne çalışmaları ile tanınan Nobel Ödüllü, Polonyalı kadın fizikçi ve kimyacıdır. Polonyum ve Radyum’u keşfetmiştir. Çoğu bilim tarihçisine göre tüm zamanların en önemli kadın bilim insanıdır.
Marie Curie, Nobel Ödülü kazanan ilk kadındır. Aynı zamanda, iki alanda birden Nobel Ödülü kazanan (biri fizik biri kimya) tek insandır. Kadınlara karşı bilim dünyasında ayrımcılığın sona ermesinde önemli rol oynamıştır. Curie, Paris Üniversitesi’ne profesör olarak kabul edilen ilk kadın olmuş, kadınlara üniversitelerin yolunu açmıştır. 1903’te fizik alanında Nobel Ödülü’nü alması da önemli bir dönüm noktası olmuştur. Radyasyonun keşfine verilen bu Nobel Ödülü’nün, önceden sadece Marie’nin hocası Henri Becquerel ile eşi Pierre Curie’ye verilmesi planlanıyordu. Bu durumu haksızlık olarak yorumlayan İsviçreli matematikçi Magnus Mittag-Leffler, durumu Pierre’e haber vermiş, Pierre’in yoğun itirazları sonrasında Marie de ödüle layık görülmüştü.
Polonya’da doğan Marie, annesini küçük yaşta kaybetmiş, fakir ve zor bir hayat geçirmiştir. Babasının üniversite okutacak parası olmadığı için Marie, genç yaşta çalışmaya başlamış ve para biriktirip kız kardeşini Fransa’ya tıp okumaya yollamıştı. Daha sonra çalışıp üniversite harcı için yetecek parayı biriktirip kendisi de Paris’e fizik okumaya gitmiştir. Paris’te parası olmadığı için ısıtamadığı o tek odada, çoğu zaman aç bir şekilde fizik ve kimya çalışmıştır. Cinsiyet ayrımcılığına da devamlı maruz kalan Marie, böyle zor şartlarda bilim insanı olmayı başarmıştır.
Marie’nin ölümü de bilimsel çalışmalarından olmuştur. Yoğun bir şekilde radyoaktivite üstüne çalışan Marie, Uranyum’dan 300 kere daha radyoaktif olan Polonyum ile milyonlarca kere daha radyoaktif olan Radyum’u keşfetti. Bu süreçte uzun süre aşırı radyasyona maruz

Hypatia : (M.S. 370-415)
İskenderiyeli astronom ve matematikçi Theon’un kızı Hypatia’yı anlatalım. Bilimi ve zerafeti ile olduğu kadar güzelliği ile de ünlü olan bu filozof ve matematikçi Grek hanım Atina’da eğitimini tamamladıktan sonra İskenderiye’ye yerleşmiş ve orada bir okul açmıştır. Zamanında yaşayanlarca filozof İsidorus’un karısı olduğu söylenmişse de, bunda bir yanılgı olduğu sanılmaktadır; çünkü güvenilir yazarlara göre Hypatia hiç evlenmemiştir. Babasından aldığı sağlam fikir yapısı ile kendisini Platon’un izinde buldu ve İskenderiye’de Platon, Aristo ve Suda gibi diğer filozoflar üzerine halka açık dersler verdi. En önemli öğrencisi Synesios’dur. Sonradan büyük filozof olan bu öğrencisi ona hayranlığını ve ilmine duyduğu takdirlerini bildiren pek çok mektup yazmıştır. Bu mektuplar felsefe tarihi kitaplarında bugüne kadar gelmiştir. Buna karşın Damaskios ve onun hocası İsodoros, Hypatia için filozof olarak büyük takdirlerini söylerken İskenderiye’deki Platon geleneğinin etkisi altında kalmayıp, kendi kararını verseydi geometride daha ileri olurdu fikrini ileri sürmüşlerdir. Sinosios ve Herakles’in yetişmelerinde öğretmenleri Hypatia’nın üstün gayreti teşekkürle anlatılmaktadır.
Hypatia çeşitli bilim dallarında çalışmıştı; yaratıcı olmaktan çok bir eleştirmen ve yorumcu (commentator) idi. Astronomik tablolar, Appolonius konik kesitleri ve Diophant üzerine yorumları vardır.
Hypatia’nın en parlak zamanı Arkadius’un hükümranlığı dönemine, 415′deki trajik ölümü de Arkadius’un halefi devrine rastlar.
Hypatia’nın İskenderiye’de yeni Platonculuğu yansıtan felsefesi, yaklaşımı bakımından Atina okuluna göre daha araştırmacı ve bilimsel nitelikteydi, ayrıca Atina okulu kadar mistik eğilimler taşımıyordu.
MÖ 3. yüzyıldan başlayarak altıyüz yıllık bir süre boyunca insanların İskenderiye’de başlattığı düşünsel ortamdan sonraki baskı, öğrenmekten korku bütün izleri yok etmiştir. Hıristiyanlıktan sonra filozoflar takımı Roma hükümdarının himayesinde olmaya devam ettiler ve yeni eğitim hiçbir şekilde yığınlara mal edilmedi. Hükümdar Julyana Apostata’nın onlara verdiği koruma, ölümünden on yıl sonra da devam etti. Hypatia o dönemde ilk Hıristiyanlarca büyük ölçüde putperestlikle özleştirilen öğrenim ve bilimi simgeliyordu. Bu nedenle İskenderiye’de Hıristiyanlar ve Hıristiyan olmayanlar arasındaki gerginlik ve çatışmaların öne çıkan ismi olarak görülüyordu. Eski aydınlanmanın temsilcisi olan Hypatia, Pitolemais şehrinin putperest valisi Orestes’in himayesine sığınır, Rahip Cyrillos’un İskendiriye’ye Başpiskopos olmasından sonra gerginlikler daha artar ve onun yandaşlarının oluşturduğu bir kitle tarafından sokakta araba altında linç edilir.

Published: Dec 22, 2017
Latest Revision: Dec 22, 2017
Ourboox Unique Identifier: OB-397622
Copyright © 2017