SAKSI

İlk atama yerim olan Gaziantep’te bir köy okulunda göreve başladığım ilk gündü.

Çocuklarla tanışıp kaynaşıyor, oyunlar oynuyorduk.

Yan sınıftan bir kız öğrenci kapıyı çalıp sınıfa girdi. “Öğretmenim sınıfınızda saksı var mı?” dedi.

Bir yandan soruyu anlamaya çalışıyordum, bir yandan da ilk gün etkinliği olarak yan sınıf çiçek mi ekecek acaba diye düşünüyordum. “Hayır kızım bizim sınıfta henüz çiçek yok.” dedim. Kız da anlamamış bir ifadeyle yüzüme boş boş baktı sonra da sınıftan çıktı.

Sonradan öğrendim ki Gaziantep şivesine göre “saksı” faraş anlamına geliyormuş. Çocuk da sınıfta lazım olduğu için gelip bizim sınıftan istemiş. O kız öğrenciyle sonradan tekrar konuşup gülüşmüştük.

Daha sonraki günlerde öğrencilerim saksıya faraş demeyi öğrendiler. Ben de susama küncü, cam parçasına cıncık ve kırmızı mercimeğe de ölü mercimek demeyi…