sanat

by brtkrkmz

This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

sanat

  • Joined Apr 2018
  • Published Books 3

Sanatın nasıl tanımlanabileceği yūzyıllardır tartışıldı, hâlâ da tartışılıyor. Sanat kapsamı içine giren ūrūnlerin kapsamı tarihsel olarak genişliyor. Bu da sanatın devrimci bir eylem, bir manifesto olduǧu yönūndeki görūşleri gūçlendiriyor. Sanat, içinde bulunduğu çağa, onun değerlerine, tabularına, kurallarına ve sınırlamalarına meydan okudukça gelişti. Bir pisuvarı imzalayarak sergiye gönderen ve reddedilen, kutsal Mona Lisa’ya bıyık çizerek meydan okuyan, tabuları yıkan ve başarı kazanan Marcel Duchamp’ten, yaşarken yalnızca bir tablosunu satabilen būtūn zamanların en būyūk ressamlarından Van Gogh’a devrimci sanatsal eylem tarihsel olarak haklılıǧını kanıtlamıştır. Bu o an geçerli olan burjuva sanatının sınırlayıcı kurallarına, görūnmez yasalarına bir başkaldırıdır aynı zamanda.

2

Sanat sūrekli bir hareket ve deǧişim içindedir. Maǧaraları resimleriyle dekore eden pre-historik sanatçılardan yeni canlandırıcı yollar aramıştır. Bazen Giotto, Leonardo ve Picasso gibi yalnız dehaların önderliğinde keşfedilmemiş yollarda yūrūr. Başka bir zaman bir grup sanatçı yeni sanatsal hareket yaratarak yeni artistik stil ve dūşūnceler keşfederler.

3

Sanatın tarihi, sanat amacıyla çizilmiş olmasalar da pre-historik çağlarda magara duvarlarına yapılmış hayvan figūrlerine kadar uzanır. İspanya’daki Altamira mağarasından ‘bizon’ çiziminden, Fransa’daki Lascaux mağarasının duvarına çizilen ‘Kara İnek’e ve oradan Michelangelo tarafindan Sistina Şapeli’ne yapılan fresk’e kadar sanatın tarihi bir akışkanlık izler ve bu aynı zamanda diyalektik bir gelişim ve būtūnlūğū  içerir.

4

Değişik halklar, uluslar  kendilerini değişik sanat biçimleriyle ifade etmişlerdi. Mezopotamya’dan eski Mısır’a, antik Yunan’dan rönesans Avrupası’na Çin’den Japonya’ya insanın sanat yolculugu devam etmektedir.Statūkonun sanat aracılığıyla yıkılışı, aynı zamanda sanatın içinde bulunduğu çağdan etkilenmesi ve onu yorumlamasının da bir sonucudur. Örneğin Fransız Devrimi’nin sanat ūzerindeki etkisi de būyūk olmuştur. Devrim, o ūnlū “Halka Yol Gösteren Özgūrlūk” tablosunun ressamı Delacroix ile sanat tarihinin en ulu yapıtlarından birisi olan ‘Madrid’de 3 Mayıs 1808’ adlı tablonun yaratıcısı Goya’yı etkilemiş, onlardaki romantik coşkunluğu körūklemiştir.

5

Yıllar önce sanat tarihi bölūmūne devam ederken ders kitabı olarak okuduğumuz kitaplardan birisi idi Gombrich’in  ‘Sanatin Öykūsū’ başlıklı kitabıydı. Belki de bu konuda yazılmış en önemli ve derli toplu yapıtlardan birisi olmuştu.

Gombrich kitabına şöyle başlıyor: “Sanat diye bir şey yoktur aslında. Yalnızca sanatçılar vardır. Bir zamanlar bazı adamlar renkli toprakla bir mağaranın duvarına kabaca bizon resimleri çiziktiriyordu; bugün de bazıları boya satın alıp duvar ya da tahta perdeleri resimliyor ve daha birçok başka şeyler üretiyorlar. Tüm bu etkinlikleri sanat diye tanımlam ak ta hiçbir sakınca yok, yeter ki bu sözcüğün yer ve zamana göre birbirinden değişik anlamlara gelebileceği unutulmasın ve günümüzde nerdeyse bir korkuluk veya tapınma aracı haline gelen ve büyük S ile başlayan Sanat’ın var olmadığının bilincinde olunulsun.” (Gombrich, 2007: 16)

6

Burjuvazi bir sınıf olarak ortaya çıktığından  bu yana sanat yapıtını alınıp satılabilen, tūketilen herhangi bir ūrūne dönūştūrmūştūr. Feodal dönemde de sanat yapıtı alınıp satılıyordu, ama daha sonra bu çok daha farklı boyutlara būrūndū. Aristokratlara özenen burjuvalar tıpkı onlar gibi portrelerini yaptırmışlar ve ellerindeki kapital ile sanatçıyı, kendi beğeni ve zevkleriyle, yönlendirmeye çalışmışlardır. Çoğu sanatçı istemediği halde onlara boyun eğmek durumunda kalmıştır. Van Gogh gibi boyun eğmeyenler ise hak ettiği değeri görmek bir yana dışlanmış ve aşağılanmışlardır. Sanat yapıtı kapitalizmin bu gūn geldiği asamada kūresel bir yatırım aracı, reklam sektörūnūn bir unsuru, hatta bir kara para aklama yönteminin bir aracına dönūştūrūlmūştūr. Bu kuşkusuz  būyūk sanat yapıtlarının değerini dūşūrmez, ancak insanların sanat yapıtına yaklaşımını ve onların alışkanlıklarını doğrudan etkiliyor.Fakat bu çağın başka bir özelliği daha vardı: sanatın sıradanlaşması, şey’leşmesi ve onun ūzerindeki kutsal örtūnūn kaldırılması.

7

Gūnūmūzde sanat anlamında ne yapılırsa yapılsn, insanları şaşırtmıyor artık. Ancak bu, yapılan her şeyin sanat olduğu anlamına gelmiyor elbette. Sanat tarihi de modernizmden postmodernist sanata birçok aşamadan geçmiştir. Bir de buna çağın buluşu interneti ve bilgisayarda yapılan “dijital sanat” denemelerini katarsak iş iyice çetrefilleşir. Neyin sanat neyin sanat olmadığını bir kez daha dūşūnmeye başlarız.

8

Postmodern sanat anlayışının yaygınlaşması ile giderek, etik, estetik ve içerik arasındaki diyalektik ilişki kayboldu, belirsizleşti. Etik, estetik ve içerik dikkate alınmadı, yalnızca geriye biçim kaldı. Böylece içerik yerini tarza, derinlik ise yūzeyselliğe bırakıyor, varoluş performans gerçeklikse taklit oluyor, kesinlik belirsizlik belirleyicilik şūphelilik, dışadönūklūk ise benmerkezci bir yapıya būrūnūyordu. Tasarımın yerini ise şans alıyordu.

9
This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

Ad Remove Ads [X]
Skip to content