BEBEKLER İÇİN UYKU ÖNCESİ MASALLARI by doruk k - Ourboox.com
This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

BEBEKLER İÇİN UYKU ÖNCESİ MASALLARI

  • Joined Dec 2020
  • Published Books 5

 

Kral ve Ayakkabıları Masalı
Bir zamanlar zengin bir ülkeyi yöneten bir kral vardı. Bir gün ülkesinin her köşesini ziyaret etmek istedi. Yollara düştü, dağ tepe demeden köyesi, kasabaya gitti. Saraya döndüğünde, kayalıklardan geçtiği için ayakları epey ağrıyordu. Sürekli yollardaki taşların ve kaya parçalarının ayağını incittiğinden şikayet ediyordu.

Bu nedenle kral, adamlarına ülkesindeki tüm yollara deri döşenmesini emretti. Ülkedeki tüm yollar deriyle kaplandığında kral rahatlıkla gezip dolaşip dolaşabilecekti. Ne var ki, tüm yolları bulmak için güç idi, çok fazla inek derisi gerekiyordu. Sırf kral daha rahat yürüyebilmesi için çok para harcanacaktı.

Kraliçe bu duruma bir öneri getirdi. Kral’a;
– “Neden bu iş için bu kadar çok para harcayacaksınız ki? Tüm yolları deriyle kaplamak yerine sadece bir parça deri kesip kendi ayaklarınızı örterek bu çözebilirsiniz. Dedi.
Kraliçe’nin önerisi Kral’ın hoşuna gitti. Kraliçe’ye hak verip kendisi için deriden bir ayakkabı yaptırıp ülkesini karış karış gezmeye devam etti ..

Öğüt: Dünyayı değiştiremeyiz ama kendimizi değiştirebiliriz.

2

Eşek ve Keçi Masalı

Günlerden bir gün, bir çiftçinin ahırında bir eşek ile bir keçi yaşarmış. Keçi eşeği çok kıskanırmış.
Bir gün keçi;
‒ Eşeği benden daha çok seviyorlar, benden daha iyi besliyorlar diyormuş ve eşeğe oyun oynamak için bir kurnazlık düşünmüş;
Keçi;
‒ Eşek kardeş, senin bu haline çok üzülüyorum demiş.
Eşek hayret etmiş. Bu keçi beni pek de sevmez, neden benim için üzülüyor diye düşünmüş, keçiye sormuş:
‒ Hayırdır benim için neden üzülüyorsun keçi kardeş?
Keçi,
‒ Nasıl üzülmeyeyim eşek kardeş, en ağır işleri sen yapıyorsun, değirmen taşına seni koşturuyorlar, sabahtan akşama kadar sırtında yükle dolaşıyorsun. Rahat etmek senin de hakkın. Sana bir dost tavsiyesi, bu durumdan bir an önce kurtulmaya bak.
Eşek düşünmüş, keçinin söylediklerinde haklılık payı var.
Eşek sormuş, peki keçi kardeş sence ne yapmalıyım?
Keçi,
Her sabah geçtiğin çukurların birinin yanından geçerken, ayağın kaymış gibi yaparak kendini çukurun içine yuvarla. Belki o zaman sahibimiz der bu eşek çok yoruldu ona biraz istirahat vereyim der. Belki de bir eşek daha alır o da sana yardımcı olur demiş.
Eşek, keçinin ağzından duyduklarına inanmış. Bir sabah yük taşırken geçtiği çukurların birine kendini atıvermiş. Eşek çukura kendini atıvermiş de ayağı kırılmış, her yeri yara bere içinde kalmış. Eşeğinin o halini gören çiftçi çok üzülmüş. Onu iyileştirmek için hemen bir veteriner getirmiş. Veteriner eşeği muayane etmiş ve demiş ki;
‒ Zavallı eşek çok kötü düşmüş, bunu ilaçlarla tedavi etmek mümkün değil. Ancak
sana söylediklerimi yaparsan eşeğin iyileşebilir. demiş.
Çiftçi, veterinere sormuş:
‒ Eşeğimi iyileştirmem için ne yapmam gerekiyorsa söyleyin. Eşek benim elim ayağım olmuş, o olmadan ben hiçbir işimi tamamlayamam demiş.
Veteriner,
‒ Eşeğinin tedavi olması için bir keçi ciğeri bulman gerekiyor. Keçi ciğerini haşlayıp suyunu eşeğe içireceksin demiş.
Çiftçi, eşeğini iyileştirmek için ahırdaki keçisinden vazgeçmiş.

3

Minik Fareler Masalı

Bir zamanlar şirin bir evde minik fareler mutlu mesut yaşarlarmış. Bu farelerin başına bela olan “Karabela” adında bir kedi varmış. Karabela, minik fareleri adeta canından bezdirmiş. Minik farelerin dolaşmasına, yemek bulmamasına müsaade etmiyormuş. Minik fareler neredeyse açlıktan tahtaları kemirmeye başlayacaklarmış. Minik fareler bu duruma bir çözüm bulma, bu durumdan kurtulmak için ne yapacaklarını şaşırmışlar. Minik fareler Karabela’nın evde olmadığı bir gün, bir araya gelip bu durumdan kurtulmanın yollarını konuşmaya başlamışlar. İlk önce aralarında bir başkan seçmeye karar vermişler. Bilge, yaşlı üyelerini başkan seçmişler.

Minik fareler ne yapabileceklerini sesli düşünmeye başlamışlar, haliyle her kafadan bir ses çıkmış. Nihayet tecrübeli ve Bilge başkanları bir öneri getirmiş:

“Karabela’nın boynuna bir çıngırak asalım, ne zaman peşimize düştüğünde, bize yaklaştığında çıngırağın sesini duyar, tedbirimizi alarak deliklerimize saklanırız. Başka türlü Karabela’dan kurtulamayız demiş.” Bütün fareler bu öneriyi çok beğenmiş. Herkes Bilge fareyi alkışlayarak “Aklınla bin yaşa!” demişler. Bilge fare konuşmasına devam etmiş. “Ancak bir sorunumuz var” demiş.

“İyi güzel de, çıngırağı Karabela’nın boynuna kim asacak?” demiş. Toplantı salonuna birden sessizlik hakim olmuş. Az önce salonu bağırışlarıyla inleten, alkış tufanı koparan minik fareler, hepsi sus pus olup geri çekilmişler.

Fareler yavaştan toparlanarak hepsi kendine göre bahaneler bularak “Ben yapamam” deyip toplantıyı tek tek terk etmiş. Sonra ne mi olmuş? Karabela yine minik farelerin peşine düşerek hiçbirine göz açtırmıyormuş. Karabela’nın korkusundan yarı aç, yarı tok yaşamaya çalışmışlar..

Öğüt: Bir tehlikeden kurtulmak için cesur olmak gerekir, önemli olan toplanıp fikirleri konuşmak, alkışlamak değil gereğini yapmaktır.

4

Aslan ve Tilki Masalı

Uzun zaman önce bir ormanda bir çift aslan yaşıyordu. Bir sabah karısı ona nefesinin kötü ve nahoş olduğunu söyledi. Aslan bunu duyunca utandı ve öfkelendi, karısının söylediğine inanmadı ve ormandaki hayvanları nefesini kokup kokmadığını kontrol etmek için çağırdı.

Önce koyun geldi. Ağzını ardına kadar açan Aslan, “Koyun, söyle bana ağzım kötü kokuyor mu?” Dedi. Koyun, aslanın dürüst bir cevap istediğini düşündü ve koyun, “Evet dostum. Nefesinizde bir sorun var gibi görünüyor ”. Bu dürüstçe cevap aslanın pek de hoşuna gitmedi ve koyunun üzerine atlayıp pençeleriyle onu cezalandırdı.

Sonra kurt geldi ve aslan kurda sordu; “Ne düşünüyorsun? Nefesim kokuyor mu? ” Kurt koyunun başına ne geldiğini gördüğü için soruyu cevaplarken çok dikkatli olması gerektiğini anladı. Kurt, “Nefesinizin kötü koktuğunu kim söylüyor?” Dedi. Gül kokusu kadar tatlı bir nefesiniz var ” dedi. Aslan, kurdun cevabını duyunca “Dalkavuk kurt!” deyip, öfkeyle kükredi ve koca pençeleriyle hemen kurda saldırdı, kurdu da cezalandırdı.

Sonunda sıra tilkiye geldi. Aslan tilkiye de aynı soruyu sordu. Tilki, koyun ve kurdun başına gelenleri gördü. Bu yüzden defalarca öksürüp boğazını temizledi ve sonra şöyle dedi, “Ah Sevgili Dostum, son birkaç gündür soğuk almışım, hastayım. Bu yüzden hoş ya da hoş olmayan hiçbir şeyin kokusunu alamıyorum ”dedi.

Aslan, tilkinin bu cevabına karşılık tilkiye hiçbir ceza veremedi.

Öğüt: Kendinizi kötü bir duruma dahil etmeyin, aksi takdirde hiçbir suçunuzla cezalandırılabilirsiniz. Böyle durumlardan uzak durmak akıllıca olur.

5
This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

Ad Remove Ads [X]
Skip to content