ALTIN BALON 1

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal, pireler berber iken. Ben nenemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, az gittim uz gittim. Dere tepe düz gittim. Çayır çimen geçerek, lale sümbül biçerek, soğuk sular içerek, aylar aylar bir güz gittim. Bir de ardıma baktım ki ne göreyim bir arpa boyu yol gitmişim. Gittim çarşı pazar, işte benden duyulmadık bir masal. Buradan çok uzak diyarlarda şirin mi şirin renkli mi renkli Mavi Diyar varmış. Bu diyarda sevimli mi sevimli tatlı mı tatlı bir de baloncu yaşarmış. Baloncu amca çok iyi kalpli güler yüzlü bir insanmış. Renk renk balonları ile çocukları mutlu edince kendisi de çok mutlu olurmuş. Uzak diyarlardan balonları almak için gelenler olurmuş. Ama son günlerde ihtiyar amca çok üzgünmüş. Çünkü ülkenin zalim kralına ben deyim bir çuval sen de bin çuval altın borcu varmış. Gece gündüz düşünmüş ve bu borcu nasıl ödeyeceğini bulmuş. İhtiyar amca o zamana kadar kimsenin görmediği altın balonunu pazarda satacakmış.

İhtiyar baloncu dağlardan, tepelerden, şırıl şırıl akan derelerinden geçerek bir gayret pazara ulaşmış. Pazarda güzel bir yer bularak çocukları çağırmaya başlamış.

-Al balon, gül balon. Puf puf diye üflenir. Havada uçuverir. Bizlere neşe verir.Renk renk balonlar. Diye çocuklara seslenmiş.

İhtiyar baloncunun çevresi hemen çocuklarla doluvermiş. Hepsinin gözü de altın balona takılmış.Şimdiye kadar hiç böyle balon görmemişler. Ama altın balon bir tane ve çok pahalıymış.

Çocukları ittirerek aradan bir çocuk gelmiş. Bu, zalim kralın çocuğuymuş. Altın balon görünce o da diğer Çocuklar gibi onu almak istemiş.İhtiyar baloncunun istediği altını vermiş ve balona sahip olmuş. Balonu alır almaz tutmuş şatonun yolunu. Şatoya varır varmaz odasına gitmiş ve balona kötü davranmaya başlamış. Kalemle üzerini boyamış, iğne batırmış, ayağının altına alıp ezmiş. 

Altın balon altından olduğu için patlamıyormuş ama bu davranışlara çok üzülüyormuş. Halbuki onun çocuğa iyi arkadaş olmak ve mutlu etmek gibi hayalleri varmış. Çocuğun davranışları devam edince balon şatodan kaçmanın yollarını aramış. Gel zaman git zaman balon, şatoyu incelerken üst camın açık olduğunu fark etmiş. Kimsenin görmediği anda camdan dışarı çıkmış ve havada süzülmeye başlamış. Havada şaşkın şaşkın uçarken kendini bir ormanda buluvermiş. Ormanın içinde küçük bir kulübe görmüş. Kulübeye gidip biraz dinlenmek istemiş. Kulübeye girmiş; fakat o kulübe ormanın cadısına aitmiş. Balon buraya girince etraftaki eşyalardan anlamış bunu.

Biraz korku ve heyecanla oradan uzaklaşmak isterken kötü kalpli cadının ayak seslerini duymuş. Korkuyla masanın altına saklanmış. Kötü kalpli cadı eve girdiğinde evde yabancı biri hemen anlamış. Başlamış onu aramaya. Balon bir fırsatını bulup açık kalan kapıdan kaçarken cadıya yakalanmış.

Bütün gücü ile cadının elinden uçup havaya doğru uçmaya başlamış. Cadı da takip ediyormuş. Yardımsever rüzgar balonun cadının elinden hızlı kaçması için daha kuvvetli üflemiş nefesini. Altın balon rüzgar sayesinde cadıdan kurtulmuş. Ona teşekkür etmek isterken bir ağaca çarpmış ve ipi ağacın dallarına dolanmış.