SABIRSIZ KUŞ

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal, pireler berber iken… Ben bağda üzüm bekler, derede yükler iken, bir varmış bir yokmuş… Masalın yalanı mı olurmuş. O yalan bu yalan, fili yuttu bir yılan… Bu da mı yalan derken; sabahleyin erken keçiler koyunları tıraş ederken, tahta kurusu saz çalar, sıçan cirit atarken, çıkmış bir kocakarı ortaya… En sonunda açmış ağzını yummuş gözünü. Bir laf etmiş bir laf etmiş… Bakalım ne laflar etmiş.

Buradan çok uzak diyarların birinde içinde şırıl şırıl dereler geçen yemyeşil rengi ile gözleri şenlendiren, bütün hayvanların dostça yaşadığı bir orman varmış. Bu ormanda her türden hayvan yaşarmış. Aslanlar, maymunlar, sincaplar, rengarenk kelebekler, güzel öten kuşlar..
Bu hayvanların yaşadığı bölgelerin güzel isimleri de varmış. Aslanların Krallar Bölgesi, maymunların Muz Bölgesi, kelebeklerin Çiçek Bahçesi, kuşların ki ise Uçsuz Gökyüzü’ imiş.

Uçsuz Gökyüzü’nde yaşayan kuşlar bir lider eşliğinde gökyüzünde olabildiğince özgür, hızlı, eğlenceli uçuşlar yaparmış. Lider kuşlar çeşitli hareketlerle gruptaki diğer kuşları eğitirlermiş. Sarı kuşların en küçüğü olan Bıcırık da lider olmak için sabırsızlanırmış. Her gün annesine lider olacağını söyleyip gökyüzünün en uzak bölgelerine uçmaya gidermiş. Ama yolunu tamamlamadan geri dönermiş. Çünkü Bıcırık’ın kanatları çok yüksek yerlere uçacak olgunlukta değilmiş. Bıcırık her gün inatla gökyüzünün en uçsuz bölgesine havalanır, istediği yere ulaşamadan geri dönermiş. Bıcırık’ın annesi ona sabırsız davrandığını, biraz daha zamana ihtiyacı olduğunu anlatmış; fakat Bıcırık lider olmayı kafasına takmış bir kere. Anlatılanların hiçbirini dinlemezmiş.

Günlerden bir gün Bıcırık yine lider olmak için en uçsuz bölgeye uçmaya karar vermiş. Bütün gücü ile havalanmış, havalanmış ve istediği yere gelmiş. Gelmiş ama Bıcırık kanatlarını o kadar çok yormuş ki artık kanatları hareket edemez hale gelmiş. Hiç gücü kalmamış. Birden, kanatlarını çırpamadan aşağıya doğru hızlı bir şekilde düştüğünü fark etmiş. Çok korkmuş, çünkü kanatlarını hiç hareket ettiremiyormuş. Heyecan ve korku ile Bıcırık kendisini bir çalının üzerinde buluvermiş. Bıcırık çalılara çarparak yere düşmüş.