ESTOPYA by Esra Karatepe - Illustrated by Esra Karatepe - Ourboox.com
This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

ESTOPYA

by

Artwork: Esra Karatepe

  • Joined Apr 2021
  • Published Books 5

ESTOPYA:

Dünyada kötülüğün olmadığı, her ırktan insanın tek bir çatı altında beraberce yaşadığı, tüm hayvanların özgür olduğu, doğal güzelliklerin bozulmadığı, sevgi ve saygının daima var olduğu nadir bir ülke ESTOPYA.

Hayalini son zamanlarda oldukça kurmuş olduğum bu ülke yaşadığımız dünyadan çok farklı. Yaşadığımız dünya gün geçtikçe maalesef iyi yerlere gitmiyor. Her gün kadına şiddet, çocuklara, yaşlılara, hayvanlara eziyet haberlerini görüyoruz. Bu olaylar dünyanın neresine gidersek gidelim aynı. Bir kere eğitim ve adalet başlı başına yanlış. Şu zamanda okuyup bir meslek sahibi olana kadar yılların gidiyor. Bitmek bilmeyen sınavlar, atanamama korkusu, az maaşla geçinememe en başta yer alan sorunlardan. Adalet ise özellikle bu ülke olmakla birlikte tam bir facia. Suçlular 5-10 yıl yatıp tekrar çıkıyor, ağır suçlara ağır cezalar verilmiyor, bir cana zarar verene sadece para cezası uygulanıyor ya da serbest kalıyor.

Tüm dünya da ”saygı” kavramı neredeyse ölmüş durumda. Birbirimizin kararlarına, düşüncelerine, zevklerine, giyimine, görünüşüne saygı duymaktan ziyade eleştiriyoruz.

Bir tarafta ırkçılık, ayrımcılık diğer tarafta hor görme, aşağılama, dünyanın her yerinde maruz kaldığımız davranışlar. Oysaki hepimiz aynı dünyayı paylaşıyoruz. Kimse nasıl doğacağını, nerede doğacağını, hangi aile de dünyaya geleceğini, ten renginin, yüzünün, fiziğinin nasıl olacağını seçmedi. Peki hala neden toplumda bu gibi ve daha bir sürü örnekler yüzünden dışlanmaya, aşağılanmaya devam ediyoruz?

Birbirimizin kararlarına, düşüncelerine, zevklerine, giyimine, görünüşüne saygı duymaktan ziyade eleştiriyoruz.

İşte ESTOPYA bu anlamda yukarıdaki örneklerin hiçbirini barındırmayan bir ülke. Tamamen iyi bir demokrasinin hakim olduğu, insanların sorumluluklarını bilip ona göre davrandığı, halkın bilinçli olduğu, sevgi ve saygı ikilisinin varlığını daimi koruduğu çok güzel bir yer.

2

1) YÖNETİM: Benim yönetim biçimim kesinlikle demokrasidir. Demokrasi: Halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı bir yönetim sistemi. Benim yönetim sistemimde ülkenin başına halk tarafından oylanarak seçilen tek bir başkan vardır ve bu başkanın görevini yerine getirme süresi 3 yıldır. 3 yıl sonra tekrar bir seçim olur ve eğer önceden seçilen kişi görevini doğru düzgün yapmamışsa ve halk tarafından memnun değilse bir sonraki seçime dahil edilmez, başla biri aday olur. Başkan olacak kişi öncelikle eğitimini çok iyi almış biri olmalıdır. Birden fazla dil bilen, idare ve yönetime yatkın olmalıdır. Halkın dilinden anlamalıdır. Bunun yanında çeşitli sanat ve spor dalları, sağlık, adalet ve eğitim alanında da uzmanlaşmış olmalıdır. Başkanlık süresince bunlardan birini bile yapmadığında ona ceza uygulanır, eğer hiçbirini yapmazsa 3 yıl dolmadan görevinden istifa ettirilir ve yerine yeni bir başkan seçilir. Ayrıca seçilen başkanın seçmiş olduğu bakanlar olmalıdır. Bu bakanlar Sağlık Bakanı, Eğitim Bakanı, Adalet Bakanı, Sanat ve Spor Bakanı, Turizm Bakanı vb. Bu bakanlarda en az başkan kadar iyi eğitim görmüş, halkın sorunlarından anlayan, işini doğru ve düzgün olarak yapan kişiler olmalıdır. Bakanların görev süresi 2 yıldır. 

3

2) EKONOMİ: Benim yönetim sistemimdeki ekonomi: Sosyalizm. Yani toplumsalcılık. Üretici gücün insan, insan emeği ve dolayısıyla toplum olduğu düşüncesinden yola çıkılarak oluşturulmuş bir sistem, sosyalizm. Benim yönetim sistemim bireyi değil, toplumu ele almayı, toplumun sorunlarına çözüm bulmayı amaçlar. Halk ile iç içe olmayı sevdiğimden yönetimime en uygun ekonomi sosyalizmdir. Yönetimde herkes ne kadar emek, ne kadar çaba harcamışsa onun karşılığını alır. Bana göre benim hasta olduğumda bir doktora da, ekmek almak için bir fırına da ihtiyacım vardır. Bu yüzden bana göre bütün meslekler değerlidir. Her bir meslek sahibi ne kadar hakediyorsa o kadar alır. Böylece ülkemde asgari ücret ya da geçimsizlik olmaz. Çünkü herkesin yapabileceği türden meslekler vardır. İnsanlar kendini doktor, hakim, avukat, polis olmak için şartlamazlar. Kim hangi mesleği yapmak istiyorsa onu yapar. Toplumda iyi ya da kötü meslek bulunmaz böylece yargılama ve ayrımcılık da olmaz. 

4

3) AİLE: Bana göre her bir ailenin nüfusu en fazla 4 kişiden oluşmalıdır. Anne, baba ve iki çocuk. Böylelikle insanlar geçim sıkıntısı çekmez. Evlerinde herkesin sahip olduğu kendi özel alanı olmalıdır, böylelikle ortaya karmaşa çıkmaz. Bu yönetimde doğan kız ve erkek çocukları birbirine eşit sayılır. Evlilik yaşı 21 ve üstü olmalıdır. 21 yaşının altındakiler bu yönetimde hala ”çocuk” sayıldığı için o yaştan önce evlenenler veya evlendirilenler için hukuki ceza uygulanmalıdır. Aile arasındaki ilişki güçlendirilmek için çeşitli etkinlikler, festivaller yapılmalıdır. Ailesiz olan veya ailesini kaybeden bireyler koruma altına alınmalı ve aile yokluğunu hissettirmeyecek etkinlikler yapılmalıdır. Bir çift çocuk sahibi olmak istiyorsa önceden düşünmelidir. Evlatlık alınacak çocuklar ailelere teslim edilmeden önce ailenin durumu, geliri, kapasitesi ve en önemlisi geçmişte bir vukuatının olup olmamasına bakılmalıdır. Eğer geçmişte bir vukuatı varsa o aileye çocuk teslim edilmemelidir. 

5

4) EĞİTİM: Benim yönetimimde en önemli şey eğitimdir. Bir insan temelden eğitim almamışsa yapabileceği şeyler sınırlıdır. Ama eğer temelden eğitimi düzgün bir şekilde almışsa o insanın önünde kimse duramaz. Eğitime başlangıç yaşı 7 olmalıdır. 7 yaşın altındaki bireyler yaşını doldurmadan okula kayıt yaptıramaz. İlkokul sınavları olmamalıdır çünkü bir çocuğun o yaşta en gereksinim duyduğu şey oyundur. Okullarda ders anlatılır fakat bu derslerde oyun şeklinde anlatılmalı ve çocuğun aklında daha kalıcı olmalıdır. Ortaokulda daha çok kendini geliştirme becerileri ve kendini tanıma olmalıdır. Ortaokul bittikten sonra lise olmalı fakat liseye giriş sınavları yapılmamalıdır. Onun yerine öğrencinin derslerdeki başarısı, yazılı notları etkili olmalıdır. Lise sonrasında üniversite sınavına girilmeli ve herkes kendi tercih ettiği bölümü okumalıdır. Bana göre özel ya da devlet okulu diye bir şey yoktur. ”Eğitim ticaret değildir.” der Finlandiya Eğitim Bakanı. Ülkemde üniversite dahil hiçbir kademede ”para” söz konusu olamaz. Öğrenciler hangi derste başarılı ise o yöne yönlendirilmeli baskı yapılmamalıdır. Ders saati 30 dakika ve tenefüsler 10 dakika olmalıdır. Öğrenciler ”seçmeli” değil ana ders olarak spor, sanat, beceri, yetenek dersleri almalıdır. 

6

5) DİN: Benim ülkemde din evrenseldir. Herkes istediği dine inanabilir. Bu noktada saygı çok önemlidir çünkü eğer biri diğerinin dinine saygı duymazsa kötü sonuçlar doğabilir. Ülkemde cami, kilise, tapınak vb. tüm ibadet yerleri yapılmalı ve halka açık olmalıdır. Halk tüm dinleri bilmeli ve ona göre birine inanmalıdır. Müslümanlık, Hristiyanlık, Yahudilik, Musevilik, Budistlik, Deistlik, Ateistlik bunların hiçbiri hor görülmemelidir. Eğer her hangi bir saygısız davranışta bulunulursa hukuki yoldan ceza uygulanmalıdır. İnanılan dinin kitaplarına, peygamberlerine üstün bir saygı uygulanmalıdır. Bireyler bir kişiyi kendi dinine inandırmaya zorlamamalıdır, herkes kendine göre doğru olan dine ulaşmalıdır. Din inancı yüzünden toplumda dışlanma, ayrımcılık yapma, yargılama, alay etme olmamalıdır. 

7

6) BİLİM: Bir çocuğa küçük yaştan itibaren merak duygusu aşılanmalıdır. Tıpkı küçük çocukların merak edip sürekli ”Bu ne?” demesi gibi. İnsan merak ederse merak ettiği şeyin sonucuna ulaşmak için çaba gösterecektir. Bu yüzden çocuklara bu alanda eğitim verilmelidir. Okullarda bilim laboratuvarları olmalı ve öğrenciler haftanın 2 günü bu laboratuvarda ders işlemelidir. Bilim alanında yapılan etkinliklere katılınmalı ve bu etkinliklerde görev alınmalıdır. Yeni bir icadın yapılmış olması ülke için artı olmalıdır. Çeşitli teknolojik aletler, arabalar, robotlar, aşılar yapılmaya çalışılmalı ve bu alanda görev yapanların başarabileceğine inanılmalıdır. Hiçbir can söz konusu olan bilimin içine dahil edilmemelidir.  

8

7) HUKUK: Her şeyin temeli adalete dayanır. Adalet olmadan hiçbir ülke ayakta duramaz. Hiç ceza evi olmasaydı suçlular diledikleri gibi suçu işler ve hayatlarına devam ederdi. Masum bir canın hakkını sadece adalet arar, bu yüzden ülkemde hukuk çok önemli bir yere sahiptir. Ülkemde suç işleyen bireylerin cezası işlediği suça göre değişir. Benim için bir cana kıyılan suç kesinlikle ağır bir suçtur. İnsan ve hayvan arasında fark gözetmeksizin suçlu cezasını ağır çeker. Ülkemde kadın erkek eşitliği vardır ve bu eşitliğe uymayanlar, kadına erkeğe şiddet yapanlar da ağır ceza almaktadır. Hiçbir canın ceza olarak ölümü haketmediğini düşünürüm bu yüzden ülkemde idam vb. öldürücü cezalar yoktur. Suçlular suçlarına göre ceza evi ya da ağır ceza evinde tutulurlar. Eğer çok kötü bir suçsa sonu müebbettir. Ceza indirimi, torpil vb. hiçbiri konu hukuk olunca uygulanmaz. Kim ne yaptıysa cezasını mutlaka çeker. 

9

8) SANAT: Sanat benim ülkemde çok önemli bir yere sahiptir. Sanatçılar daima baş üstünde tutulur. Bir kişinin sanatını icra edebilmesi için tüm olanaklar önüne sunulur. Güzel sesi olan şarkıcı, güzel dans eden dansçı, iyi rol yapan tiyatrocu, oyuncu olabilir. Sanat denilince aklıma tarihi eserler, ressamlar, heykel traşlar gelir. Ülkemde tarihi eserler titizlikle korunur. Sanat yapmaya müsait her birey rahatlıkla istediği dalda sanatını gösterebilir. Sanatın ya da sanatçının önüne engel konulmamalıdır. Ülkemde sanat ile ilgi,li her türlü etkinlikler, faaliyetler yapılmalıdır. Müzeler ücretsiz olmalıdır ve her insanın tarihten yararlanması sağlanmalıdır. Sanat ve toplum birbiri ile çift olmalıdır. Sanata yönelik çalışmalar ve yarışmalar yapılmalıdır. Sanatını ortaya koyan kişiler ile dalga geçilmemelidir. Her birey kendi alanında bir sanatçıdır aslında. Sanatı ortaya koymak uzun uğraşlar sonucundadır bu yüzden sanatçılar mesleklerinden bıkmamalı, aksine sanatını göstererek diğer insanlara örnek olmalıdır.

10

9) SPOR: Okullarda beden eğitimi yanında çocukların çeşitli dallarda (jimnastik, bale, halter, karate, judo, box, yüzme) vb. yapabileceği spor dersleri olmalıdır. Haftada 2 gün bu dersler işlenmeli ve gelişmeye göre sınav yapılmalıdır. Başarılı olan öğrenciler arasında çeşitli yarışmalar, turnuvalar, oyunlar düzenlenmelidir. Kilo problemi yaşayan küçük yaştaki çocuklar spora teşvik edilmelidir. Vakit buldukça yürüyüş ve koşu yapılmalı, maratonlara katılınmalıdır. Spor salonları, halı sahalar ücretsiz olmalı ve her insan faydalanmalıdır. Spor yapmanın sağlık açısından önemi vurgulanmalı ve düzenli olarak spor yapmak, yemek yemek gibi alışkanlık haline getirilmelidir. İleride kilo veya hareketsizlik yüzünden birçok hastalık kapımıza dayanacak. O yüzden sağlam bir vücutla yol almak lazım.

11

Benim hayalimde kurduğum ve gerçek olmasını ısrarla arzuladığım dünyam bu şekilde. Herkesin korkmadan yaşayabileceği, kimsenin kimseye zarar vermediği, kimsenin kimseyi üstün ya da alçak görmediği, özgür düşünce, irade ve yaşayışın hakim olduğu, eşitlik, adalet, güven, huzur, saygı, sevgi… Hepsinin bir arada bulunduğu bir dünya ESTOPYA. 

Umarım bir gün böyle bir dünyaya sahip oluruz…

 

Esra Karatepe 11/C 700

 

12
This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

Ad Remove Ads [X]
Skip to content