by Ayşe Sıla Küçük
Copyright © 2021
DİSTOPYA
ÜLKE ADI: PANDORA
ÜLKE NÜFUSU: 23.568.342
BAŞKENT: POLİAS
İçindekiler
1)YÖNETİM
2)EĞİTİM
3)AİLE
4)EKONOMİ
5)SAĞLIK
6)DİN
7)BİLİM
8)HUKUK
9)SANAT
1)YÖNETİM
Ülkenin yönetim biçimi totalitarizmdir. Her şey devlet kontrolü altındadır. Ülke tek bir parti tarafından yönetilir. Bireylerin hakları ve özgürlükleri devlet tarafından kontrol altına alınmıştır. Bireylerin düşünce özgürlükleri de elinden alınmıştır. Sadece devlet ne istiyorsa onu düşünmelidir yani sadece devlet için iyi olanı düşünmelidir aksi halde cezalandırılır hatta idam edilir.
2)EĞİTİM
Ülkenin eğitim oranı %98’dir. Herkes zorunlu olarak eğitim görmektedir. Bireylerin hangi eğitimi alacağına Başkan’ın oluşturmuş olduğu gruptaki birtakım insanlar karar verir.
3-10 yaş aralığında temel bir eğitim verilir. Bu eğitimde hükümete bağlılık, disiplin ve ahlak(tabiki de bu disiplin ve ahlak devletin anlayışına bağlıdır) eğitimi verilir. Bu aşamada bütün bireylerin tek gayesi hükümetin ondan istediği herşeyi yapması gerektiğini öğrenmektir. Bir nevi devletin kölesi olacaktır. Bu aşama bir nevi beyin yıkama aşamasıdır. Beyinlerin bu yaşlarda kontrol altına alınmasının gelecekte devletin birey üzerinde katı kurallarını uygulayabilmesi için fazlasıyla önemli görülür.
Temel eğitimin ardından bireyler hangi bölüm üzerine eğitim alacaklarsa bundan sonra hayatları sadece o bölüm-den ibaret olacaktır ve başka bir işte çalışamayacaklardır. Bu aşamada eğitim dokuz yıl sürer ve bunun ardından herkes kendi görevli olduğu işte çalışmaya başlar.
3)AİLE
Evlilikler devletin kendi uygun gördüğü bireyler arasında gerçekleşir. Devletin izni ile en fazla iki çocuk sahibi olunabilir.
Aslında buna tam olarak aile de denmez. Çünkü herkes devletin kendine verdiği görevle meşguldür. İşçilerin çalışma süresi on beş saattir. Çocuklarda ise bir günlük okul süresi dokuz saattir.
4)EKONOMİ
Oldukça iyi bir seviyededir. Fakat halk kötü bir durumdadır. Çünkü devlet nüfusa yetecek kadar üretim yapmasına rağmen insanlara hakettiği kadar maaş vermiyor bu yüzden de halk temel ihtiyaçlarını karşılamakta bile zorlanıyor. Tabiki de halk bu durumda iken yöneticiler fazlasıyla rahattır. Sonuçta köle olarak gördüğü halkın bu durumda olması pek de umurunda değildir.
5)SAĞLIK
Ülkenin sağlık alanında ki durumu orta derecededir. Aslında kaliteli bir eğitim almış doktorları olmasına rağmen bunu bile çok gören yöneticiler gerekli olan ekipmanların yeteri kadar sağlanmasına izin vermedikleri için doktorlarda ellerinde olan malzemeler ile ne yapabilirlerse onu yapıp küçük hastalıkların tedavisinde kullanılacak bile olsa halk için elinden geleni yaparlar.
6)DİN
Bu ülkede daha önceleri böyle bir yönetim sistemi yoktu. Halkın hakları ve özgürlükleri elinden alınmamıştı. Ülkenin bir dini yoktu. Herkes istediği inanç sistemine girebilirdi. Fakat ülke totalitarizm sistemi ile yönetilmeye başladığı zamandan beri tüm inanç sistemleri yok sayılmıştır. Devlet ”din” kavramını hiçbir zaman kullanmamıştır ve bu kavramı insanların kullanmasını yasaklamıştır. Sanki hiçbir zaman ”din” diye bir kavram olmamış gibi. Bunu yapmasının nedeni ise insanların tek bağlılık duyduğu şeyin hükümet ve onun kuralları olmasını istemeleridir.
7)BİLİM
Bilim oldukça gelişmiştir fakat hükümet bunu kendi çıkarları için kullanmaktadır. Sadece hükümet bundan faydalanır. Halk bunun farkındadır fakat tüm hakkı ve özgürlüğü elinden alındığı için bunu hiçbir zaman dile getiremez. Devletin izin verdiği şeylerden faydalanabilir.
8)HUKUK
Ülkede hukuk eşittir yönetimin çıkarları gibi düşünülebilir. Sözde ülkede adalet olduğunu söyleyen yöneticiler sadece kendi çıkarlarının adaletini gözetir. Kendilerine uyan insanları dahi onlarla işi bittikten sonra hiçbir şekilde önemsemez. Çünkü zaten yöneticilerin düşüncesine göre halkın onların izin vermesi dışında bir hakkı yoktur. Halk kendini savunma gibi bir eylem gerçekleştiremez. Hatta bunu düşünemez bile eğer aklından geçenler öğrenilirse cezalandırılacaktır.
9)SANAT
Bir zamanlar o döneme ait tüm sanat dallarının bulunduğu ve hatta döneminin en ünlü sanatçılarını yetiştiren bir ülke idi. Sanatın merkezi kabul edilirdi. Fakat ülkenin totalitarizm sistemi ile yönetilmeye başlamasıyla tıpkı ”din” de olduğu gibi ”sanat” kavramı da sanki hiç var olmamış gibi silindi . Ve yine hükümetin kararı ile halkın bu kavramı kullanması yasaklandı.
Konu olarak distopya seçmemin sebebi şuan yaşamış olduğumuz dünyada insanların yavaş yavaş köleleştirilmesi ve birçok konuda kontrol altına alınmış olmasıdır. Gelecekte böyle bir şey gerçekleşmeyecek olsa bile bu gidişat maalesef hiç de iyi değildir.
~ HAZIRLAYAN: Ayşe Sıla Küçük
~ SINIF: 11-A
~ NUMARA: 75
~ DERS: Felsefe
~ ÖĞRETMEN: Hilal Kibar
~ KONU: Distopya
Published: Apr 7, 2021
Latest Revision: Apr 7, 2021
Ourboox Unique Identifier: OB-1100310
Copyright © 2021