Doğaya Dönüş Hikayemiz(Ortak Ürün)

by DOĞAYA DÖNÜŞ

This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

Doğaya Dönüş Hikayemiz(Ortak Ürün)

  • Joined Apr 2021
  • Published Books 1

ÇORLU ORTAOKULU

Güzelyalı doğanın en güzel köşelerinden biriydi. Yeşilin her tonu vardı bu cennet köşede. Cıvıl cıvıl öten kuş sesleri rengarenk çiçeklerin kokusuna eşlik ediyordu. Emin bu köyün çocuklarından biriydi. Sokaklarında koşar oynardı arkadaşlarıyla. En çok Ömer ile birlikte oynarlardı. Macera peşinde koşmaya bayılırlardı. Bir gün ormanlık alanda top oynarken topları ormanın içine kaçtı.Toplarını almaya giderken yolda görkemli bir sandık gördüler.Merakla sandığa baktı iki kafadar. İçinde ne olduğunu merak ettiler. Yavaşça araladılar sandığı.İçinden süzülen ışığa bakakaldılar.O sırada ışık birden her yeri kapladı. Gözleri kamaştı iki arkadaşın. Bir süre açamadılar gözlerini. Açtıklarında ise gözlerine inanamadılar.Bambaşka bir yerdeydiler.Ne ağaç vardı ortada ne çiçek. Ve en önemlisi ise köyleri neredeydi? Etrafta gökdelenler,gökyüzünde süzülen arabalar, sokakları temizleyen robotlar vardı bu dünyada. Emin kafasını kaldırdı ve büyük bir saat kulesi gördü.Bir kez daha gözlerine inanamadı. Saat 12.30 Tarih 14.04.2071 yazıyordu.

2

SELÇUK ORTAOKULU

İki arkadaş birden paniklediler. Az ilerideki reklam panosundan bir bildirim sesi geldi o sırada. Ağaç müzesi için satılan bilet reklamıydı bu.

Bilet standına gittiklerinde biletleri insanlar yerine robotlar satıyordu. Ağaç müzesinin biletini alıp içeri girdiler. Çok muntazam şekilde saklanmış 5-6 tane ağaç gördüler. İnsanlar hayretle ağaçları izleyip fotoğraflarını çekiyorlardı.

İnsanların şaşkın şaşkın baktığını gören Emin ” Bunlar hiç ağaç görmemiş galiba , bizim köy bunların her türlü çeşidi ile dolu” dedi ve kendilerince hiç de cazip olmayan müzeden ayrıldılar.

Bir adam onlara doğru yaklaştı. Adam garip kıyafetli çocukları görünce çok şaşırdı ve yardımcı olmak istedi.

” Bir yere gidecekseniz sizi uçan arabamla götürebilirim” dedi.

” Buradan yeşil köy Güzelyalı’ ya nasıl gidilir? diye sordu Ömer.

” Adam size yanlış adres vermişler sanırım, buraların yabancısı olmalısınız. Bu kart ile gişedeki butona basın ve takviyelerinizi alın, karnınız aç olmalı” dedi.

İki arkadaş birbirlerine bakakaldılar. Olan biteni anlamaya çalıştılar. Bu bir rüya olmalıydı. Etrafta ağaç , yeşillik  ya da doğaya dair hiçbir şey kalmamış bunun üstüne birkaç ağaç da müzede sergileniyordu. İnanılır gibi değildi. Derken yüksek sesli bir anonsla irkildiler.

” 5 dakika içinde meydanda toplanın “

3

TOYBELEN ORTAOKULU

Meydanda bir kalabalık belirdi ,fakat bunlar çok değişik giyimli insanlardı kimisinin sırtında oksijen tüpüne benzer bir şey vardı.Yüzlerinde değişik maskeler vardı. İki arkadaş şaşkınlıkla insanlara bakıyorlardı hiçbirinde mutlu bir ifade yoktu.Birden bir anons geldi.”Gıda takviyesi zamanı” diye.

Emin  Ömer’e oh bu çok iyi oldu gerçekten de acıkmıştım, neyse bir şeyler yiyelim de ondan sonra düşünürüz ne yapacağımızı dedi.Kalabalığın arasına girerek sıraya girdiler.İki arkadaş aralarında konuşuyordu.Emin Ömer’e

”ufff şimdi nenemin açtığı yufka ekmekler olacaktı. İçine bizim Sarıkız’ın sütünden yapılmış mis gibi peyniri ,nenemin bahçeden topladığı domatesleri koyup sarıp yiyecektik nefis olurdu.Kim bilir şimdi bize nasıl yiyecekler verecekler.”dedi.

Sohbet ederken sıra onlara geldi .Bir robot çocuklara 6 adet kapsül verdi.İki arkadaş şaşkınlıkla birbirlerine baktılar.

”Bunlar da ne”dediler.Arkalarında sıradaki kendi yaşlarına yakın bir çocuk ”bunlar günlük yiyeceklerimiz.Siz aranızda konuşurken kulak misafiri oldum sizin anlattığınız gıdalar tarih kitaplarımızda yazıyordu.Günümüzde bu şekilde oluyor beslenme. Siz galiba buralara yabancısınız.”dedi.

İki arkadaş soğuk soğuk terlemeye başladılar yaşadıklarının bir rüya olmasını istediler.

 

4

ETKİN KOLEJ

Ama bu bir rüya değildi. Onlar gerçekten de 2071 yılındalardı. Ömer Emin’e ne yapacaklarını sordu. İkisi de çok şaşkındı. Verilen kapsülleri alıp üzerini okudular. Üzerinde çorba, ana yemek ve tatlı yazıyordu. Çok açlardı ve nasıl yiyeceklerini bilmiyorlardı. Arka sıradaki çocuk onlara yardım etmek istedi. “Merhaba benim adım XX-26 Pro, size yiyeceğinizi gösterebilirim.” Ömer ve Emin şaşkınlık içinde yardımı kabul ettiler ve XX-26 Pro ile tanıştılar. Bir bardak su ile kapsülleri yuttular ve midelerinde şişlik hissettiler. Doymuş hissettiler ama yemekten hiç keyif almamışlardı. Dünya bu hale nasıl geldi diye düşünmeye başladılar. Daha sonra XX-26 Pro onlara şehri gezdirmek istediğini söyledi. Ömer ve Emin heyecanlı bir şekilde kabul ettiler. Şehir merkezinin yakınındaki bir hayvan kafesine gittiler. Burası çok kasvetli ve kurak bir yerdi. Etrafta hiç yeşillik ve sulak alan yoktu. Hayvanları gördüklerinde Emin ve Ömer gözlerine inanamadılar.

5

GÜMELİ ORTAOKULU

Çünkü gördükleri hayvanlar simülasyondan ibaretti. Emin XX-26 Pro’ya ” Burada neden hayvanların simülasyonu var?” diye sordu. XX-26 Pro “Bu gördüğünüz hayvanların hiçbiri şu an dünyamızda yaşamıyor. Hepsinin nesli tükenmiş durumda. Bu hayvanların dünyadan yok olmadan önceki son görüntüleri ile oluşturulan simülasyon.” dedi.

O sırada bir köpek havlaması sesi duydular. Ömer hemen o yöne doğru döndü. Sesin geldiği yöne baktığında bir köpek simülasyonu gördü, tıpkı köydeki köpeği Karabaş gibiydi. Koşarak köpeğin yanına gitti. XX-26 Pro :” İstersen dokunabilirsin. “dedi. Ömer ve Emin bir anda göz göze geldiler. Emin nasıl gerçek olmayan bir hayvana dokunabiliriz diye düşündü. Köylerinden kaybolduklarından beri şaşırdıkları kaçıncı durumdu bu. Ömer köpeğini çok özlemişti ve simülasyona dokunmaya karar verdi. Dokunduğu anda gerçek bir köpeğe dokunuyor gibiydi. Ancak bir şeyler farklıydı. Karabaş gibi değildi bu köpek.  Sevildiği zaman kuyruğunu sallamıyordu, havlayışı bile robotik ve duygusuzdu. Ömer  Karabaş’ın sevgi dolu bakışlarını hatırladı birden ve çok üzüldü. Ömer’in üzüldüğünü gören XX-26 Pro ” Hadi sizi eğlenceli bir yere götüreyim.” dedi. Hep birlikte yürümeye başladılar. Daha sonra kendilerini mavi ışıklar altındaki bir alanda buldular. Burası tıpkı bir denizaltı dünyasına benziyordu.

6

ŞEHİT YAHYA COŞKUNER ORTAOKULU

Denize kavuştuğunu düşünen Ömer ve Emin’in in yüzünde ufak bir gülümseme kaplamıştı. Emin ve Ömer’in yüzündeki gülümsemeyi fark eden XX-26 Pro denizi seveceğinizi tahmin etmiştim dedi. Gelin sizlere denizlerimizde yaşayan bu canlılardan bahsedeyim biraz dedi XX-26 Pro. Denizlerimizde yaşayan balık türlerinden geriye kalanları burada bulunan cam kafeslerin içerisine yerleştirdik. Emin XX-26 Pro’ya burası bir su altı akvaryumu değil mi diye sordu. Burada bulunan balıkları çocuklar insanlar tanıyabilsin diye getirmediniz mi buraya dedi? Ömer, Emin’e dönerek Ömer tabi ki de burası bir su altı akvaryumudur. Elbette bu balıklardan daha fazlası denizlerimizde yaşamaya devam ediyordur dedi. Ömer ve Emin’in konuşmalarını dinleyen deniz altı akvaryum görevlisi İkra Öykü durumun çok da düşündükleri gibi olmadığını söyledi. Teknolojinin gelişmesi, insanların hırsları ve denizlerin ticari olarak kontrolsüz şekilde kullanıldığı için denizlerin çok kirlendiğini söyledi görevli İkra Öykü. Denizlerimiz üzerinde yapılan taşımacılık işlemlerinde denize sızan zararlı atıklar, kanalizasyonların denizlere karışması ve yeterli arıtma çalışmaları yapılmadan denize karıştırılan fabrika atıkları denizlerimize çok zarar verdi. Ömer bu duruma çok şaşırmıştı. Onların köyünde su çok kıymetliydi. Evsel atıklarını dahi suya karıştırmamak için bütün özeni gösteriyorlardı. Ömer ve Emin köylerinde akan derelerin ve su kaynaklarının düzenli olarak temizliklerini tüm köylülerle birlikte zevk içinde yapıyorlardı. Yaz aylarında suyun azalması sebebiyle Ömer ve Emin suyun ne kadar değerli olduğunun farkındaydı. Emin görevli İkra Öykü’ye insanların nasıl bu kadar duyarsız olduklarını sordu. Bir damla suyun dahi kendi zamanlarında çok önemli iken insanlar nasıl olurda uçsuz bucaksız denizleri kirletebilirdi. Denizde ve su kaynaklarında yaşayan canlılara zarar vermek bu kadar basit olmamalıydı. Emin şimdiki insanlar balık tüketmiyor mu diye sordu. İkra Öykü tablet şeklinde ayda bir kez balık dağıtıldığını söyledi. Emin ve Ömer’in su altına girdiklerinde yüzlerinde olan gülümseme duydukları karşısında kaybolmuştu. Ömer’in aklına bir anda tatile gittiklerinde sahilde bulunan insanların el birliği ile sahil ve denizi temizledikleri geldi. O yıl tüm ülkede su kaynaklarımızın temizliğine önem verilmişti. Emin ve Ömer en güzel balıkları o dönemde görmüşlerdi. İkra Öykü gezilerine devam eden iki arkadaşı deniz kaplumbağalarının bulunduğu cam kafesin önüne götürdü. Bu kafesin önüne geldiklerinde emin çok heyecanlanmıştı. Daha önce deniz kaplumbağaları yuvalarından denize ulaşabilsin diye onlara yol açmıştı. İkra Öykü, bu dünyamızda kalan son deniz kaplumbağası dedi. Ona özenle bakıyor ve yaşatmaya çalışıyoruz dedi. İkra Öykü daha sözünü bitirmemişken Emin üzüntülü bir şekilde son kaplumbağa kalana kadar bu insanlar neden hiç bir önlem almamışlar diye söylendi.
İkra öykü zamansız yapılan avlanmaların, denizlerin doldurularak yapılan yapıların etkisiyle denizlerde yaşamın zarar gördüğünü anlattı. Emin korkarak sordu peki çocuklar sadece burada mı deniz kokusunu içlerine çekebiliyor dedi. İkra Öykü üzgün bir şekilde evet dedi. Denizlerde artarak oluşan kirlilik sebebiyle denizlerin etrafında yayılan kokudan dolayı insanlar deniz kenarına gidemiyorlar dedi. Umutlarını yitirmiş olan iki arkadaş İkra Öykü’ye teşekkür ederek yanından ayrıldılar. Mavi ışıklar altında olan bu deniz altından çıkmak için yöneldiler. Deniz altından çıktıklarında onları yoğun bir kötü hava dalgası karşıladı.

7

ORHANİYE ORTAOKULU

Ve XX-26 Pro :”Akvaryumu beğendiniz mi?” diye sordu.Ömer ve Emin aynı anda hayır! diye bağırdı. Ömer konuşmaya başladı:

-İnsanoğlu nasıl bu kadar bilinçsiz oldu hiç mi düşünmediler bu canlıların da neslinin tükeneceğini? Görünen o ki düşünmemişler,düşünmemiş ve önlem almamışlar,dedi.

XX-26 Pro:

-O kadar haklısınız ki…İnsanların bilinçsizliği,ihmalkarlığı yüzünden şu balıkların canlı halini göremedik,insanlar bilinçli olsaydı bugün doğa bu halde olmazdı,dedi.

Emin bir anda öksürmeye başladı ve temiz havaya ihtiyaçları olduklarını anladılar.XX-26 Pro çocukları ailesinin yanına götürüp oksijen tüpü vermeyi düşündü.Bu sayede daha rahat nefes alabilirlerdi.XX-26 Pro’nun evine geldiler.Ömer ve Emin daha önce hiç bu kadar ilginç bir ev görmemişti.Evin içinde yer çekimine meydan okuyan koltuklar,evin işlerini yapan robotlar ,odalardan odalara geçişi sağlayan yürüyen bantlar,evin içerisindeki ideal oksijen seviyesini ayarlayan bir yapay zeka vardı.Çocuklar etrafa şaşkınlıkla bakarken Emin yeniden öksürmeye başladı.Bunun üzerine XX-26 Pro onlara bir oksijen tüpü daha verdi.

8

FATİH ORTAOKULU

Ömer odanın içinde kendi kendine dolaşan ve arada bir de tepesindeki ışığı yanan insan şeklindeki robotu incelemeye başladı. XX-26 Pro robota sesli olarak ne komut verse yapıyor ve ondan ne istese hemen getiriyordu. Emin ve Ömer yine nefes almakta zorlanınca XX-26 Pro robota seslendi: ”Bir tüp daha getir!” Anlaşılan bu oksijen tüpü de yeterli olmayacaktı. Çünkü bulundukları zaman dilimindeki hava koşulları onların geldiği yerden çok farklıydı. Dünyanın bu şekilde değişeceğini ve bu hale geleceğini ikisi de düşünmemişti. Bir an önce geriye yani doğaya dönerek bir şeyleri değiştirebilmenin yolunu aramaya çalışmalıydılar. Ömer, XX-26 Pro’ ya ”Biz artık geldiğimiz yere geri dönmek istiyoruz, gelecekte bizi böyle yapay bir dünyanın beklemesini istemiyoruz, lütfen bize yardım et!” dedi. XX-26 Pro Emin ve Ömer’e dönerek ” Gelin Benimle…” dedi

9

YUKARISOKU ORTAOKULU

Emin ile Ömer merak içinde XX-26 Pro nun arkasından gittiler. Bir kapının önüne geldiklerinde XX-26 Pro sağına, soluna baktı.
– ‘’Çabuk içeri girin’’ dedi.
Emin ve Ömer heyecanla içeri girdiklerinde şaşırdılar. Burası büyük bir kütüphaneydi. XX-26 Pro raflardan birine uzandı bir harita çıkardı ve masanın üzerinde açarak.

-‘’Sizin köy nerede bana gösterin’’ dedi.

Emin ve Ömer haritayı incelemeye başladılar. Biraz sonra büyük bir sevinçle,

-‘’İşte burada Güzelyalı’’ diye bağırdılar.

XX-26 Pro haritaya baktı.

–‘’Bizim bulunduğumuz yer de burası’’ dedi.

Emin umutsuzca XX-26 Pro’ ya baktı.

-‘’ Ama dışarıda her yer aynı biz oraya nasıl gideceğiz. Her yer dümdüz, ne bir ağaç, ne bir kaya, ne de bir dağ hiçbir şey yok’’ dedi.

XX-26 Pro masanın arkasına geçti, bir çekmeceyi açtı. Eline bir alet aldı ve haritaya bakarak bir şeyler yazdı. Emin ve Ömer bir haritaya bir XX-26 Pro’ya bakıyorlardı. Biraz sonra XX-26 Pro’nun elindeki alet garip sesler çıkarmaya başladı. Emin ve Ömer boş bulunup birden korktular.

-‘’ Korkmayın, köyünüze gideceğiniz yolu programladım, çok uzak değil. Eğer hiç durmadan yürürseniz akşama doğru orada olursunuz. Sabah size biraz yiyecek kapsülü birazda su veririm yola çıkarsınız. Bu aleti kaybetmeyin size yolu gösterecek ama umutlanmayın orada hiçbir şey bulamayacaksınız. Şu düğmeye basarak aynı yoldan buraya geri dönebilirsiniz.’’ dedi XX-26 Pro

Emin ve Ömer tamam der gibi ona baktılar. Geç olmuştu  XX-26 Pro biraz uyumaları için onları odasına götürdü. İkisi de yan yana uzandılar. Köylerinin bulunduğu yere ulaştıklarında neyle karşılaşacağız acaba diye düşünürken uyuyakaldılar.

Sabah erkenden XX-26 Pro elinde yiyecek kapsülleri ve biraz su ile onları uyandırdı.

-‘’Yola çıkma zamanı hadi uyanın ‘’ dedi.

Emin ve Ömer hazırlandılar ve yola çıktılar. Alete bakarak uzun süre yürüdüler. Acıkmışlardı ve çok susamışlardı. Biraz suyla yanlarındaki kapsüllerdenbir kaç tane içtiler ve tekrar yola çıktılar. Akşam olmak üzereydi , köylerine yaklaştıklarını hissediyorlardı. Biraz daha yürüdüler birden ileride yarısı toprağa gömülü bir şey gördüler. Yanına geldiklerinde ormanda buldukları sandık olduğunu anladılar. Sandığı topraktan çıkardılar ve ormanın bu hale nasıl geldiğine inanamadılar. Sandığın kapağını açmaya karar verdiler.

Kapağı açtıklarında içinden süzülen ışık birden her yeri kapladı. Emin ile Ömer’in Gözleri kamaştı bir süre sonra gözlerini açtıklarında kendilerini köylerinde buldular. Önce sandığı kimsenin bulamayacağı şekilde toprağa gömdüler.

Bu yaşadıklarını herkese anlatsalar kimse inanmazdı. Evlerine doğru giderken iki kafadar bir karar verdiler. Bundan sonra dünyanın temiz, sağlıklı ve yaşanabilir bir yer olarak kalması için çalışacaklardı.

 

10
This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

Ad Remove Ads [X]
Skip to content