BENİM ÜTOPYAM

by Gizem Nur Günay

This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

BENİM ÜTOPYAM

  • Joined Apr 2021
  • Published Books 4

Bilinçli, sağlıklı ve akıllı vatandaşların T.C. kanununa göre eğitimi 6 yaşındayken başlar. Ben
kendi ütopyamda bu kavramı biraz daha ciddileştireceğim. Şuan günümüzde biz çocuklara
günlük hayatta kullanmayacağımız çok fazla bilgi aktarılıyor. Haliyle kafamızı boş bilgilerle
dolduruyoruz. Ben kendi ütopyamda bunu kaldırmak istiyorum. Eğitim tabii ki 6 yaşından
itibaren verilmeli sonsuz destekliyorum bunu ama boş bilgileri desteklemiyorum. Kimse bana
Kimya dersinde işlediğimiz molün ne olduğunu sormayacak ya da ben onu
hesaplamayacağım. Kimse bana Biyoloji dersinde işlediğimiz hücrenin yapısındaki
organelleri sormayacak. Kimse bana Fizik dersinde işlediğimiz mekaniğin formüllerini
sormayacak. Ben bunları günlük hayatımda kullanacağımı hiç zannetmiyorum. Örneğin Fizik.
Hepimiz makarayı günlük hayatta kullanıyoruz. Ama tutupta hiçbirimiz onun yüksekliğini,
dönme sayısını hesaplamıyoruz. Hesaplasak elimize ne geçecek? Eğitim olmadan önce
insanlar hesaplayarak mı yaşıyorlardı? Hayır. Örneğin Matematik. Ben neden trigonometri
öğrenmek zorundayım? Günlük hayatta karşıma çıkmıyor benim. Kimsenin çıkmıyordur.
Analitik düzlemi hiç tutupta hesaplayan görmedim. Yerlerini belirleyen görmedim. Örneğin
Kimya. İnsanlar tutupta molün ne olduğunu, nasıl hesaplandığını günlük hayatında
kullanmıyor. Bunu bilme ne işimize yarayacak? Boş bilgi. Gereksiz kafa yoruşu. İşte benim
ütopyamda bunlar olmayacak. Gereksiz bilgi almaya gerek yok. İnsanlar bir şekilde yaşama
alışsınlar. Günlük hayatta neyi kullanacaksak onu öğrenelim istiyorum. İnsanların hayatında
yeterince sorun var. Yeterince kafalarımız dolu. Hayat çok zor. Kimse kusursuz yaşamıyor.
Bazen hiçbir şey yolunda gitmiyor olabiliyor. Böyle olaylar olurken birde gereksiz bilgilerle
kafamızı doldurmak aptallık. Yani anlatmaya çalıştığım şey öğrendiğimiz şeylerin hayatından
içinden olması gerektiği, ezber olmamalı. Eğitim olmasın demiyorum.

2

Asla böyle bir ütopyam olsun istemem. Benim ütopyamda eğitim sonuna kadar var. Ve herkes destekleyici olsun istiyorum. Örneğin hala günümüzde kız çocukları okullarından alı konulup zorla evlendiriliyor. Zorbalığa maruz kalıyor. Şiddet görüyor. Benim ütopyamda bu olmayacak. Benim ütopyamda herkes eğitim alabilsin istiyorum. Tek kız çocuğu olarak bakmamak gerek. Erkek çocuklarımızda okuldan alı konulup işe veriliyor. Toplum kötü bir halde. Sizce de insanlar yaşama tutunmak için tüm bunları kabul etmiyorlar mı? Anne korkusu. Baba korkusu. Aslında hepsi yetiştirilme tarzıyla ilgili. Geçenlerde bir habere denk geldim yoksulluk mirastır diye. Bildiğiniz haberin başlığında yoksulluğun aslında anne babadan çocuğa kalıcı olarak geçtiği yazıyor. Ne miras ama değil mi? Herkes bayıla bayıla kabul eder bu mirası herhalde. Neden? Anne babanın durumu yok. Bir çocuk neden okula gidip orda nasıl vakit geçirdiğini anlatmak yerine eve gelince ustasından nasıl dayak yediğini anlatmak zorunda? Benim ütopyada bu olmayacak.  Eğiti her zaman var olacak. Benim ütopyamda şiddete yer olmayacak. Ve yaşam herkese adil davranacak. Örneğin toplumuzda kadın hakları çok savunulurken erkek hakları bir tık geriye atılmış durumda. Sizce de neden? Toplumun erkeğe güç kelimesini yüklemesinde ki amaç ne? Bir erkek neden her zaman güçlü olmak zorunda? Erkeğe   güç kelimesini yükleyen ahmakta kim oluyor? Benim ütopyamda herkes eşit olacak. Bir kadında güçlü olabilir, bir erkekte. Toplumumuzda kadına yükletilen algıda çok saçma. Kadın dediğin çalışamaz. Kadın dediğin çocuk yapar. Kadın evi temizler. Kadın dırdırcı. Kadın şöyle, kadın böyle… Erkek dediğin zengin olur. Erkek dediğin çalışır evi para getirir. Erkek dediğin ağır taşımak zorunda. Erkek dediğin belli bir yaşa gelince evlenmek zorunda. Erkek yücedir. Erkek önceliklidir. Erkek  dediğin ağlayamaz. Erkek dediğin yumruğunu masaya vurdu mu masayı kırmalı. Erkek şöyle, erkek böyle…

3

Sizce de çok yanlış değil mi? Kadın ve erkek neden sürekli bir karşılaştırma içerisinde? Kadın ve erkek neden sürekli bir eleştiri içerisinde? Biz hatayı belkide burda yapıyoruz. Cinsiyet ayrımcılığı. Benim ütopyamda bunlar olmayacak. Herkes eşit olmak zorunda. Ütopyam gayet herkese açık ve rahat bir yaşam sürdürecek.

Ütopyam’da eğitimin önemli olması gerektiği gibi, rahat bir yaşamda önemli olacak. Neden birimiz zenginken diğerimiz fakir? Birimiz çabalıyorken diğerimiz yan gelip yatıyor. Herkes eşit olmak zorunda derken bir nevide bundan bahsediyorum. Benim ütopyamda bunlar olacak. Emek etmeden kazanılan  para olmamalı. Ütopyam’da maalesef yan gelip yatmaya pekte yer yok gibi gözüküyor. Çünkü herkes çabalamadan bir şeylere yalan yoluyla sahtelik yoluyla ulaşır. Ütopyam’da yalan olsun istemiyorum. Sadece rahat ve  refah bir yaşam sürmesini istiyorum herkesin. Çabalarken yorulsunlar istiyorum ama.  Sonrasında kendileriyle gurur duysunlar istiyorum. Ne kadar güzel bir iş çıkardıklarının  farkına varsınlar istiyorum. İnsan her zaman sınava tabii tutulur. Sınavları kaldırıyorum. Sınav yok. Herkes bir şekilde çabalasın yeterli. Şuan Dünya’da herkesin farklı bir sınavı var. Herkesin rahat bir yaşam sürmesi için 10 yılını hatta daha fazla yıllarını çöpe attığını görmekteyim. Mesela neden bir liseli tam da hata yapacağı, hatalarından dersler çıkaracağı yaşındayken oturup ders çalışmak zorunda? Neden gencecik yaşında eğlenmek yerine geleceğini garanti almak için çalışmak zorunda? Hiçbirimiz ders çalışmayalım demiyorum. Derslerde kullanılan gereksiz kafa yoran şeylerin çıkarılması gerektiğine inanıyorum ve savunuyorum. Benim ütopyamda böyle olacak. Ütopyamda vakit-zaman kavramlarını çöpe atamam ama kaybolan yıllarının çöpe atılmamasını sağlayabilirim. Çünkü zaman geçmeli. Herşeyin farkına varılmalı. Zaman iyi değerlendirilmeli ÜTOPYAMDA. Yoksa nasıl değerli olduğunu anlayabilecekler? Ah zaman ne kadar elzem ve bir o kadar büyük bir kayıp değil mi?  İşte ütopyamda

4

kayıp olsun istemiyorum. Ütopyamda değiştiremeyeceğim tek şey doğum ve ölüm olurdu. İnsan bu. Normalde doğar, büyür, ve ölür. Yaşamak neresinde? Cidden herkes yaşadığını düşünüyor mu? İnsanlar yaşamıyorlar. İnsanlar yaşama tutunmaya çalışıyorlar. O yüzden düzende, dengede bir zıtlık söz konusu. İnsanlar neden yaşama tutunmak için birbirleriyle yarış içerisindeler? Bence insan kendiyle yarış içinde. Hırs insanların ruhuna, kara mamba yılanın zehri gibi hızla yayılıyor. Kara mamba yılanları avına sinsice yaklaşırmış ve bir fili bile zehriyle birkaç dakika içerisinde öldürebilir. Hırsta böyle değil mi? Ailemizi, akrabalarımızı, dostlarımızı hırs için harcadığımız olmuyor mu?  Oluyor. Olmuyor denilemez. Eğer olmasaydı Dünya daha iyi bir yer haline getirilebilirdi.  İnsanlar sahte olmazdı. Herkes bir yarış içine girmezdi. Ütopyamda hırsa yer yok. İnsanlar bazı şeyleri kazanmak için bişeylerini bişeyler demişim en önemli şeylerini harcamak zorunda kalsın istemiyorum.

En önemli meselelerden biri de toplumda birbirini ezme yarışı ve sınıf ayrılılıkları. Benim ütopyamda sınıf ayrılılıklarıda olmayacak. Herkes eşit sayılacak. Hiç kimse kimseden üstün değildir. Hiç kimse kusursuz değidir. Ütopyamda herkesin aynı şartlar altında olmasını istiyorum. Bir sorun olursa beraber çözelim istiyorum. Küçük bir köy yerindeki herkesin tek bir sorunu hep beraber halletmeye çalıştığı gibi. İnsanlar birbirinin arkasından söylenmek yerine sevinsin istiyorum. İnsan hiçbir şeyi olmadan da yaşayabilir ama sevgisiz yaşayamaz bence.

Sevgidir insanı bütünleştiren. İnsan kendisinin farkına nasıl varabilir yoksa? Ütopyamda herkes sevgiyle yaşasın istiyorum. Böylelikle dev gibi sorunlar bile kolayca hallolur. Dünya zıtlıktan ibarettir ama ben sevginin zıttın nefret değil hissizlik olduğunu düşünüyorum . Çünkü nefret ve sevgi doğru orantılıdır.

5

Sen birini ne kadar seversen aslında ondan aynı şekilde nefret te edersin. Buna karar verecek tek şey insanın kendisi. Nefret kötüdür. Nefret sevgiyi çökertip kendini yükseltir. İyi duygular yabana atılmamalı. Bu yüzden insanlar sevgiyle yaşasın istiyorum. Çünkü yaşanılan herşey nesilden nesile aktarılır. Ne kadar sevgiyle yaşarsan o kadar sevgi aktarırsın. Önceki sayfalarda bahsettiğim gibi yoksulluk aktarılmamalı. Para herşey değildir. Parayla saadet olmaz denir güya ama şuan herşey parayla. Artık huzurun olması için bile para gerekiyor. Artık bir yerlerde belli bir mevkiye gelmemiz için bile paraya ihtiyacımız var. Hiç fakir olan bir milletvekili-zengin olan bir çöpçüye rastlamadım. Oysa ikiside aynı iradeye sahip. İkisininde akli dengesi yerinde. Peki birini diğerinden ayrı kılan nedir? Bir para. İki yanlış yetiştirilme. Kimse hele şu devirde hiç kimse asgari ücretle çalışmak istemez. Diyorum ya yoksulluk mirastır diye. Çocuklarımız artık  oyuncak değil yemek istiyorlar. Bir çocuğa yemek alamayacak kadar paramızın olmadığı bir toplumdayız yoksulluk ciddiyete ulaşmış durumda. Bir çocuğu oyuncak için paramız olunca alırız deyip onu bekletebilirsin ama çocuğunu yemek diye bekletemezsin. Hayat hiç ama hiç adil davranmıyor. Ütopyamda adil olmayı istiyorum. Zengin ve fakir ayrışması olsun istemiyorum. Yoksulluk kalksın istiyorum. İnsanların canı çektiğini alıp yemesini istiyorum. Ve ütopyamda sihir istiyorum. Ama sadece çocuklar kullansın. T.C. Kanunlarına göre 18  yaşından küçük herkes çocuk sayılır dolayısıyla sadece o yaş aralığını kapsıyor. Üzgünüm anne babalar siz kullanamazsınız. Toplumu biraz da çocuklar yönetmeli. Örneğin bir çocuk neden kendi için yapılan bir çocuk parkında defalarca sigara izmaritine ya da sigara kutularına rastlamak zorunda?  Neden toplum bilinçsiz? Çocuklar neden bunları görmek zorunda? Bir çocuk sihirle bunları düzeltebilir. Hani eşitlik  vardı benim Ütopyamda doğru eşitlik olması gerekecek tabii ki. Çocuklar içinde şöyle bir şey olmalı. Her çocuk günde sadece 1 kez sihir yapma hakkında sahip olmalı.

6

Her yerde bir düzen vardır. Benim Ütopyamda da böyle bir düzen var. Böylesi daha iyi olacak.

Çünkü çocuklar çok ince ruha sahiptirler. Çok güzel düşünürler. Temizlerdir. Saflardır. Bir çocuk eğer ileride kötü birine dönüşmüşse sadece çevresindekiler yüzündendir  ya da yetiştirilme şeklinden. Şimdi argolu bir ortamda büyümüş bir çocuğun büyüyünce nasıl biri olacağıyla gayet temiz bir şekilde büyümüş bir çocuğun iyilik seviyesi aynı olamaz. Sizce büyüyünce olacak kalıtsal hasarlar çocuklukta edinilmiyor mu?  Bir çocuk sırf baba sevgisi görmediği için kendi evlatlarına da sevgi gösteremeyebiliyor. Bir çocuk tecavüze uğradı diye ileride çok ciddi travmalara girebiliyor. Bir çocuk babası başka bir kadınla evlenip üvey duruma düştüğü ve evlat ayrımcılığına girdiği zaman bu acıyla ne yapacağını bilemez bir hal bile alabilir.  Bu  acıyla insanlara olan nefretini daha beter arttırabilir. Döngü bu. Herşey, herkes nesilden nesile aktarılır. Ütopyamda böyle şeylerin olmasını istemiyorum. İnsanların geleceğe ya da geçmişe bağlı kalmadan şimdiyi dolu dolu yaşamalarını istiyorum.

7

Ütopyamda moda algısı olsun istemiyorum. Kıyafetlerine milyon dolarlar harcamalılar. Para, başarının anahtarıdır. Tutarlılık esas olmalı her zaman her an için. Cimri insanlardan nefret ederim. Tutarlılığı fazla abartmaya da gerek yok. Çünkü sırf zengin duruyor diye kürk giyinen insanlar yüzünden onlarca hayvanın öldürülmesi çok ahmakça. Tabii ki hayvanlar onlardan ararlanalı diye yaratılmışlar ama onlarca hayvanında öldürülmesine göz yumulmamalı. Örneğin tavşanlar kozmetik için deney olarak kullanıllıyorlar. İnsanlar yüzünden onlar ölüyor. Kozmetik markalarının böyle bişey yapması çok üzücü onların üstünde test etmeleri.

Ben aslında kendi Ütopyamda kozmetiğide kaldırıyorum. İnsan kendini olduğu gibi kabullenmeli. Güzellik göreceli bir kavramdır. İnsanların kendilerini güzel görmek için makyaj yaptığına inanmıyorum. Hepsi göz dağı vermek için. Herkes birbirinden daha güzel olduğunu kanıtlamak için bir yarışın içinde. Ama kimse karşı tarafın ondan daha güzel olduğunu söylemiyor. Bu yüzden bu haldeyiz ya. Bu bir kıskançlık çünkü artık insanlar dış görünüşe önem veriyor. Birinin birini sevmesi için kalbe değilde ilk önce güzellik algısına bakılıyor. Çok zorlayıcı ve iğrenç. Sevgi veya aşkın böyle konumlandırılması insanı gerçekten üzen bir durum. Ütopyamda doğallık esas. Herkes kendi haliyle güzel. Ayrıca kimsenin birbirini güzel görmesine gerek yok. Günümüzde sırf eşleri güzel görsün diye zayıflayanlar, makyaj yapanlar çok fazla varlar. Evliliği yanlış konumlamak bu olsa gerek. Sizi olduğunuz gibi kabullenen birini bulun. Hatta bulmayın ne gerek var. Mutlu olun.

8

Ütopyamda ineklerin çikolatalı, muzlu, çilekli ve sade sütlerinin olmasını istiyorum. Böylelikle herkes içebilir. Sınırsızca içebilir hatta. Böylelikle bağışıklık çok güçlü olur. İnsanların birbirlerine arşı sen benden zayıfsın düşünceside kalkar. Madem kozmetik yok doğallık var insanlar bence kilolarını istediği gibi değiştirebilir. Kilo insana bağlı bişeydir çünkü hastalık haricinde. Ütopyamda buna izin var. Herkes istediği yemeği düşününce yiyebilsin istiyorum. Böylelikle annelerimiz yemek yapma derdinden kurtulmuş olurlar. Mesela evlerini tek alkışla anında temizleyebilsinler. Belki yaşam o zaman daha kolay ve pratik hale gelebilirdi. Ama görgüsüzlük olmamalı. Herşeyin fazlası zarardır. Benim ütopyamda da böyle olmalı. Kısacası güzel bir Ütopya vaad ediyorum herkese. İnsanların sığınacağı ve asla bırakamayacağı bir liman burası. İnsanlar artık nefes aldıklarını hissetmeliler. İnsanlar yaşamalı, yaşama tutunmaya çalışmamalı…

 

 

 

GİZEM NUR GÜNAY 11-D 1094

9
This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

Ad Remove Ads [X]
Skip to content