by Suzan Topal
Copyright © 2021
Ayşe’nin sabah güneş ışığının cama yansımasıyla gözleri kamaştı, aynı anda çalar saatinden duyduğu sesle de uyandı. Pencereden dışarı baktığında çiçekler açmış ağaçları görmüştü. Kulağına kuş cıvıltıları geliyordu. Annesinin “Ayşe okula geç kalacaksın” demesiyle hemen yataktan çıkıp elini yüzünü yıkayıp, okul formasını giydi. Kahvaltısını yapıp çantasını alarak okula gitmek için evden ayrıldı.
On his way to school, she noticed a fallen flower almost withered. A shiver of pity ran through his merciful body. She picked up the blue flower like the sky and placed it in her water bottle. That morning the sun smiled like a child in the purple sky. Suddenly, what a misfortune! A swallow with a broken wing! Being an obedient, well-bred, responsible and helpful girl, she had felt sorry for the swallow. So she took her with him.
(Okula giderken düşmüş bir çiçeğin neredeyse solduğunu fark etti. Merhametli bedeninde bir acıma ürperti geçti. Mavi çiçeği gökyüzü gibi alıp su şişesine koydu. O sabah güneş mor gökyüzünde bir çocuk gibi gülümsedi. Birdenbire, ne talihsizlik! Kırık kanatlı bir kırlangıç! İtaatkâr, iyi yetiştirilmiş, sorumlu ve yardımsever bir kız olduğu için kırlangıç için üzülüyordu. Bu yüzden onu yanına aldı.)
Quşların köç etməsi zamanı idi.Qanadi qırılan qaranquş köç edə bilmədiyi üçün çox üzüldü.Ayse də qaranquşa kömək etmək istədi.Muəlliminin yanına gedib qanadı qırılan qaranquşu ona göstərdi .Müəllimindən kömək istədi.
(Kuşların göç etme vakti gelmişti. Kanatlı kırlangıç göç edemediği için çok üzgündü. Ayşe de kırlangıca yardım etmek istedi, hocasının yanına gidip kanatlı kırlangıcını gösterdi, hocasından yardım istedi.)
Hocası kırlangıcı sevgiyle beslemesini, ona iyi bakmasını söyledi. Böylece seneye göç zamanı geldiğinde onun da diğer kırlangıçlar gibi sağlıklı bir şekilde sıcak ülkelere göç edebileceğini anlattı. Bu duruma çok sevinen Ayşe öğretmenine yardımından dolayı teşekkür etti. Kırlangıcı yanına alarak mutlu bir şekilde evine döndü.
Evinde yaralı kırlangıca bakmaya başladı. Aradan biraz zaman geçmesine rağmen kırlangıcın kanadı bir türlü iyileşmiyordu. Ayşe, ne yapacağını düşündü. Aklına güzel bir fikir geldi. Onu veterinere götürmeye karar verdi. Veterinere doğru yola çıktı. Kırlangıcın acı çektiği her halinden belli oluyordu. Veterinere geldiğinde olan biteni veterinere anlatmaya başladı. Veterinerden tedavisini uygulamaya başladı.
Veteriner kırlangıcın tedavisini bitirince Elif’e eve gidebileceklerini söyledi. Ama kırlangıcın evde iki-üç gün daha tedavisine devam edilmesi gerektiğini anlattı. Elif hergün kırlangıca verilen kremi sürdü.Ayrıca kanadının yeniden güçlenmesi için masajlar yaptı.Kırlangıç artık iyileşmişti.Sıra uçup gökyüzünde süzülmeye gelmişti.Ama kırlangıç korkuyor bir türlü uçmaya cesaret edemiyordu.
Doğru zaman değildi belki de… Nasıl ki yaraların iyileşmesi zaman alıyor, cesaretini kazanması da zaman alacaktı. Zaman hızla geçiyor, iyilik ve şefkat duygularıyla başlayan arkadaşlıklarında, şimdi kaybetme korkusuyla nasıl başa çıkacağını bilemiyordu Ayşe. Hayatımızda güzel davranışlar ve duygular kadar, üstesinden gelmek zorunda olduğumuz ayrılıklarımız da yok muydu?
Neyse ki,kendini bu olumsuz düşüncelerden uzaklaştırmıştı.Güzel düşündü,iyileşip onun uçacağını hayal etti. Öyle de oldu.Bir kaç gün sonra kırlangıç kendine geldi.Kırlangıç Ayşe’den hiç korkmamıştı.Onun sevgisini ve ilgisini anladı.Ayşe’inn verdiği yiyecekleri yedi,suyu içti.Gücünü toplamaya başladı.Hatta Ayşe’yi gördükçe ötmeye çalıştı.Tabiki daha tam toparlanamadığı için sesi çıkmıyordu.Ayşe kırlangıcın herşeyin farkında olduğunu,karşılıklı sevgi bağını hissetti.
Birkaç gün sonra Ayşe’nin korktuğu başına geldi. Sabah uyandığında kırlangıç yerinde yoktu. Ayşe ağlayarak annesinin yanına gitti. Annesi, olayı anlamıştı ve onu sakinleştirmeye çalıştı. Ayşe’ye her canlının yaşam alanlarının farklı olduğunu ve kırlangıcın da kendi yaşam ortamına dönmesinin hakkı olduğunu belirterek onu iyileştirip tekrar yaşama döndürdüğü için Ayşe’ye mutlu olması gerektiğini söyledi. Ayşe annesinin konuşmasıyla biraz rahatlamıştı ama yinede kendini pencerenin önünden alamıyordu.
Ayşe ödevlerini bitirir bitirmez koşarak pencerenin önüne geliyor bir umutla masmavi gökyüzüne, rengarenk çiçeklerin olduğu küçük bahçelerine bakıyordu. Ayşe’nin kafasında sürekli sorular dönüyordu. Küçük kırlangıç ailesine, arkadaşlarına kavuşdu mu? diye merak ediyordu. Günler ayları aylar yılları kovaladı. Bir sabah güneş henüz ışıltılı yüzünü göstermişken Ayşe odasına kadar gelen kuş cıvıltıları ile gözünü açtı.
Birbirinden güzel kuşlar cıvıldayarak Ayşe’nin penceresinin önünde dönüp dolanıyordu. Hayretle camı açan Ayşe, önüne düşen birkuş tüyüyle irkildi. Narin tüyü avuçlarının arasına alıp incelediğinde bu tüyün bir kırlangıca ait olduğunu farketti. Yüzüne sıcak bir gülümseme yayıldı. Minik kırlangıç arkadaşı onu unutmamış, selam yollamıştı demek. Hemen tüyü alarak en sevdiği masal kitabının arasına özenle yerleştirdi.
Ne güzel bir duyguydu özlediği birinden haber almak. Masal kitabının içine koyduğu tüye baktı ve küçük kırlangıçla yaşadıkları geldi gözünün önüne. İyi ki dedi iyi ki ona yardım etmeyi seçmişim diye düşündü. Verdiği bu doğru kararın mutluluğu ve güzel anılar ile daha da mutlu günler yaşadı.
Gökten üç elma düştü. Biri yüreğinde merhamet taşıyanlara, biri masalı anlatana, biri de masalı oluşturan proje ortaklarımızın başına.
Published: Apr 27, 2021
Latest Revision: Apr 27, 2021
Ourboox Unique Identifier: OB-1120374
Copyright © 2021