RUMEYSA SAĞIR
SAYGIYA DEĞER
SAYGIYA SAYGI DUYAN
HERKESE …
SEVMEK ZORUNDA DEĞİLİZ FAKAT
SAYGI DUYMAK ZORUNDAYIZ.
GİBİ EZBERLENMİŞ CÜMLELER YERİNE
” SAYGI DUYMAYI SEVMEK LAZIM .”
CÜMLESİNİ YAŞAMAYI MI DENESEK ?..
GİRİŞ
Each 50 yılda değişime, farklı terimlere ve ütopik hareketlere her daim açık olan bu şehir bu defa köklü bir değişime hazırlanmanın eşiğindeydi. Bu defa diğer senelerden farklı olarak son değişime ayak uydurmaya çalışacaktı. Bu uyum sağlama durumu diğerlerinin aksine duyumlara göre hatırı sayılır güzellikle gelecekti.
Değişime tâbi olanların her zaman ki gibi merkeze gidip o gizemli sesin kendileri için belirledikleri şehre yerleşip adapte olmaktan başka yapacakları bir şey yoktu. Tabi ki bu olaya tuz biber olarak da yeni değişimin yılının ilk günü itibariyle herkes yerleşip sanki hiçbir şey olmamış gibi davranarak sistemin başındaki kişi ya da kişilerin ekmeğine yağ süreceklerdi. Bu sistem yüzyıllardır böyle sürmüş ve kimse de ses çıkarmadığı için halk da tüm haksızlıklara sessiz kalmak en bilinir özellik olmuş. Bütün bunlar yetmezmiş gibi ‘insanı insan yapan, değer yargılarını besleyen, toplumun iç huzurunu hakim kılan o sihirli kelimeden habersiz, çoğu kişinin görmek istemediğini her fırsatta dile getirdiği ama kimsenin bu davranışları değiştirmeye cesaretinin olmadığı ve bunun gibi daha bir çok yaraya sahip olan ‘SAYGI’ kelimesinden bir haber toplum..
Bu topluma doğan ve değişimin şokunu atlatamayan Feyza ise hayatının geri kalanını daha önce uzaktan yakından haberi ve bilgisinin olmadığı o şehre yerleşecekti. Hemen bavulunu 3’e ayırıp ilk kısma kendisini, ikinci kısma dinini, son kısma da akademik hayatını unutturmayacak eşyalarını yerleştirdi. Merkeze vardı. Ve ‘İhtiram’ ismindeki şehre yerleşecekti.
”İHTİRAM , ACABA NASIL BİR ŞEHİRDİ ?..”
Bu sorunun yanıtı diğer bütün düğümleri çözebilirdi.
GELİŞME
Evine yerleşti ve sanki önceden kendisine sormuşlar gibi kutu gibi, nezih ve minimalist bir evdi. Galiba söylenenler doğru çıkacak ve bu değişim olumlu olacaktı. Yorgundu ve hemen uyumak istiyordu ama içindeki o huzursuz ses de susmuyordu.
Nihayetinde uykuya daldı.
^Düğümleri çözmenin vakti geldi de geçiyordu. Kahvaltıdan hemen sonra yola çıktım.
İlk düğüm: NASIL BİR YÖNETİMİ VAR ? sorusunu cevaplamak.
Peki ya yönetim bendeki karşılığı gibi ‘hayatımızın her alanında verdikleri kararlar neticesinde hayatımızın yer yer kısır döngüden kurtulamadığı , daima üstünlük kuran ve baskı hakimiyetini bırakmayan , ve ülkenin beyni ‘ miydi ? yoksa sözlükteki karşılığı gibi ‘çekip çevirme veya yönetme işi’ mi demekti ? bu soruların bulanıklığıyla Yönetim Birimleri Dairesi ‘ne ürkek bir ceylan misali girdim. Alışılmışın dışında kapıda bir güvenlik yoktu. Şaşkınlığımı gizleyemeden karşımdan gelen takım elbiseli beyefendiye sorular sormaya başladım.
O da tüm açıklığıyla < Burası İhtiram Yönetim Birimleri Dairesi. Şaşırdığınız üzere girişte bir güvenlik yok. Bunun nedeni ise bu dönüşümdeki mottomuz ‘SAYGI’ gereği çalışanlar ve ziyaretçiler birbirlerine saygı duyarak giriş çıkışlarda sıkıntı oluşturmuyorlar. Şimdi ise daha sistematik bilgilerden söz edeyim. Yönetim şeklimiz ‘MUTİYET’. Mutiyet kelimesi ‘mutebet’ kelimesinden türeyen ve ^Saygıya bağlı kalan , saygıyı esas alan ^ anlamına gelen bir kelimedir.
Siz halkımızdan isteğimiz ise her zaman saygıyla kalıp haklarınızı ihlal edecek davranışlar yapmamanızdır> tane tane anlattı. Teşekkür ederek binadan çıktım.
İkinci düğüm : NASIL BİR EĞİTİM SİSTEMİ VAR ? sorusuydu sıradaki.
Evet eğitim ‘sistemi’ çünkü bu kadar önemli olan bu etmen , bir bölgenin bel kemiğini oluşturacak ve onu dik tutacaktır. Sistemli, temelini öğrencinin , doğrultusunu bilginin , zirvesini ise öğretmenlerin çabasının oluşturduğu adeta bir başyapıt niteliğinde olmalıdır. Bunun için sisteminin diğerlerine göre daha çok oturduğu düşüncesiyle bir liseye gitmeye karar verdim. Gittiğim lise dışarıdan fazlasıyla yeterli ve donanımlı görünüyordu. İçeri girdiğimde bir öğretmenle tanışma fırsatım oldu. vaktini çalmamak adına hemen sorumu yönelterek cevap aldım. Yeterince açıklayıcı olan o cevap şu şekildeydi :
^ Buradaki eğitim kurumlarının her biri ilk aylarında ‘yetenek keşfi ‘ adı verilen etkinlikler düzenlerler. Bu etkinlik sonrasında ‘yetenek kaşifleri’nin yani öğrencilerimizin yetenekleri sayesinde ileride istedikleri meslekleri seçme konusunda yardımcı olacak dersleri görmelerine imkan sağlıyoruz. İşte bu uygulamaya KEK yani ‘Kişisel Eğitim Kiti’ diyoruz. Bu durum bölge geleceği için de oldukça önemlidir. Çünkü ileride bilgili , donanımlı ve mesleğinde başarılı olan gençler her daim bölgeye katkıda bulunup aynı zamanda işsizlik oranlarını da düşürecektir.^
Teşekkür ederek oradan da ayrıldım.
Üçüncü Düğüm :NASIL BİR EKONOMİYE SAHİPTİ ?
Bu düğümün çözülmesi için sokağa inmek yeterli olacaktı. İnsanların geçim kaynakları , meslekleri ve maaşları bu düğümü çözmeye yetebilirdi.
Published: Apr 28, 2021
Latest Revision: Apr 28, 2021
Ourboox Unique Identifier: OB-1121021
Copyright © 2021