YAZI(YORUM) & OKU(YORUM)

by Tuğçe

This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

YAZI(YORUM) & OKU(YORUM)

  • Joined Jun 2021
  • Published Books 1

   

   İşte yeniden başlıyoruz. Güneş doğdu. Tüm sabahlardan farksız bu sabah da sırtımı, yüzüme vuran güneşe döneceğim ve uyumayaya çalışacağım, olmayacak. Az daha çabaladıktan sonra kalkıp salona gideceğim. Dün, ondan önceki gün ve diğer öncekilerde de olduğu gibi kendimi monoton bir hayata hapsettiğimi düşünüp yine bir şey yapmayacağım. Özgürlüğümün anahtarının benim elimde olduğunu bile bile ayağımdaki prangaları hâlâ taşımam niye? İlk önce kahve yapacağım kendime. Günün en sevdiğim hatta belki tek sevdiğim rutini bu, büyük bardakta Türk kahvesi. Kullanmayacağım enerjiyi veriyor bana. Ardından koltuğa oturup kitap okumayı düşleyeceğim, okumayacağım. Yoksa ben kendi düşünce duvarlarım arasına mı hapsoldum? Sanmıyorum. Gerçi hiç düşünmedim. 

2

 

   Düşünmem gereken bir hayatım olduğundan emin değilim. Gerçi bazen aklıma geliyor yaşadıklarım. Duruyorum aniden. Evet yaşıyordum ama bir şey eksik gibiydi. Sonra tekrar düşünüyorum, düşlüyorum ama bir şey eksik hâlâ. Evet hayat devam ediyor ama içimde bir ölüyle yaşıyorum. Her şey yerli yerinde ellerim,kollarım, gözlerim.. ama yaşama sevincim eksik gibi. Aklıma gelen şeylerle hayata dair umutlarım azalıyor. Fakat hayatımı bir şekilde devam ettirmek zorunda olduğumun da farkındayım. Ama nasıl? Zihnimde sadece birkaç fikirden başka neyim var ellerimde? Gerçi onları da yapma cesareti göstermiyorum. Esir alındım kendi zihin boşluğumda. Kim bu tutsak hayata mâhkum etti beni? Cevap sanırım yine ben.

3

 Neden kendime bunu yapıyorum? Neden nefes alıyorken bir ölüymüş gibi davranıyorum ?Neden eksik olan şeylerin yerini doldurmaya çalışmıyorum?Tüm gün o küçücük pencerenin önünde oturup ellerinde poşetlerle gezen insanları izlemek yerine onların arasına karışsam nasıl olurdu? O güzel şeylerin olmak için çırpındığı dünyamı tozlu kitaplığımdan çekip alsam ve özgürlüğüne kavuştursam… Kalabalıktan biri olsam; hayaller kursam, hedefler belirlesem ve onlar için savaşsam…

 

 Peki bunların hepsini yapabilmek için yeteri kadar cesur muyum? Cesur olmak zorundayım.

O küçücük pencereden yaşamı ne kadar tadabilirim ki? Artık kitaplıktaki tozları üflemenin,yeni kitaplar yerleştirmenin, kir tutmuş defterleri rafa kaldırmanın ve tertemiz sayfalara yeni hikayeler yazmanın vakti geldi.

4

  Düşüncelerimden sıyrılıp büyük bir kararlılıkla kendimi bakmaya korktuğum, büyük aynalı giysi dolabımın önüne attım. Elime gelen ilk kıyafetleri giydim. Korkarak bir o kadar da özgüvensiz  şekilde büyük aynanın önüne geçtim. Kaçamak bakışlarla süzmüştüm kendimi. Küçük pencereden baktığım o kusursuz insanlar geldi gözümün önüne. Ne giysem  özendiğim insanlara benzerdim acaba diye düşündüm. Asıl düşünmem, kendime sormam gerekenin, kıyafetlerim içinde kendim olabileceğim, özgür hissedebileceğim miydi. Kendime tekrardan baktığımda sorularımın cevaplarını karşılamıştım. Mavi tişörtüm gökyüzündeki özgürlüğü anımsatıyordu bana. Karışmış olan saçlarımı taradım ve sıkı bir at kuyruğu yaptım.Nerde olduğundan habersiz olduğum telefonumu aradım iki odalı evimde.

5

 Kendimi dışarıdan soyutladığım gibi teknolojiden de soyutlamıştım. Telefonumu da bulduktan sonra  dış kapıya yöneldim.  İstemeyerek de olsa son kez duvarda asılı çatlak olan aynaya baktım. Tamamdım sanırım, her şeyim hazırdı. Kapıya yöneldim yavaş adımlarla. Her adımımda kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Elimi kapının koluna doğru uzattım. Beş parmağımın her birini teker teker koyarak, sıkıca kavradım kapının kolunu. Açmaya kalktığımda ise ardı sıra aklıma gelen anılarım, perde oyunu gibi geçti gitti gözlerimin önünden. Bunu yapabilecek miydim bilmiyordum, nereye gidecektim,neyle gidecektim. Yapmak zorundaydım, yapabilirdim. Kapıyı tekrardan kuvvetlice açtım. Hafif esen rüzgar suratıma vurdu ve beni kendime getiren bu güzel hisle ilk adımımı attım evden dışarı. 

6

  Sokağa adımımı attığımda kendimi büyük bir boşluğun içinde buldum nereye gitsem nereye yönelsem kimle konuşsam bilmiyordum. Ben hiçbir zaman özgür olmamıştım,yaşamım hep o iki odalı evimin içinde geçerdi. Oturma odamımın camından yoldaki geçen arabaları,insanları izlerdim. Her zaman çok iyi bir izleyici olmuştum. İnsanların yoldan geçerken ki gülüşlerini bazılarının sahte gülümsemelerini bazılarının içindeki hüznü konuşmasam bile anlayabiliyordum. Belki de hiç bir zaman yaşamadığım özgürlüğün bütün zerrelerini içimde tek tek dokuyarak hissediyordum. Bir an önümdeki taşı görmeyip sendeledim. Kafamdaki düşünceler o kadar çoktu ki fark etmeden evden haylice yol almıştım. Hiç bilmediğim sokaklarda dolaşıyordum garip hissediyordum.

7

 Sanki birisi yüzüme baksa korkup kaçacak gibiydim ama ben bu yola kendimi keşfetmek her zaman tutsak olduğum evimden çıkıp özgürlüğün ne demek nasıl bir şey olduğunu yaşamak için çıkmıştım.Hava kararmaya başlamıştı içim hafiften bir ürperdi neyse ki yanıma hırkamı almıştım ufak bir hamleyle üstüme geçirdim ve yol almaya devam ettim.Yaklaşık bir saat kadar daha yürüdüm. Karanlık çökmüş caddeler boşalmış insanlar evlerine gitmeye başlamıştı. Liseden çok yakın bir arkadaşım vardı ailemin  hafta sonu buluşmalarına gitmeme izin vermedikleri zamanlarda en büyük destekçim Ece olmuştu. Ece’ye her zaman güvenirdim içimde yaşadıklarımı az da olsa rahatça anlatabildiğim tek kişiydi. Şimdi de bana yardım edebileceğini bildiğim için onun evine doğru yol aldım. Geceyi Eceler de geçirecektim.

 

8

  Ne yapacağıma karar vermiştim adımlarımı hızlandırarak Ece’nin oturduğu caddeye doğru yöneldim.  20 dakikalık bir yürüyüşten sonra her metrekaresi çizimlerle, sokak yazılarıyla dolu bir eskiz defterini andıran mavi boyalı apartmanın önünde durdum. Sokak lambasının loş ışığıyla aydınlanan duvarı inceledim. Resimlerin çoğu sesini çıkaramayan, beynine kilit vurulmuş, konuşamadan ağzı kapatılan insanları  tasvir ediyordu. Baskıdan kurtulmayı istiyorlardı. Konuşmayı, yazmayı ve en önemlisi yaşamayı. Bazıları demir parmaklıkların ardında bazıları kapalı kapıların ardında bunu düşlemişti “özgür olmayı”… 

9

 Tüm yazdıklarımı okuyunca vereceği tepkiyi merak ettim. Açıkçası ben ne yapardım veya ne yapmasını beklerdim bilmiyorum.  Sonuçta hissettiklerimi günlüğe yazmamı o söylemişti ve bunun faydasını da gördüm. Doktor Işıl Hanım , ne yapacağını mutlaka bilir dedim kendime.

 -Bunları yazmanı istedim çünkü kendini nasıl gördüğünü bilmeliydin.  Günlüğümü bana verdi. 

  -Sen önemlisin çünkü kendini o günden bugüne getiren sensin. Nasıl zamanlardan geçtiğin seni bağlamasın, seni bekleyen çok parlak bir gelecek var ve şimdiyi yaşıyorsun. Bugün son söyleyeceklerim sen çabalarsan evren de senin için çabalar. Özgürsün çünkü şimdiki haline kimseye borçlanarak gelmedin. 

  -Biliyorum, buraya her gelişim kendimi sizden dinlemek gibi, bana çok yardımcı oluyorsunuz. Teşekkür ederim. 

10

-Ne zaman istersen  burdayım .

  Çıktım, limana doğru yürürken insanlara baktım. Kendimi küçüklüğümde gibi hissettim. Mutluyum çünkü artık biliyorum ki istediğimi başardım, istediğim şehirde istediğim hayatı yaşıyorum. En önemlisi bedenim sağlıklı, ruhum özgür ve bir kedim var. Gerisi ben inanıp çalıştıkça gelecek. 

  Güzel düşüncelere dalmış deniz kenarındaki  bankta otururken ikiz kardeşlerin hoplayıp zıplayarak, neşe içinde sohbet ettiklerini gördüm ve onları izlemeye başladım. Erkek olan, kız kardeşine 

-Ne güzel bir gün değil mi kardeşim? El ele yalın ayak çimlere bastık,pamuk şeker yedik,martıların resmini yaptık en önemlisi de birlikte mutlu ve özgürüz.

 

11

  Kız kardeşi

– Evet çok haklısın kardeşim. Özgür ve mutlu olduğumuz her gün çok güzel. dedi.

  Kardeşlerin bu tatlı konuşması beni çok etkiledi ve onlar gibi küçük şeylerden mutlu olmayı diledim. Aslında özgür olduğum her zaman mutlu olabilirim diye düşündüm.

  Kardeşlerin konuşmasını hiç unutmadım. Zorlandığım  veya mutsuz olduğum her zaman onların konuşmaları aklıma geldi. Aslında mutlu veya mutsuz olmak için her zaman birçok sebebimiz var. Ben önceden mutsuz olmak için sebep ararken artık mutlu olmak için sebep arıyorum ve özgür olmak beni mutlu ediyor.

 

       “ Çünkü hayatın yaşamaya değer olduğunu biliyorum.”

12
This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

Ad Remove Ads [X]
Skip to content