RIFAT VE ARKADAŞLARI by özge koçak - Illustrated by Özge KOÇAK - Ourboox.com
This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

RIFAT VE ARKADAŞLARI

by

Artwork: Özge KOÇAK

  • Joined Dec 2021
  • Published Books 1

RIFAT VE ARKADAŞLARI

Dünya insanların yaşadığı küçük bir yuvarlaktı ve insanlar dünyadan daha küçüktü diyordu Rıfat Moussa Yılmaz. Küçüklüğünde bu düşüncesi henüz olgunlaşamamıştı çünkü etrafında onunla her zaman dalga geçen ve kalbini kıran bireyler ile çevrili bir duvarı vardı. Bu duvar en net şekilde okula başladığı ilk gün Sedat Öğretmeni konuştuğunda yıkılmıştı. Rıfat’ın Babası Ahmet Sow daha çocuk yaşında Fransa’da fabrika işçisi olarak çalışarak geçirmişti. Rıfat’ın annesi Meryem Yılmaz ise Fransa’da eğitim almak için geçici süreliğine Türkiye’den ayrılmıştı. Güneşli, yılgın bir sabah ikisi de yürüyüş yapmak için dışarı çıktıkları sırada tanışmışlardı ve kısa sürede birbirlerini çok sevmişlerdi. Meryem’in dersinin olmadığı veya Ahmet’in çalışmadıkları günlerde ver elini Louvre Müzesi, Eyfel Kulesi, Notre Dame Katedrali dolaşıyorlardı. Meryem, okulu bitirdikten sonra Türkiye’ye döneceği sırada Ahmet’i Türkiye’ye taşınması ve orada evlenmeleri konusunda ikna etmesini bildi

2

evlenmeleri konusunda ikna etmesini bildi. Türkiye’de iki yıl sonra evlendikten sonra bir çiçekçi dükkânı açtılar ve dükkânın adını doğan oğullarının ismi olan Rıfat ismini kullandılar. Rıfat Çiçek Diyarı dükkân çok güzeldi her renk çiçek ve her çiçeği kokusu birbirine karışmıştı. Rıfat okula başlayana kadar hep bu dükkânda büyümüştü ve annesi ile babasının yanında huzurla çiçeklerin arasında yaşayıp gidiyordu. Okula başladığı ilk gün çok güzeldi ama daha sonra iyi arkadaş olacağı Şevval ile kötü bir hatıra yaşadığı o dakikaya kadar okulda öğreneceklerini ve yeni edineceği arkadaşlarını düşünüyordu ve bir an önce onlara kavuşmak istiyordu. Okula geç katılmıştı çünkü bir hafta önce soğuk su için hasta olmuştu. Okula girdiklerinde Rıfat annesinin elini tutuyordu, herkes ona bakıyordu neden baktıklarını anlamamıştı. Rıfat sonra insanların korktuğu için annesinin elini tutuğunu anladıklarını zannetti. Etrafına baktı her çocuk annesinin elini tutuyordu garip olan ne anlamamıştı.

3

Rıfat sıraya girdi yeni arkadaşları ondan uzak durdu, hiç kimse sırada onunla olmak istememişti. İstiklal marşını okumaya başladıkları sırada Rıfat avazı çıktığı kadar bağırarak arkadaşlarına katıldı. Arkadaşları onun İstiklal Marşını okuduğuna şaşırmış olacak ki hepsi birden arkalarında bulunan Rıfat’a bakmışlardı. Annesi Rıfat’a okula başlamadan okumayı, yazmayı ve en önemlisi de İstiklal Marşını öğretmişti, sıra bitti yukarı sınıfa çıktılar. Rıfat önden ikinci sıraya oturdu, öğretmen gelene kadar sınıftaki arkadaşları birbirlerine silgilerini, kalemlerini, defterlerindeki çizgi film kahramanlarını gösteriyordu. Rıfat bir ara önündeki Şevval diye çağırılan kız arkadaşına ‘ bak bu benim kalemim diyecek oldu’ fakat Şevval Rıfat’ın onu çağırması ile sıradan koşarak kaçtı. Rıfat kendini çok kötü hissetmişti çünkü arkadaşına zarar verdiğini düşündü oysa sadece ismini söylemişti. Sınıfa gelen Sedat Öğretmen bacağına sarılmış korku ile etrafa bakan Şevvali sakince sırasına oturtarak konuşmaya başladı.

4

Sedat Öğretmen – Çocuklar bugün sizin belki de hiç rastlamadığınız bir arkadaşımız aramıza katıldı, hasta olduğu için aramıza biraz geç katıldı. Arkadaşımızın adı Rıfat Moussa Yılmaz, teneffüste arkadaşımıza okulu gezdirin, yemekhaneyi, kantini, tuvaletleri gösterin.
İsminin söylendiği sırada gülmeye başlayanlar bunu sürdürüyordu çünkü renk olarak Rıfat’ın farklı olduğunu düşünen sınıf arkadaşları ondan korkmak yerine dalga geçmeyi seçtiler. Bunu fark eden Sedat Öğretmen çocukları susturdu ve konuşmaya sıradan çocuklara soru sorarak devam etti.
Sedat Öğretmen – Evet çocuklar susalım, size bir şey anlatacağım bakın. Evet, Ali ayağa kalk bakalım, sence sınıftaki arkadaşların arasındakilerden farkların neler sence?
Ali – Öğretmenim Rıfat’tan renk olarak farklıyım, ben beyaz tenliyim o tamamen siyah, Kemal benden daha çalışkan o hep ödevlerini yapıyor, benim arada yapamadığım ödevlerim

5

oluyor. Nazlı’nın saçları sarı ve bana göre çok uzun öğretmenim saçları. Sedat Öğretmen- Tamamdır otur bakalım yerine Ali. Nazlı sen söyle bakalım aramızda ne gibi farklılıklar var, sen beni de dâhil et tamam mı?
Nazlı- Öğretmenim ilk önce sizin bıyığınız var aslında benimde babamın sakalı var, öğretmenim benim boyum sizden çok kısa. Sınıftaki erkek arkadaşlarıma göre saçım uzun, kız arkadaşlarıma göre de sarı renkli saçlarım onların ki siyah.
Sedat Öğretmen- Evet çocuklar başka böyle farklılıklarımızı söyleyecek biri var mı? Evet, Ayşe el kaldırdı, buyur Ayşe söyle bakalım.
Ayşe- Öğretmenim arkadaşımız Rıfat’ın ismi çok farklı ve komik, rengi de aslında size benziyor ama İstiklal Marşını nasıl öyle okudu bilmiyorum çünkü çok güzel okudu ve hiç unutmadı, ben hala unutuyorum sonunu.
Sedat Öğretmen- Evet Ayşe teşekkür ederim, başka kim konuşsun bakalım evet Kemal sen söyle bakalım.

6

Kemal- Öğretmenim arkadaşımız Rıfat’ın ismi farklı sanırım ülkemizden değil, bir keresinde telefonda annem telefonda Lili diye biri ile konuşuyordu, ismi niye öyle dedim öğretmenim benim yurtdışından arkadaşım Türkiye’den değil çünkü dedi.
Sedat Öğretmen- Evet, çocuklar bakın aramızda ne kadar çok farklılık var, şimdi Rıfat ile aramızda tek bir fark var ama etrafımıza baktığımızda hepimizin arasında farklılıklar var. Bu tür farklılıklar ile hayatımızın her noktasında karşılaşacağız çünkü hepimiz aynı olsaydık yani hepimizin ismi aynı olsaydı, rengimiz aynı olsaydı, boyumuz aynı olsaydı hiçbir şekilde birbirimizden ayrılıp biz olamazdık. Hepimiz aynı rengi sevseydik dünyada bir tek renk olsaydı ne yapardık, şimdi bazı arkadaşlarımız sarıyı, yeşili, maviyi, kırmızıyı sever oysa sadece kahverengi olsaydı ne yapardık. Arkadaşımız Rıfat’ın babası Senegalli yani Türkiye’den değil başka bir ülkeden ama

7

annesi Türkiye’den. Arkadaşımız teninin rengini babasından almış belki gözlerinin rengini de annesinden almıştır. Benim bıyığım var ama sizin hiçbirinizde yok, belki büyüdüğünüzde sizin de sakalınız, bıyığınız çıkar. Nazlı- Nasıl öğretmenim benim annemin sakalları yok babamın var, benim de sakallarım çıkarsa babamdan alacağım bir farklılık mı olacak öğretmenim?
Sedat Öğretmen- Hayır öyle değil Nazlı, erkek arkadaşlarınızın sakalı bıyığı çıkacak tabi büyüyünce, annenizden veya babanızdan alacağınız farklılıklar olacak bunlara kalıtsal özellikler olacak örneğin saçınızın rengi, boyunuzun uzunluğu kısalığı, gözünüzün rengi, burnunuzun uzunluğu kısalığı gibi. Bunu daha büyünce derste de göreceksiniz. Şimdi Rıfat’a soralım bakalım İstiklal Marşını nasıl öğrenmiş.
Rıfat- Öğretmenim ben annemle babamla dükkânda otururken, çiçeklere su koyarken annem bana Türkçe konuşmayı öğretti. Sonra okula başlamadan önce İstiklal

8

Marşını babam ile beraber okuttu, biliyor musunuz hocam babam ile beraber öğrendik, babam bana genelde Fransızca kelimeler öğretirdi ama beraber İstiklal Marşını öğrenirken hem çok güldük hem de çok iyi zaman geçirdik.Sedat Öğretmen- Evet çocuklar, bakın arkadaşımız Rıfat Fransızca kelimelerde biliyormuş. Bize biliyorsa Fransızca su demek söylesin tahtaya da yazsın bizde öğrenelim bakalım.
Rıfat- Öğretmenim su ‘cette’ diye böyle yazılıyor, söylenişi de babamın dediğine göre ‘set’ diyeymiş.
Kemal- Öğretmenim neden cette diye yazılıyor set diye okunuyor?
Sedat Öğretmen- Çocuklar çünkü her dilin alfabesindeki harfler farklı telaffuz edilir yani farklı söylenir hatta bazı dillerde öyle çok harf ve söyleniş biçimi vardır ki o dillerin bazıları çok az kişi bildiği için unutulur.
Ali- Öğretmenim en çok harfi olan alfabe hangi dilde?
Sedat Öğretmen- Çin alfabesi kırk bin harftir fakat bu

9

sayı harf değil, karakterlerin adı olarak tanımlanıyor. Kamboçya dilindekiler ise harf olduğu için, yetmiş dört  harf bulunması nedeniyle Dünya’nın en fazla harfe sahip olan dili de Kamboçya dili olarak bilinir. Bizim alfabemizde kaç harf var bilen var mı çocuklar ve biz hangi harfi öğrendik geçen hafta? Kemal- Öğretmenim yirmi dokuz harfimiz var, biz ‘A’ harfini öğrendik.
Sedat Öğretmen- Evet çocuklar aferin size, dediğim gibi şimdi zil çalacak Rıfat’a okulu gezdirin.
Rıfat ve arkadaşları o dersten sonra hayatlarında her zaman Sedat ve Öğretmenlerinin öğrettiği gibi farklılıkların olmadığı zaman herkesin aynı olacağını ve bizi biz kılan en belirgin özelliğimizin farklı olmak olduğunu anlamıştı. Hayatının farklı noktalarında ne zaman böyle zorluk yaşasa bu düşünceyi hatırlardı. Arkadaşları ile o dersten sonra teneffüste biraz okulu gezdi ve sonra saklambaç oynadılar, kimse Şevvali bulamıyordu meğer ağacın alçak dallarından birine çıkmıştı, inemediğini gören Rıfat Şevvale yardım çağırmak için hemen Sedat Öğretmeni çağırdı. Şevval indikten sonra bir daha böyle tehlikeli bir şey yapmayacağına söz verdi ve Rıfat’a da teşekkür etti ve çok iyi arkadaş oldular

10
This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

Ad Remove Ads [X]
Skip to content