Uçak Van Ferit Melen Havaalanına inmişti. Ankara’dan uçakla gelmeme rağmen yol bir türlü bitmemişti. Oldukça heyecanlıydım. Çünkü mesleğe başlayacağım büyük gün, o gündü. Van’ın Özalp ilçesi Kırkçalı Köyüne atanmıştım. Van-Özalp arası uzun, ıssız, dümdüz bir yoldu. Bu yoldan tamamen geri dönüşüm 5 yıl sonra olacaktı.


Sürekli gözüm bir bina, bir insan, bir yerleşim yeri, kısacası hayat belirtisi arıyordu. Heyecanım yanında bastıramadığım bir merak duygusu vardı. Uzun bir bekleyişten sonra Özalp’a varmıştım. Ancak yolculuk bitmemişti. Bu sefer de köy için yeni bir araca bindim. Artık okuluma kavuşmak için son 30 km kalmıştı. Köyümden önce 3 köy daha geçtik. Hava yavaş yavaş kararırken, bitmeyen bu yolculuğa hafiften bir tedirginlik de eklenmişti bile.

Köyüme vardığımda 1950 lı yıllardan kalma bir bina karşıladı beni. Köy muhtarından okulun anahtarını almak için evine gittik. Köye bir öğretmen atandığı için pek de hoşnut olmamıştı. Köyün kadınları cam arkalarından gizlice bakıyordu. Ortalıkta hiç çocuk yoktu. Hoş geldiniz diyen bir kişi çıkmamıştı. Hayal ettiğim karşılama bu değildi elbette. Sonuçta memleketimin köylüsü sıcaktı, misafirperverdi… Hayal kırıklığımı geride bırakıp anahtarı aldım ve okuluma gittim. Kapı açılmak bilmiyordu. İyice eskimiş, paslanmış, fena durumdaydı. Esasen okulun kapısı dışında her yerden okula girmek mümkündü. Çatının bir bölümü açıktı, pencerelerin kasaları dahil camlar yerinde yoktu. Açık pencerelerden birinden içeri uzandım. Kararan havaya rağmen 1950 li yıllardan kalma ahşap yer ve tavan döşemeleri ayırt edilebiliyordu. Artık iyice eskimiş yer döşemeleri arasında dolaşan fareler, tavanda yuva yapmış güvercinler okulu mesken edinmişti. Yüzüme yapışan örümcek ağıyla birlikte geri çekildim. Kendimi en kötü şartlara hazırlayarak gelmiştim. Ancak vaziyet kötünün de en kötüsüydü.

Derin bir nefes aldım. Öğretmendim ve ne için orada olduğumu biliyordum. Yenilmek yoktu, her şeye sıfırdan başlayacaktı bu okul.
Mesleğimdeki bu ilk gün çok önemlidir benim için. Çünkü o gün ve sonrasında 5 yıl içinde yaşadıklarım, bu meslekte hiçbir şeyin imkansız olmadığını, her zorluğun aşılabildiğini öğretti bana. O okulu kendim boyadım, okula duvar ördüm, kömür taşıdım, sobalarını yaktım, bacalarını temizledim, çocukların hayatına dokundum, köydeki kadınlara okuldan sonra okuma-yazma ve Türkçe öğrettim, her fırsatta indirilen Bayrağı 5 yıl boyunca yukarıda tuttum. Gelmemden mutlu olmayan bir köyden ayrılırken; geride sıcak bir okul, umut dolu öğrenciler, gözleri dolu kadınlar ve güzel dostluklar bıraktım.

İyi ki öğretmenim ve iyi ki bu mesleğe Köy öğretmeni olarak başlamışım…
Published: Jan 24, 2018
Latest Revision: Jan 24, 2018
Ourboox Unique Identifier: OB-416525
Copyright © 2018