by Atilla
Copyright © 2018
Yakın zamana kadar Milli Mücadele’de ”İlk Kurşun’un ” İzmir’in işgali sırasında Hasan Tahsin (Asıl adı Osman Nevres)’in Yunanlılara attığı kurşun,Milli Mücadele’nin İlk Kurşunu olarak biliniyordu. Son yıllarda yapılan araştırmalarda, Milli Mücadele’de düşmana karşı sıkılan ”İlk Kurşun’un,(İzmir’in 15 Mayıs 1919’daki Yunanlılara sıktığı ilk kurşundan 5 ay önce) Dörtyol’da 19 Aralık 1918’de Mehmet Çavuş (Mehmet KARA) tarafından atıldığı ortaya çıkmıştır.
Bu çarpışmaların ardından Dörtyol’a dönen Fransız askerleri, Jandarma Komutanı Teğmen Hasan’ı sebepsiz olarak ağır şekilde yaraladılar. Dörtyol civarındaki Çaylı Köyü’nde Mehmet (Osmanoğlu lakaplı) oğlu Mustafa da Kurtkulağı Köyü’nde şehit edildi. Bu ve buna benzer haksız davranışların devamı, Türk halkını direnişe sevketti.
Yöre halkı canını ve namusunu kurtarmak için her türlü imkanını kullanarak silah
satın almaya başladı.Kara Hasan da Fransızlardan kardeşinin intikamını almak için Kuzuculu
Köyü’nde bir teşkilat kurarak direnişe geçti. Mal ve hayvanlarını satarak silahlanan yöre insanları da Kara Hasan’a katıldılar. Böylece, zamanla sayısı 300-400’e varan bir milli teşkilat ortaya çıktı.1919 yılı başlarında harekete geçen Kara Hasan Paşa ve çetesi de, Türkiye’de işgal güçlerine karşı milli direnişi ilk başlatan teşkilat olmuştur.
Kara Hasan’a halk ”PAŞA” unvanını verir. Çetesi de ”Kara Hasan Paşa Çetesi”
olur. Kara Hasan Paşa artık Fransız ve Ermenilerin korkulu rüyası olmuştur.Kara Hasan Paşa,
halkın dilinde bir milli kahramandır artık. Çetesi ile Gavur Dağları, Antakya, Adana, Maraş, Antep, Osmaniye, Ceyhan dolaylarında Fransızlara baskınlar yapıyordu. Türklerin can, mal ve namuslarını korumaya çalışıyordu. Kara Hasan Paşa, Türkiye’nin en büyük Kuvay-i Milliye Teşkilatını kurarak Fransız ve Ermenilerle mücadele ederek 9 Ocak 1922’de düşmanların bu vatan topraklarından kovulmasını sağlamıştır.
Milli Mücadele’nin ilk kurşunununun İzmirde 15 Mayıs 1919 tarihinde atıldığını biliriz. Çoğu kitaplarda hatta ders kitaplarında öyle yazar. Ancak yapılan araştırnalar bu tezin doğru olmadığını İlk Kurşunun Hatay Dörtyol’da atıldığı sonucunu ortaya çıkardı.
Bu yapılan araştırmalar demek değildir ki İzmirin işgali sonrası Hasan Tahsin’in attığı kurşun yok sayılmıştır. Hayır Hasan Tahsin o hareketi yapmıştır. Sonucunda bir millet’in milli duygularını, içindeki vatan sevgisini tekrar canlandırmıştır ve sonucu İlk Kurşun’un Hatay’da atılmasından daha kapsamlı ve daha etkili olmuştur.
Konumuza geri dönecek olursak!
Milli Mücadelenin “İlk Kurşunu ” Hatay’ın Dörtyol İlçesi, Karakese Köyü yakınındaki Özerli Çayı kenarında Mehmet Kara ve Çete arkadaşları tarafından 19 Aralık 1918 tarihinde atılmıştır. Bu olay 15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgalinden yaklaşık altı ay öncedir. İlk kurşunu atan çete Mehmet Kara’nın kısa bir süre sonra ölmesiyle bu çete içinde yer alan Kara Hasan mücadeleye devam etmiştir. Çete liderliğini üstlenen Kara Hasan, Hatay Milli Mücadelesinde kilit adam rolünü üstlenmiştir.
Dünya Savaşı’nın sona ermesi ve Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasını takiben, yöreden göç ettirilen Ermeniler’in, Fransızlar desteğinde geri döneceği ve yöreyi işgal edeceği söylentilerinin yayılması, dehşet verici olayları yaşayan ve bu Ermeniler döndüğü takdirde aynı dehşeti bir kere daha yaşayacağının bilincinde olan, Türk halkını endişeye sevk etmişti. Bu endişe, ne yazık ki, boşa çıkmamış, olaylar istenmeyen bir biçimde gelişmiştir.
- Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru, Fransa, Ermeni gönüllüleri ile bir mukavele imzalamış, buna göre, vatanları kabul ettiği tehcir bölgelerine ilk olarak girme imtiyazını vermişti
Dörtyol, yörenin ilk işgal edilen şehirlerinden biri oldu.
11 Kasım 1918’de, halkın, erzak deposu önünde birikmesini bahane eden, Fransızlar ve İngilizler, Osmanlı Hükûmeti’nden, yörenin işgaline zemin hazırlayacak yeni taleplerde bulunmuşlar, “Kilis-İslahiye hattının güneyinde ve Misis tren yolu boyunda bulunan Türk askerlerinin, 1 Aralık 1918’e kadar, Ceyhan Nehri’nin batısına çekilmesini, her çeşit silâhlarını teslim etmelerini ve bu kuvvetlerin terhisini” istemişlerdi.
Nihayet, 11 Aralık 1918’de, Dörtyol’u işgal eden Fransızlar, bu işgalde dört yüz Ermeni’den oluşan bir Fransız taburundan faydalanmışlardı. Bu işgal birliğine bağlı erler, Türkler’e ait oniki evi basarak eşya ve paralarını gaspetmiş, bir kadını boğazından yaralamış ve Osmanlı jandarmasını kasabadan çıkarmışlardı.
Fransızlar’ın, işgal sırasında, Fransız askerî üniforması giydirdikleri Ermeniler’e, işgal kuvvetleri arasında yer vermeleri ve bunların işgalle birlikte hakaret, gasp ve yaralama olaylarına girişmeleri, Türk ve Müslüman halkın, Ermenilerle birlikte, Dörtyol, Adana ve havalisini işgal eden Fransızlar’a da sert tepkiler göstermesine yol açmıştır. Fransızlar, işgali takiben, daha önce Suriye ve Lübnan’a göç ettirilen Ermenileri, Dörtyol’a ve yörenin diğer şehirlerine naklederek, yerleştirdiler. Az zamanda, Dörtyol’a yerleştirilen Ermenilerin sayısı oniki bin kişiye ulaştı.
Kısa zaman sonra, Dörtyol ve yakınlarına yerleştirilmiş olan sivil Ermeniler de, Fransız İşgal Kuvvetlerinden cesaret ve destek alarak, Dörtyol civarındaki köylere baskınlar düzenlemeye başladılar. Fransızlar ve Ermeniler, Özerli Köyü’ne saldırdılar ve halka hakaret ettiler, bazı evleri yağmaladılar. Bu kötü tutum ve hakaretlerine tahammül edemeyerek karşı koyan Özerli Köyü İhtiyar Heyeti’nden Muhtar Şeyhmuszâde (Şeyh Musazâde) Mehmet Ağa ile üye Abdülkadir Ağazâde Yusuf Ağa’yı, elleri bağlı olarak, Fransız İşgal Komutanı’nın kapısı önünde, süngü ile şehit ettiler.
Ayrıca, Dörtyol’un güneyinde ve yakınındaki Karakese Köyü’ne güçlü bir müfreze ile taarruz eden Fransızlar ve Ermeniler, Özerli’de işledikeri cinayetleri bu kez gerçekleştirme imkânı bulamadılar. Karakese ve çevre köyler halkı, Fransız ve Ermenilerin zulmüne uğramamak için, Dörtyol ve Özerli’ye giden yolları taştan hazırladıkları siperlerle kapatarak, kendilerini savunmaya karar vermiş ve cereyan eden şiddetli bir muharebeden sonra beş-on erlerini kayıp veren ve şaşkına dönen Fransızlar, Dörtyol’daki karagâhlarına geri çekilmek zorunda kalmışlardır.
19 Aralık 1918. Bu arada, Dörtyol ve çevresindeki köyler halkından, Türkler’e ait hayvanlara zorla el koyarak götürmek isteyen Ermeni kafilesi de, Turunçlu yakınında karşılarına çıkan Koca Ömer Oğlu Mehmet Çavuş (Mehmet Kara), Köse Mehmed ve bazı arkadaşları tarafından imha edilmiş, hayvanlar kurtarılmıştı. Yakın zamana kadar, Millî Mücadele’de düşmana karşı ilk kurşunun, nerede ve hangi tarihte atıldığı konusunda bir görüş birliği yoktu. İzmir’in işgali sırasında Hasan Tahsin Recep (asıl adı Osman Nevres)’in, Yunanlılar’a attığı kurşun, Millî Mücadele’nin ilk kurşunu olarak biliniyordu. Son yıllarda yapılan araştırmalar ve ortaya konan vesikalar, Millî Mücadele’de düşmana karşı atılan “ilk kurşunun -hattâ kurşunların-”, Dörtyol’da, 19 Aralık 1918’de, Mondros Mütarekesi’nde elli gün sonra, yiğit Dörtyollular’ın cesur evlâdı Mehmet Çavuş (Mehmet Kara) ve müfrezesi tarafından atıldığını ortaya çıkarmıştır.
Bu çarpışmaları takiben, Dörtyol’a dönen Fansız askerleri, Jandarma Komutanı Teğmen Hasan’ı, sebepsiz olarak, ağır şekilde yaraladılar. Dörtyol civarındaki Çaylı Köyü’nden Osman Oğlu Mustafa da, Kurtkulağı Mevkii’nde şehit edildi. Bu ve benzeri haksız davranışların devamı Türk halkını direnişe şevketti. Yöre halkı, canını ve namusunu kurtarmak için, her türlü imkânını kullanarak silâh satın almaya başladı. Kara Hasan da, Fransızlar’dan, kardeşinin intikamını almak için, Kuzuculu Köyü’nde bir teşkilât kurarak direnişe geçti. Mal ve hayvanlarını satarak silâhlanan yöre gençleri de Kara Hasan’a katıldılar. Böylece, zamanla sayısı 300-400’e varan bir millî teşkilât ortaya çıktı. 1919 yılı başlarında harekete geçen Kara Hasan (Hasan Paşa) ve çetesi de, Türkiye’de, işgal güçlerine karşı, millî direnişi ilk baştan teşkilât olmuştur.
Published: Feb 18, 2018
Latest Revision: Feb 18, 2018
Ourboox Unique Identifier: OB-433738
Copyright © 2018