GELECEĞİ KURTARMAK

by Buse Sümer

This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

GELECEĞİ KURTARMAK

  • Joined Apr 2018
  • Published Books 1

Biz insanlar, Dünya adı verilen gezegenin farklı farklı yerlerinde yaşamaktayız. Haritadan gördüğümüz kadarıyla, kimimiz etrafı sularla çevrili küçük kara parçalarında, kimimizse bakıldığında bir bütün olarak görünen topraklarda… Ancak değişmeyen, ortak bir şeyimiz varsa insanlar olarak, o da hepimizin farklı yerlerde de olsa, bu gezegen üzerinde beraber yaşadığımızdır.

İnsanlar her zamanki gibi bunu da unutuyorlar. Gerçi umursuyorlar mı ki unutsunlar… Bu da insanlığın  çok farklı yerlere sürüklendiğinin bir kanıtı bence. Sonumuz ne olur bilemem ama bir katliamdan, bir faciadan ya da bir kaostan çok daha korkunç olacakmış gibi hissediyorum.

2

Bu sonucun oluşabilecek olmasındaki nedenlerden bahsetmek istiyorum biraz. Elde etmek isterken bir şeyi, diğer şeyleri nasıl yok ettiğimizi anlatmak istiyorum. İnsanların doğasında var sanırım, gerçi hayvanlara özgüydü normalde bu durum ama neyse… Biz insanlar var olduğumuzdan beri yıkımlara yol açtık, büyük ya da küçük.. İlk önce hayvanları yok etmeye başladık, onlara zulmettik. Kendi isteklerimiz doğrultusunda onları eğittik. Yetmedi ürettiklerinden faydalandık fakat gözümüz doyar mı hiç? Bu sefer de onları öldürerek besin kaynağımız haline getirdik. Kürkleri için onları öldürdük, kıyafetler yaptık kendimize.

3

Bir yere kadar bunlarla sınırlı kalabildi insan. Zaman geçtikçe sıkıldı ve başka arayışlara girdi. Bu seferde ağaçları kesti, onlarla neler yapabileceğine akıl yordu. İyi bir şey aslında bu ama iş çığrından çıktı bir süre sonra. Sınırlı sayıda kağıt üretildi, bilgiler oraya aktarıldı. Bizlere, halka ulaştırılmada yardımcı oldu. Bununla birlikte sözleşmeler ortaya çıktı, yönetim şekilleri gelişti, güçlü ve güçsüz olarak sınıflandırıldı insanlar. Birbirini yok etmeye başladılar bu sefer de. Sırf o sözleşmeleri yok etmek için, herkesi kendi iradesinde bulundurmak için, gücü elinde bulundurmak için yok etmeye başladılar kendi soylarını.

4

Kendilerini geliştirdiler, daha fazla ağaç yok ettiler. Ama sadece kağıt için değildi artık bu yok edişler. Yeni şeyler ürettiler, yeni ve zararlı. Bunlardan birisi de isteklerimiz, tatmin oluşlarımız uğruna her şeyi yok ettiğimiz küçük dikdörtgen parçaları oldu. İnsanlar artık daha çok uzaklaştı yaratılışlarındaki o muhteşemlikten. Kolayca yok edebilmeye başladılar her şeyi; doğayla, hayvanlarla ve insanlarla sınırlı kalmadı bu. Bunu fark edenler oldu, karşı çıkmaya kalkıştılar. Beraberinde ellerinden sadece özgürlükleri, sevdikleri ya da sahip oldukları diğer şeyler değil hayatları da gitti.

5

Halk daha da içine kapandı gün geçtikçe. Onlar içine kapandıkça daha da güç aldılar bunu yapanlar. Bu sefer sadece kendi vatanını, kendi milletini ele geçirmek ya da yok etmek ile sınırlı kalmamaları gerektiğini düşündüler. Kendilerini daha çok geliştirmeye çalıştılar. Birçok keşifte bulundular, icatlar yaptılar. Fetihlerle toprakları ele geçirdiler, bombalarla hayatları. Fakat onlar bunları başarırken kendi değerlerini kaybetti, geçmişini sildi, yeni şartlar koydu hayatına, düşüncelerine.

6

Bunları yazarken düşünüyorum da bu kadar kötü insanın yanında iyi olanların yok olmasının ne kadar acı verici olduğunu fark ediyorum. Değerlerini korumak için savaşan insanları, Dünya’yı yok olmaktan kurtarmaya çalışanları, tek bir canlıya zarar gelse ortalığı ayağa kaldıran insanları… Yok ediyorlar o muhteşem varlıkları çıkar uğruna her şeyi yapanlar.

Ben böyle bir hayatta yaşamak istemiyorum. İnsanların değişmeyeceklerini, açgözlülükleri, bencillikleri uğruna neler yapabileceğini biliyorum. Gerçekten adalet var mı bu hayatta? Ben bulamıyorum da. Peki ya özgürlük, saygı, sevgi ya da çıkar uğruna olmayan herhangi bir şey? Kandırmayalım kendimizi lütfen, her şeyin farkında olduğumuzu düşünüyorum.

7

Çok bir şey istemiyorum ki ben insanlardan. İyi ve mutlu olsunlar yine ama bu şekilde kendilerini kandırarak değil. Ben de isterim herkes mutlu ve huzurlu olsun. Fakat ne anlamı olurdu ki o zaman yaşamanın? Sürekli mutlu ve stabil olan bir hayat düşünebiliyor musunuz ki siz?

8

Kafamdakileri anlatayım size, ne istediğimi, neyi başarmak istediğimi.. İnsanları düzeltemem belki ama buna meyilli yapabilirim onları. Kendi benliklerini görebilmelerini, bencil ve açgözlü olmadan da mutlu olunabileceğini, sevgi ve güvenin her şeyden üstün bir kavram olduğunu anlamalarını sağlayabilmek istiyorum. Değerlerimize ne kadar önem verirsek ki özellikle de evrensel değerlere, kişiliğimizin bir miktarda olsa kendine gelebileceğine inanıyorum. Bizi biz yapan şeyleri göstermek istiyorum insanlara. İçlerinde var olan o şaheseri gün yüzüne çıkararak etkisinden kurtulamayışlarını görmek istiyorum. Sorunların savaşlarla, silahlarla, güçle ve bombalarla çözülebilme düşüncesinden çıkmaları gerekiyor insanların. Bunlarla başarmaya kalkıştılar da ne oldu? Japonya hala toparlanamıyor, yıllar önce atılan o bombanın etkisinde hala. Ama ayakta durmaya çalışıyorlar, kararlılar, başarabileceklerine inanıyorlar.

9

Ben bunları anlatıyorum fakat inanç devreye giriyor burada araya. Bunu başarabileceğinize dair inancınız yoksa benim elimden bir şey gelemez. Fakat olumsuz düşünmeyip yoluma devam etmek istiyorum. Kökenimize inmek istiyorum biraz, ailelerimiz oluyor yani burada konu. Üstümüze titreyen, her an bir şey olacak diye düşünerek gözlerini üstümüzden ayırmayan ailelerimiz. Ne olursa olsun yanımızda olan, ayağımız kayıp yere kapaklandığımızda bizi tekrar ayağa kaldırmaya çalışan ailelerimiz.

10

Her şey onlarla başlıyor. İlk onlardan öğreniyoruz sahip olduğumuz bilgileri. Sahip olduğumuz değerleri onlar öğretiyor, eğitimli bir birey olmanın faydalarını onlar anlamamızı sağlıyor. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu usanmadan anlatıyorlar bize, hayatımızı kötü anlamda etkileyecek bir hata yapmış olsak bile yanımızda olup güçlü kalmamızı sağlıyorlar. En çok iyiliğimizi isteyenler onlar. Neden mi? Çünkü onlar senin ailen, bizim ailelerimiz.

11

Hiçbir şeyden geri kalmamızı istemiyorlar, sürekli olarak bizi daha ileriye nasıl taşıyacaklarını düşünüyorlar. Bunun için de ellerinden geleni yapıyorlar. Eğitimimizle ilgileniyorlar öncelikle, herkesin eşit olduğu bir yerde, ayrımın bulunmadığı bir ortamda görmek istiyorlar bizi. Eğer eğitimimiz iyi olursa birilerine yardım edebilme fikrini aşılıyorlar bizlere. Bununla yetinmiyorlar ama. İstediğiniz bir sanat ya da spor dalı vardır mutlaka öyle değil mi? Daha küçükken ilgi odağınız haline gelen dallara önem verip sizi teşvik ediyorlar. Ne de olsa “Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa, tam bir hayata sahip olamaz.” diyor büyük önderimiz. Bir bildiği var ki demiş o koca yürekli adam..

12

Aile ile temeller atıldı az önce. Peki ya sonrası? Sonrasında artık devlet yüceltecek insanın yüreğini ve düşüncelerini. Başımızda bir liderimiz olacak, bizi gerçekten korumayı bilen. Her alanda destek veren, kazandığı başarılarla örnek almayı isteyip duracağımız bir lider.. Ama bunların yanında iyi bir yönetici olacak. İnsanın ne olduğu malum, ne olursa olsun kurallar olmak zorunda. Anayasalar var ya zaten bu yüzden. Ama kim ne kadar uyar orası meçhul. Liderimiz sorumlu bu işten, anayasa çıkaracak. Ve kim olursa olsun kötüyü isteyemeyecek insan. Nereden bilebiliriz ki kötüyü isteyip istemediğini? İşte bu yüzden de bilime önem veriyor olacak ya. ‘’Bilim organize edilmiş bilgi, bilgiler de organize edilmiş hayattır.’’ demiş bu yüzden Kant. Hayatımızın iyi yönde ilerlemesi için şart değil de nedir ki bu?

13

Liderimiz özgürlükçü olmalı aynı zamanda; en çokta düşünce özgürlüğüne önem vermeli. Bir kadın düşüncelerini bile özgürce dillendiremiyorsa, toplum tarafından hoş olmayan şeylere katlanıyorsa nerede kalmış eşitlik, nerede kalmış özgürlük? Kendi dinlerini özgürce yaşayamıyor, erkeklerden alt tabakada görülüyorlarsa, kadın-erkek eşit dendiği halde sadece lafta kalıyorsa bu durum, ne gereği var ki bu kadar şeyin? Hukukun, barışın doğru düzgün sağlanamadığı bir yerde yaşamak istemezdi hiç kimse, değil mi? Neden böyle bir hayat yaşamaya zorlanalım ki o zaman, neden bu kadar söz konusu olsun bu konu?

14

Birçok şeyin yanında ekonomi de düzeltilmeli elbette. Benden söylemesi, bu gidişat gidişat değil. Dolar, Euro fiyatlarını görmemiş olamazsınız herhalde. Ne gerek var bu kadar kasmaya insanları, bir sürü sorunları varken bir de bununla uğraştırmaya? Dünya’da daha önemli birçok şey varken biz hala para derdindeyiz. Gözümüzü kör eden o pis kağıt parçasının peşinden sürükleniyoruz.

15

Biz katlediyoruz, her şeyi. Bunu önlemek içinse hiçbir şey yapamıyoruz, yapmıyoruz. Neden diye düşünün lütfen, neden başarısız oluyoruz Dünya’yı düzeltmekte diye. Kendinize bile bir parça katabilmeniz demek bir şeyleri başardığınıza kanıttır. Unutmayın, başlamadan bir işi asla bitiremezsiniz. Lütfen sizde elinizden geleni yapın ve tüm insanların yapmasına yardımcı olun.

16
This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

Ad Remove Ads [X]
Skip to content