

İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ……………………………………………………..4
DONDURMA ……………………………………………. 5-6
TİNKİ VE PERİ …………………………………………. 7-8
SELİN İLE EDA’NIN TATİLİ ………………………….. 9-10
KÜÇÜK KIZIN HAYALİ ……………………………….. 11-12
OKUL GEZİSİ ………………………………………….. 13-14
OKUL HEYECANI ………………………………………. 15-16
YENİ EV HEYECANIM …………………………………. 17-18
AHMET’İN HAYALİ …………………………………….. 19-20
TERZİ VE OĞLU ……………………………………….. 21 -22
BENİM KUZUM …………………………………………. 23-24
DOĞUM GÜNÜ …………………………………………. 25-26
ALİ İLE AYŞE ……………………………………….. … 27-28
ASLAN İLE TİLKİ…………………………………………29-30
KAYIP BALIĞIN BAŞINA GELENLER…………………..31-32
RÜYA………………………………………………………33-34
PİKPİK İLE PUKPUK……………………………………..35-36
SİHİRLİ KİTAP……………………………………………37-38
KEDİMİZ PAFİ…………………………………………….39-40
MİNİK KUZU ……………………………………………..41-42
ÖNSÖZ
Bu kitaptaki hikayeler 2/C sınıfı öğrencileri tarafından yazılmıştır. Öğrencilerim 2019-2020 Eğitim-Öğretim yılında Yazar Olacak Çocuk Etwinning Projesi’ne katılarak sınıfta hikaye yazma çalışmaları yaptılar. Onların kaleminden dökülen bu hikayeler hayal dünyalarının birer ürünüdür.
Yazı yazmayı öğrenmek, her şeyden önce düşünmeyi öğrenmektir.
Çocuklarımıza fırsat verilirse başaramayacakları şey yoktur.
Canım öğrencilerim sizleri cesaretiniz, proje çalışmalarınız ve bu güzel hikayeleriniz için tebrik ederim.
SEVİNÇ KAMAN
2/C Sınıf Öğretmeni
DONDURMA
Soğuk geçen kış mevsiminden sonra bahar mevsimi gelmişti. Havalar ısındı,çiçekler açtı, ağaçlar yeşerdi. En sevdiğim yaz mevsimi gelmek üzere idi.
Artık yaz gelmişti. Şimdi kısa kollu yazlık kıyafetleri giyme vakti gelmişti.
Annem beni denize götürdü. Orada en sevdiğim dondurma dükkanını gördüm. Anneme dondurma dükkanına gidelim, dedim.
O da bana dondurmanı nasıl istersin diye sordu. Anneme çilekli, çikolatalı, dutlu isterim dedim. Dondurmamı aldım sahile gittim.
Orada dondurmamı yerken bir çocuk bana bakıyordu.
Çocuk annesinden dondurma istedi. Annesi yeterli parası olmadığı için alamayacağını söyledi. Hemen anneme koştum. O çocuğa dondurma alalım, dedim. Annemle birlikte ona bir dondurma aldık. Çocuk çok mutlu oldu. Bize teşekkür etti. Ben de onun mutlu olduğunu görünce çok sevindim. Paylaşmak çok güzeldi.
YAZAN: BERİL A.

TİNKİ VE PERİ
Bir zamanlar bir peri vardı. Tinki adında bir çocuğun karşısına çıktı. Tinki Peri’yi görünce şaşırdı. Peri ona kendisinden korkmasına gerek olmadığını söyledi. Tinki sen perisin diyerek çığlıkattı. Peri senin dileklerini gerçekleştirmek için geldim,dedi. Tinky çok sevindi. Ne dileyeceğini karar veremedi. Gece olmuştu. Tinki’nin uyuma vakti gelmişti. Peri Tinki’ye sabahtekrar geleceğini söyledi. Kararını sabah söylersin dedi ve birden kayboldu.
Tinki heyecandan uyuyamadı. Sürekli ne dileyeceğini düşündü. Ertesi gün yine geldi.
Tinki kararını vermişti. Ben de senin gibi bir peri olmak istiyorum dedi. Peri bu dileğin gerçekleşmesi mümkün değil dedi. Tinki biraz düşündükten sonra arkadaşlarıyla oynayabileceği güzel bir park diledi. Peri bu dileği hemen gerçekleştirdi. Tinki çok mutlu oldu.
yazan: BEREN

SELİN İLE EDA’NIN TATİLİ
Selin ile Eda teyze kızlarıymış ve aynı yaştalarmış. Okula beraber giderlermiş. Yıllardır hiç görmedikleri Şeyma adında ablaları varmış. Onunla telefonda görüşerek yaz tatilini hep beraber geçirmek istediklerini söylemişler. Böylece özlem gidereceklermiş. Selin ve Eda aileleriyle birlikte köye gitmişler. Ablaları Şeyma onları orada bekliyormuş. Köye vardıklarında birbirlerine sarılmışlar ve çok mutlu olmuşlar. Şeyma Selin ve Eda’ya köyü gezdirmiş. Bağları, bahçeleri, akarsuları görmüşler. Mis gibi temiz ve huzurlu havayı içlerine çekmişler. Şehirden uzakta güzel bir tatil yapmışlar. Çok özledikleri ablalarıyla hasret gidermişler. Selin ile Eda çok mutlu olmuş.
YAZAN: ELİF

KÜÇÜK KIZIN HAYALİ
Bir varmış bir yokmuş taştan şehirlerin birinde şirin bir kız yaşarmış.Bu kız doğayı çok severmiş. Şehir merkezinde yaşadıkları için yeşillik görmüyormuş. Bir gün yağmurun yağışını seyrederken yeşilliklerle dolu bir evinin olduğunu hayal etmiş. Hayalini annesi ile paylaşmış. Annesi kızının bu hayalini gerçekleştirmek istiyormuş. Bir zaman sonra annesi güzel bir bahçe içinde bir ev bulmuş ve o eve taşınmışlar. Küçük kız çok mutlu olmuş. Evin bahçesine ekmek için tohumlar ve fidanlar almışlar. Bahçelerine ekmişler. Ertesi sabah kalktıklarında fidanların olmadığını görmüşler. Annesi bahçeyi kargalar yemiş olabilir, demiş. Küçük kız ve annesi bahçelerine tekrar sebzeleri ekmişler. Bahçelerine bir de korkuluk yapmışlar. Artık kargalar gelmiyormuş. Küçük kız bahçeye özenle bakıyormuş. Günler geçmiş sebzeler çiçek açmış. Sebzelerin her gün bakımlarını yapan küçük kız çok mutlu olmuş. Zaman sonra artık sebzeler olmaya başlamış. Domates, patlıcan,biber, salatalık yetiştirmişler. Küçük kızın sonunda hayali gerçek olmuş
YAZAN : ZEHRA

OKUL GEZİSİ
Bir gün Nehir’in öğretmeni bir gezi düzenlemeye karar vermiş. Nehir bu haberi koşarak annesi ve babasına anlatmış. Nehir’in ailesi geziye katılmasına izin vermişler. Nehir çok mutlu olmuş. Hemen odasına gidip ihtiyacı olan eşyalarını alıp çantasını hazırlamış. Ertesi sabah yataktan fırlamış. Ellerini yüzünü yıkamış, kahvaltısını yapmış, üzerini değiştirmiş ve annesi ile okula gitmiş. Gezi otobüsü gelince Nehir çantasını sırtına takıp otobüse binmiş. Annesine el sallamış. Gezi otobüsünde en iyi arkadaşı olan Derin ile yanyana oturmuşlar. Birkaç saat sonra öğretmenleri deniz kenarında piknik yapacaklarını söylemiş. Tüm öğrenciler sıra halinde otobüsten inmişler. Herkes yiyeceklerini çıkarıp birbirine ikram etmiş. Derin ve Nehir yiyeceklerini paylaşmışlar. Piknikleri bitince otobüse binmişler ve yola çıkmışlar. Birkaç saat sonra Ankara’ya ulaştmışlar. Burada Anıtkabir’i gezmişler. Atatürk’ün mezarını ziyaret etmek hepsini çok duygulandırmış. Nöbetçi askerleri selamlamışlar. Müzeyi gezmişler. Akşam olunca otobüse binmişler ve evlerine geri dönmüşler. Nehir bu geziye katıldığı için çok mutlu olmuş.
YAZAN : MELİSA

OKUL HEYECANI
Ayşe Nisa bu sene bir sınıfa başlayacaktı. Babası ve ablası ile okul ihtiyaçlarını almak için alışverişe çıktılar. Çanta, defter kalem, kalem kutusu, yapıştırıcı, resim malzemeleri, suluk ve beslenme çantası aldılar. Alışveriş Merkezi’nde çocuk oyun alanında oynadıktan sonra karınları acıktı. Birlikte yemek yediler. Akşam üzeri yorgun bir şekilde evlerine döndüler. Yorgunluktan uyuyakaldılar.
Ayşe Nisa ve ablası okulun açılış gününe kadar denize gittiler, oynadılar, eğlendiler. Okul açılmadan önceki pazar günü banyolarını yapıp çantalarını hazırladılar. Heyecanla yataklarına girip uyudular. Sabah olunca kahvaltı yapıp hazırlandılar ve hep birlikte evden çıkıp okulun yolunu tuttular. Yeni tanışacağı bir sürü arkadaşları ve öğretmeni olacaktı. Okulda bayrak töreni bitince sınıflarına girdiler. Öğretmenleri ve arkadaşları ile tanıştı. Arkadaşlarının isimlerini öğrendi. Tüm gün oyunlar oynadılar, eğlendiler. Ayşe Nisa okulu ve arkadaşlarını çok sevdi. Her gün okuluna istekle koştu.
Okulun son günü karne törenine kadar düzenli özverili ve başarılı bir öğrenci oldu.
YAZAN: SU

YENİ EV HEYECANIM
Annem ve babam bundan 2 yıl önce yeni bir ev almaya karar vermişler. Bunu benimle de paylaşmışlardı. Arabamızı satıp biraz da para biriktirip şehir merkezinden küçük şirin bir ev aldık. Yaz sonu buraya taşınacaktık. Kardeşim ve ben çok mutlu olduk. Yeni evimizde rahat bir yaşam sürecektik. Orası kaloriferli sıcacık bir evdi. Şu an ki evimizde çok güzeldi ama çok soğuktu. Soğuk olduğu için arkadaşlarımla odamda oynayamıyordum.Yeni evimiz sıcacık olduğu için odamda arkadaşlarımla oynayabilecektim. Banyo yaptığım zaman hiç üşümeyeceğim. Annemler yeni evimize eşya almaya başlamışlar. Annem ve anneannem kardeşim ve benim odam için eşyalar bakmışlar. Benim çok istediğin bir halı vardı. Onu alamamışlar. Annem küçük olacağını düşünmüş.
Hafta sonları yeni evimize gidiyorduk. Kardeşimle benim odamdan Atatürk Dağları görünüyordu. Yaz mevsimini dört gözle bekliyordum. Çok heyecanlıydım yeni odam ve evimiz olacaktı. Hayal ettiğim kadar mutlu olacaktım.
YAZAN:EDA

AHMET’İN HAYALİ
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde bir çocukvarmış. Adı Ahmet’miş. Ahmet’in en büyük hayali balıkçı olmakmış. Çünkü babası balık tutup eve getirirmiş. Bu balıklar çok lezzetliymiş. Yine bir gün babası balık tutup eve gelmiş. Ahmet çok sevinmiş. Babasına teşekkür etmiş. Baba büyüyünce ben de balıkçı olacağım demiş. Babası çok mutlu olmuş.
Aradan yıllar geçmiş ve Ahmet balıkçı olmuş. Ahmet’in hayali gerçek olmuş.
YAZAN: MUSTAFA

TERZİ VE OĞLU
Küçük bir köyde terzi ve oğlu yaşarmş. Terzinin bir de keçisi varmış. Terzi bir gün oğluna keçiyi doyurması için vermiş.Terzinin oğlu keçiyi güzel otlu bir yere götürmüş. Akşam üzeri eve dönme vakti gelmiş. Terzinin oğlu keçiye: Karnın doydu mu, diye sormuş. Keçi: yedim içtim karnım tok, tek yaprak yiyesim yok, demiş. Oğlan: öyleyse hadi eve, demiş. Eve geldiklerinde oğlan keçiyi bağlayıp yukarı çıkmış. Babası önünü kesip: keçi karnını doyurdu mu, diye sormuş.
Oğlu da keçinin karnının doyduğunu söylemiş. Terzi biraz şüphelenmiş. Keçinin yanına gidip: keçi karnın tok mu, diye sormuş. Keçi: bütün gün gezdim oynadım, nasıl tok olayım, demiş. Terzi oğluna çok kızmış. Ertesi gün keçiyi otlatmaya kendisi götürmüş. Akşam olunca keçiye: Karnın doydu mu ?diye sormuş. Keçi:Meeeee doydum, demiş. Sonra eve gelmişler. Eve geldiklerinde keçiye tekrar sormuş. Keçi: doymadım açım, demiş. Terziçk şaşırmış. Oğlunun doğru söylediğini anlamış ve oğlundan özür dilemiş. Babası o günden sonra oğluna hep güvenmiş.
YAZAN: METİN

BENİM KUZUM
Bir gün babam kucağında küçük bir kuzu ile içeri girdi. Üç günlükmüş. Annesi hastalandığı için ona bakamamış. Babam biz bakabiliriz diye eve getirmiş. Çok küçük ve çok sevimliydi. Annem benim bebeklikten kalma biberonuma süt koydu ve babamla birlikte küçük kuzuyu besledik. Çok sevinmiştim. Çünkü ilk defa bir kuzuya besliyordum. İsmini Rüzgar koydum.Önceleri bir biberon süt içer doyardı. Büyüdükçe daha çok süt içmeye başladı. İki aylık olduğunda artık süt yetiştiremiyorduk. Ona bahçemizdeki taze otlardan vermeye başladık. Bahçeye çıkarıp ona ot verdiğimde etrafta koşuyor, oynuyordu. Hatta ben top oynarken topu yakalamaya çalışıyordu. Kuzumla böyle oyunlar oynadık. Günler böyle geçti. Yedi aylık olduğunda kuzum ani bir hastalığa yakalandı. Bütün çabalarımıza rağmen kuzumuzu kaybettik. Çok üzüldüm. Çünkü o benim oyun arkadaşımdı.
YAZAN: EFE

DOĞUM GÜNÜ
Günlerden bir gün 4 Nisan’dı. 4 Nisan benim doğum günümdü. Kahvaltıya indiğinde sanki benim doğum günümü bilmiyorlardı. Anneme:Anne bu gün 4 Nisan. Bir şey unutmadınız mı? diye sordum. Annem: Yok kızım, masada hiçbir şey eksik değil, dedi. Ablam söze karıştı. Anne: Kardeşim ne dedi, hiçbir şey eksik değil ki, dedi. Ablam da doğum günümü unutmuştu. Bu duruma çok üzüldüm. Babam da kahvaltıya geldi ama o da galiba unutmuştu.
Kahvaltıdan sonra evimizin bahçesinde oynamak için çıktım. Aslında kimse benim doğum günümü hatırlamadığı umursamadığı için üzgündüm. Öğleden sonra eve girdiğimde annem, babam, ablam, arkadaşlarım hepsi bizim evdeydi. Bana sürpriz yaptılar. Çok şaşırdım önce ve çok mutlu oldum. Unutmadıkları için çok sevindim. O gün çok eğlenceli bir gündü.
YAZAN : İREMNUR

ALİ İLE AYŞE
Ali ile Ayşe çok iyi arkadaşlardı. Bahçeye çıkar, oyunlar oynarlar, birlikte çok iyi zaman geçirirlerdi. Bir gün Ali’nin babası Ali’ye bisiklet aldı. Ali bütün zamanını bisikleti ile geçirmeye başladı. Ayşe ile eskisi gibi oynamıyordu. Ayşe bu duruma çok üzüldü. O da babasından bisiklet istedi ama Ayşe’nin babası fakirdi. Bisiklet alacak parası yoktu. Bir gün Ayşe bahçede ağlıyordu. Ali Ayşe’nin ağladığını gördü ve yanına gitti. Ayşe’nin neden ağladığını sordu. Ayşe babasının bisiklet alamadığını anlattı. Ali:Ayşe üzülme benim bisikletime ikimiz de binebiliriz, dedi. Ayşe çok sevindi. İki arkadaş eskisi gibi birlikte oynamaya başladılar ve çok mutlu oldular.
YAZAN : EGE

ASLAN VE TİLKİ
Bir gün tilki ormanda geziyordu. O sırada Aslan çalıların arkasında oturuyordu. tilki aslanın önünden geçerken Aslan onu korkutmak için kükredi. tilki çok korkmuş ve bayılmıştı.Bunu gören uğur böceği ile alsana neden tilki’yi korkuttuğunu sordu. Aslan şaka yapmak istediğini söyledi. Ormandaki tüm hayvanlar biraz da Tilkinin başına toplandı. Tilkiyi kirpi uyandırmak için yüzüne su serptiler ona su içirdiler. sonra Tilkii kendine geldi. diğer hayvanlar aslanı uyardılar. Aslan tilkinin durumuna çok üzülmüştü. Yaptığından pişman olmuştu. Tilkiden özür diledi bir daha böyle şakalar yapmayacağına söz verdi. tilki aslanı affetti. Ertesi gün tilki, aslan ve uğur böceğini uyandırmış birlikte derede yüzlerini yıkamışlar. Ormanda yemek yemişler ve oyun oynamaya başlamışlar. Aslanı korkutmak istemiş. Saklambaç oynarken aslan ebe olmuş. Tilki ve uğur böceği arkasına saklanmışlar ve ona buuuuum demişler. Aslan korkmuş ve eğlenmiş.Birlikte çok güzel vakit geçirmişler.
Yazan: H.POYRAZ

KAYIP BALIĞIN BAŞINA GELENLER
Kayıp Balık bir gün oltaya takıldı. Onu yakalayanlar çok küçük olduğunu görünce suya geri bıraktılar. küçük balık ailesini kaybetmişti. ailesini bulmaya çalışıyordu ailesini ararken bir köpek balığı ile karşılaştı. Köpekbalığından çok korkan küçük balık kaçtı ve saklandı. Köpekbalığından kurtuldu. Ailesini aramaya devam etti.Ama bulamadı. Bir gün denizde iki büyük balık gördü. Ailesine benzetti, yanlarına gitti ama onlar ailesi değildi.Aramaktan vazgeçti. pes etmişti. Bir kenara geçip ağlamaya başladı.Yanına bir balık geldi. Ailesini kaybetmiş ağlıyordu.Birbirlerine ailemizi bulacağız dediler ve yeniden aramaya başladılar. Sonra uzakta 4 balık gördüler.Yanlarına geldiklerinde aileleri olduğunu anladılar. İkisi de anne ve babasına kavuşmuştu.
Yazan: GÖRKEM

RÜYA
Bir gün Eymen hafta sonu olduğu için parka gitmiş,saatlerce oyun oynamış ve eve gelince uyuyakalmış.Eymen rüya görmeye başlamış. Rüyası çok güzelmiş.Arkadaşları Kerem Metin ve Ege ile birlikte küçük bir uçakla uzayda geziyorlarmış. Aniden bir şeyler görmüşler. İkişerli dörderli göktaşları varmış. Eymen ve arkadaşları ağ açıp iki göktaşı tutmuşlar ama çok ağır olduğu için ağları yırtılmış. Bir göktaşı daha görmüşler, peşinden gitmişler.Bir roket gelmiş. Dünyadan gelen bir roketmiş. Metin ve Ege’ye çarpmış ve onlar yeniden dünyaya dönmüş.Sonra başka roketler gelmeye başlamış. Eymen kaçıyormuş roketler ona bomba atıyorlarmış.Eymen kurtulmaya çalışmış. Ama son bomba ona çarpmış. Eymen kan ter içinde uyanmış. Rüya olduğunu anlayınca rahatlamış. Okula gittiğinde bu rüyayı arkadaşlarıyla paylaşmış.
Yazan: KEREM

PİKPİK VE PUKPUK
Bir zamanlar bir çocuk varmış. Bu çocuğun Pikpik’miş.Arkadaşın adı Pukpuk’muş. Pukpuk Pikpik’ i evine davet etmiş. Sonra parka gitmişler. Pikpik’in evine geri dönmüşler. O gece Pikpik’in evinde kalacaklarmış. Akşam olmuş birlikte yemek yemişler. Pikpik ve Pukpuk dişlerini fırçalayıp yatmışlar. Sabah olunca yine parka gidip oyunlar oynamışlar. İki arkadaş çok güzel vaki geçirmişler
Yazan: ZEYNEP

SİHİRLİ KİTAP
Birgün Babamla markete gitmiştik kitaplara bakıyordum. Kitaplara bakarken parlayan bir tane kitap bulmuştum. Babamı çağırdım ve ona ‘’Bu kitap neden parlıyor’’ diye sordum. Babam ‘bilmiyorum’ dedi.Babama o kitabı almak istediğimi söyledim. Babam da kabul etti. Eve geldik,hemen kitabı aldım ne açtım. Kitap beni bir yere götürdü.Bir parkur vardı ve o parkuru bitirmeye çalıştım. Aradan saatler geçti ve sonunda parkuru geçtim. Sonra birden kendi dünyama geçtim ve kitap bana dedi ki: ‘’Bu içerideki parkuru kimse geçememişti. Bu parkuru sadece sen geçtin.’’ dedi. Bana çok büyük bir kupa verdi. Sonra da kitabı okumaya başladım.
Yazan:TOPRAK

KEDİMİZ PAFİ
Benim adım Alya. İkinci sınıfa gidiyorum. Annem ablam ve anneannemle yaşıyorum. Tabi bir de kedimiz Pafi’yi unutmayalım. Buraya nasıl geldiğini anlatayım. Annem bir veterinerin bir kedi sahiplendirmeceğini duymuş ve sahiplenmeyi çok istemiş. Onu aldığımızdan beri ablam, annem de anneannemi sürekli tırmalıyor. Ama oyun oynarken yanlışlıkla tırmalıyor. Hatta uyurken saçımla oynuyor. Sonra yüzümü yalıyor. Daha neler neler yapıyor. İyi ki var. Hatta bir keresinde tel kapımıza tırmandı. İnanabiliyor musunuz? Yatağı, mama kabı, su kabı ve kumu var. Kedimiz Pafi eğitimli bir kedi. Odasından pek fazla çıkmıyor. Bazen çok miyavlıyor ama sevilmeyi çok seviyor. Biz kedimizi çok seviyoruz. Hayvanları sevelim.
Yazan: ALYA

MİNİK KUZU
Bir gün minik kuzu ailesiyle birlikte kırlarda koşup eğleniyordu. Akşam olunca çimlerin arasında yatıp uyudu.Sabah kalkınca kırlarda yürümeye başladı. Minik kuzu yürürken bir ev gördü.Eve doğru yürüdü, içeriden bir adam çıktı. Bu adamın adı Hasan’dı.Minik kuzu ilk önce çok korktu. Sonra Hasan ile Minik kuzu arkadaş oldular.Hasan evindeki ahırı Minik kuzu ve ailesine verdi.Mutlu mesut yaşadılar.
YAZAN: ALİHAN

Published: Apr 25, 2020
Latest Revision: Apr 25, 2020
Ourboox Unique Identifier: OB-791555
Copyright © 2020